"Fark ettilerse hızımı arttırmam da da bir sorun yoktur o zaman" hızımı daha da hızlandırıp aramızda ki arabaları hızla solladım. Aracın tam arkasında durduğumda pencereler açıldı. 

Art arta patlayan silahlara karşılık verdim. Önümde ki camı kırıp daha iyi ateş ettim. Araba kurşun geçirmezdi kurşunlar sekiyordu. Ama benim ki değildi. Kırdığım camdan üst göğüsten vuruldum. Kısa bir yarama baktıktan sonra hızımı daha da arttırdım. 

"İzini sakın kaybetme Hazar şu an ki Gökçe ile iletişimimiz sadece sensin."

"Biliyorum hızla olun " 

Kurşun arabanın tekerleğini patlatmışlardı. Kontrolde tutmaya çalışsam da daha fazla ilerleyemezdim böyle.

Araba tamamen durunca bütün sinirim ile direksiyona vurmaya başladım . 

"Allah kahretsin"

---------------------------------

Ellerim ve ayaklarımı iple bağlanmış kocaman pis ve soğuk odada davette giydiğim elbiseyle oturuyordum. 

Üşümüştüm odada ki küçük pencerenin camı yoktu. Bu giydiğim elbise de  bana hiç yardımcı olmuyordu. 

Kapıdan sesler gelmeye başlayınca oraya döndüm. İçeriye ilk olarak iki terörist sonrada muhteşem ikili girmişti. Delinin burada olduğunu biliyordum ama Kürşat'ın da burada olduğunu bilmiyordum. 

İki saniyelik şaşkınlığımı çabuk atlatıp karşımda ki ikiliye alayla gülümsedim. Onları biraz delirtmem sorun olmazdı herhalde. 

"Vay süper ikilimiz he. Sizi ayrı ayrı öldürmek isterdim ama ne demişler bir taşla iki kuş " 

Kürşat bir adım bana yaklaştığında alaylı bakışlarımı ona çevirdim. Saçımdan sertçe tutunca bir şey yapmadım. Kurtulamayacağımı biliyordum zaten. Şimdi istediklerini  yapsınlar  bana ben kendimi bir kaç saat sonrası için  saklıyordum. 

"Saçlarını boyamış salak kadın bir operasyon için " dediğin de güldüm.

"Neye gülüyorsun sen yine"

"Biz bir operasyon için sadece saçlarımızı değil canımızı bile veriyoruz ama  bunu anlamınızı sizden bekleyemem"

Saçlarımı daha fazla çektiğinde inatla daha fazla güldüm.

"Deli kıskandın dimi Kürşat'ı. Kürşat'ın arkasından Ankaraya kadar geldiler benim arkamdan gelmeliler diye geldin dimi he"  dediğimde Kürşat kaşlarını kaldırarak Deliye baktı.

"Saçmalama ve bana öyle bakmayı hemen kes. Aptal bir kızın canını kurtarmak için attığı oltaya düşecek kadar salaklaşma." 

deyip bana yaklaştı. Kürşat'tan saçlarımı aldı. Kaşlarımı çatarak baktım. Aklından kim bilir ne hinlikler geçiyordu bu şerefsizin.

"İkimizi birbirimize düşürmek mantıklı . " takdir eder gibi güldü. 

"Ama şöyle bir durum var ikimizde senin oyunlarına kanmayacak kadar akıllıyız" deyip parmağıyla kafama iki kere vurdu. 

Pislik herife bak benimle bir  de alay ediyor. O parmağı onu yedirtmeyen de Gökçe değildi be. 

"O parmağa yazık olacak Deli. Köpeklere vereceğim boş yere çöpe atmayayım. Dünyaya bir yararın  olmuş olur en azından "

"Seni öldürdüğümde cesedini sizin karargahın önüne attığımda sizinkilerde aynı yeminler edecektir eminim" 

"Laf ebeliği mi yapacaksınız cidden ciddi misiniz" dediğinde ikimizde yanımızda duran Kürşat a baktık. 

KARTAL TİMİ ( ASKIDA )Where stories live. Discover now