15. BÖLÜM

7.7K 409 33
                                    

BÖLÜM HAFTA SONU GELECEK DEDİM VE PAZAR AKŞAM YAYINLADIM. ASLINDA CUMARTESİ YAYINLAMAYI PLANLIYORDUM AMA BİR AKSİLİK ÇIKTI KARŞIMA VE PLANLARIM AKSADI.

NEYSE SÖZÜ UZATMAYACAĞIM İYİ OKUMALAR CANLARIM...


//////////////////////////////////////////

Helikopter artık iyice havalanınca sıkıca tutmuş olduğum tüfeği az da olsa gevşettim.

"Komutanım" diyen Yiğit'e döndüm.

"Ne kadar sürer bir bilginiz var mı ya da şöyle diyeyim bu terör olaylarını Kürşat'ın yaptıklarından emin miyiz" dediğinde durdum. 

Aslında olayları Kürşat'ın yapıp yapmadığı tam anlamında bilinmiyordu ama bir kaç kere Kürşat olay yerinden kaçarken görüntülenmişti. Zaten burada yaptıkları ve ayrıca bu olaylar da olunca otomatikman hedef Kürşat oldu. 

Şu Kürşat'ı bitirelim de elbet soylarını kurutacağız toptan.

"Biz sadece Kürşat'ı sağ ya da ölü olarak yakalamak ile yükümlüyüz tam detayları bende bilmiyorum. Gittiğimiz zaman sizinle birlikte bende öğreneceğim" Yiğit kafasını salladı aldığı cevap ile.

İstanbul'a giriş yapana kadar kimse konuşmamış herkes kendi halinde takılmıştı.   Helikopter iniş yaptıktan bir süre sonra bizde çıktık ben önde diğerleri arkamdaydı. Bizi polis gideceğimiz yere kadar eşlik edeceğini söylediğinde onu takip ettik.

Bir odaya girene kadar bütün gözler üstümüzdeydi.  Haklılardı şehrin göbeğinde  tam teçhizatlı askerlerin ne işi olduklarını düşünüyorlardı. Bir yerde haklılardı şimdi onlarda. 

Odada tam ortalarında duran yaşlı bir müdür iki yanında da ikişer tane iri yarma polisler duruyordu. Bizim geldiğimizi görünce ayağa kalktı.

"Hoş geldiniz " diyerek bana elini uzattı. Elini tutarak yavaşça sıktım.

"Hoş bulduk diyelim " 

"Buyurun lütfen "

Bize gösterilen yere oturdum. Ayakta kalan Ediz hemen yanımda ifadesiz bir şekilde duruyordu.

"Uzun yoldan geldiniz isterseniz sizin için tutulan evde dinlenebilirsiniz" dediğinde kafamı olumsuz anlamda sallamıştım. Daha yeni gelmiştik ve hiç bir şey net değilken dinlenmek mantıksızdı. Ayrıca dinlenmek isteyebilecek kadar yorulmamıştık.

"Gerek yok efendim biz bizimle çalışacak tim ile görüşmek istiyoruz mahsuru olmazsa"

"Ne mahsuru da kızım şu an bu mümkün değil maalesef ekip operasyona gitti. Normal de operasyonu onlara vermezdim ama sizin daha gelmediğinizi fırsat bilerek kaçtı hanzolar" deyip güldü.

 Kafamı onaylar anlamda sallayıp  sırtımda ki yaklaşık otuz beş kilo olan çantayı sırtımdan çıkartarak yanıma koydum. 

"Asker çantaları bırak" dediğimde hepsi aynı anda hareket ederek çantalarını çıkarıp sağ yanlarına koydular.

"Ediz sen Tuna komutana haber ver. "

Başını sallayıp odadan çıktı. 

"Bu arada ben Mehmet kızım emniyet müdürüyüm bu karakolun "

"Ben Gökçe. Hazar, Kutay, Taner, Yiğit ve dışarı çıkan da Ediz"

"Tim komutanı sensin galiba Gökçe" dedi düşünür gibiydi. 

"Evet müdürüm "

"Seni tebrik ediyorum dağlara çıkmak her yiğidin harcı değildir. Ayrıca çok zorlu engeller çıkıyordur karşına. Kızım da bu sene askerlik için sınava girecek" dediğinde güldüm.

KARTAL TİMİ ( ASKIDA )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin