KARTAL TİMİ ( ASKIDA )

48. BÖLÜM

Hazar yanımdan geçip eşyalarını toplamaya giderken ne yapacağımı bilemedim. Ben onun gitmesini istemiyordum ki. 

Ben sadece ikimiz içinde bir süre ayrı kalmamızın daha iyi olacağını düşünmüştüm ama şimdi eşyalarını toplayınca garip olmuştum.

"Hazar bırak o eşyaları tamam kimse gitmiyor evden " 

"Dalga mı geçiyorsun benimle Gökçe"

"Hayır dalga filan geçmiyorum. Ben sadece abimleri özlemiştim ve oraya gitmek istedim kafa dağıtmak için"

Çömeldiği yere bağdaş kurarak oturdu. 

"Gökçe salak mıyım kızım ben sanki neden gittiğini bilmiyorum. Şimdi de kesin vicdan yaptın ama gerek yok beni merak etme"

Kaldığı yerden eşyalarını toplamaya devam ederken omuzlarımı düşürmüş ne yapacağımı düşünüyordum. 

Ne yapsam vazgeçerdi gitmekten. Yada bırak ya giderse gitsin sana dediklerini ne ara hazmettin. Derin bir nefes vermem ile karnıma giren ağrı ile duraksadım. Elim istemsizce karnıma gittiğinde ayağa kalkıp ağrının gitmesini bekledim. 

Şimdi canımı acıtmanın hiç sırası değil mercimekler görüldüğü üzere bir krizin içindeyiz. 

"Hazar ne kadar da gitmeye meraklıymışsın sen ya hemen hazırlanıyorsun" dediğinde bana gözlerini açarak baktı.

"Hamilelik hormonları seni iyice yormuş belli. Seninle tartışmayacağım" 

"Tartış canım tartış ama sen daha çok tek taraflı bağırmayı seviyorsun değil mi böyle yanımızda birileri de yok ya şimdi olmaz doğru zaman değil" 

Ellerini sinirle saçlarından geçirip ayağa kalkıp karşıma geçti.

"Özür diledim ya pişmanım diyorum anlamıyorsun ne yapmamı bekliyorsun. Söyle yapacağım ama bu senin kaprislerin bitmiyor" deyince sinirle oturduğum yerden kalkıp tam karşısına geçtim.

"Kapris mi benim yaptıklarım senin için sadece küçük bir kapris öyle mi? "

"Öyle. " bağırarak yüzüme daha da yaklaştığında aynı sinirle ben de ona bakıyordum. Yok Gökçe yok bu erkek milletini sevmeyeceksin. Değer vermeyeceksin sadece kafasına kafasına vuracaksın onlar sadece de bundan anlar çünkü.

Omzuna hızla bir tane vurdum. 

"Sen bunu anlarsın al sana geri zekalı."  bu sefer de diğer omzuna bir kaç tane vurdum. Böyle bir şey beklemediğinden şaşkın yüzüyle bana bakıyordu .

"Ne bakıyorsun hep içime atacak değilim ya birazda sen nasiplen " deyip bu sefer de sert bir tekme attım. 

"Ahh acıdı Gökçe ne yapıyorsun. "

"Ne yapıyor gözüküyorum seni dövüyorum görmüyor musun ?" tekrar elime kaldırdığımda elimi tuttu. 

"Güzelim sakinleş biraz gel konuşalım "sesi gayet ılımlı çıkıyordu ama beni çileden çıkarttıktan sonra ılımlı çıksa kaç yazardı. Tuttuğu elimi hırsla çekip diğer elimle yüzüne hızlıca geçirdim. 

Hızlı vurmuş olmalıyım ki gözünü tutup eğildi. Gülümseyip ellerime bakıp ellerimi öptüm. Aferin kızım iyi vurdun.

"Kocaya şiddete hayır diye pankart açacağım birazdan " dediğinde omuz silktim. 

"Bir şey olmaz o kadardan " 

"Tamam hırsın geçmediyse biraz daha vur istersen"  deyip yaklaşınca ellerimi aramıza koydum.