27. BÖLÜM

4.2K 255 73
                                    

100 Beğeni ve 50 Yorum sınırı koyuyorum. Sınır geçmeden bölümü atmayacağım. Emeğimin karşılığını almadıkça bu böyle gidecek üzgünüm kızlar.

Nerede o 1000 kişi?

Duyuruları sayfamda bulabilirsiniz. Beni takip edin 💜

Canlı yayın yapmaya ne dersiniz?

Şu bildirim sorunu artık peşimi bırak😞

💜 İyi okumalar 💜

27.Bölüm

Levent'in cümlesinden hemen sonra gözümün önünden Nehir'in anlattıkları bir bir geçmişti. Kardeşi ondan gizli saklı evlenmişken bana nasıl böyle bir teklifte bulunurdu ki?
Kaşlarım çatıldı.

"Levent bu söylediğin ne kadar doğru? Nehire bu yüzden kızıyordun şimdi benimle gizli saklı evlenmek gerçekten içine sinecek mi?"

Elimi tutup ayağa kaldırdı ardından belimi kavrayıp kendisine çekti.
"Ben sana gizli saklı evleneceğiz demedim güzelim. Babanla tanışacağım eğer bize engel olmaya çalışan olursa bu saatten sonra kimseyi dinlemem."

"Ama.. Babam hemen kabul etmez ki Levent."

Ellerimi tutup öptüğünde iç çektim. Gözlerime derin derin baktığında utanıp bakışlarımı kaçırdım. Hafifçe elini çeneme koyup başımı ona çevirdi.
"Gözlerin deniz gibi."

Yanaklarımın kızardığına emindim. Ne diyeceğimi bilemeden ağzımı açıp kapattım sonrasında tekrar açtım.
"Konuyu değiştirme."

"Babanla konuşacağım güzelim."

Başımı salladım.
"O zaman ben bir süre daha onların yanında kalsam daha doğru olur. Hem benden sakladıkları şu olaylar ne öğrenmem gerekiyor."

Levent ellerini iki yanağıma koyup başını bana eğdi.
"Eğer canını sıkan bir durum olursa hemen bana geliyorsun. Beni arıyorsun. Ağladığında da beni arıyorsun. Anlaştık mı?"

Tekrardan başımı sallayıp beline sarıldım. Güzel, erkeksi kokusunu içime çektim. Çok güzel kokuyordu. Başımı göğsüne yaslamayı seviyordum.

" Seni çok seviyorum."

Sesimi ben bile zor duymuşken o ellerini saçlarımda gezdirip
" Bende seni seviyorum fıstığım." demişti.

Geri çekilip elini tuttum ve mutfağa doğru çektim.

"Yemek yiyelim yoksa seni yerim Levent haberin olsun!"

"Bak sen bizim kıza.. Beni yiyecekmiş? Nasıl olacak o?"

Dolabı açıp ne var ne yok diye bakarken ona yandan bir bakış attım.
İmalı bakışıma gülerken ağzına bir kaç tane çerez atmıştı.
"Evlenmeden olmaz Levent."

"Aferin öğreniyorsun."

Levente ters ters bakıp kahvaltılıkları masaya dizdim. Aynı zamanda o da dolaptan aldığı hazır patatesleri kızartıyordu.
Bakışlarım onda fazla oyalanmıştı çünkü merak ettiğim şu soruyu artık sormak istiyordum.

"Levent sana bir şey soracağım ama bana dürüst olacaksın. Söz ver."

"Söz güzelim söz."

"Kaç tane sevgilin oldu yada kaç kızı gerçekten sevdin bunu merak ediyorum. Benden önce neler yaptığını çok merak ediyorum."

Kızaran patatesleri masaya koyduğunda bende çayları koydum. Levent baş köşeye oturduğunda düşünüyor gibiydi. Bir an yüreğim sıkışmıştı. Geçmişte ki kızlardan bile onu kıskanıyordum.

SARFINAZAR | 𝑺𝒖𝒗𝒆𝒚𝒅𝒂Where stories live. Discover now