25. BÖLÜM

5.6K 320 49
                                    

Ellerimiz arkadan bağlı bir şekilde sandalyelerde oturuyorduk bir odada. Şuan oda da kimse yoktu.

Ama anlamadığım tek bir kısım vardı. Timde sadece ben hariç diğerleri tam karşımdaydı ki bundan anladığım şanslı kişinin ben olduğumdu. Hemen yanımda bir kaç malzeme konmuş bir masa vardı.

"Komutanım ne yapıyoruz"

"Ellerimizi çözmek bir şey değil ama silahsız bir şekilde yüzlerce teröristin olduğu bir kamptan nasıl çıkacağız. "

"Komutanım çözüm üretmemiz lazım. Gökçeye baksanıza sizce neden bizden ayrı . " diye sordu endişeyle Ediz.

Gözlerimiz kesişince sakince sorun yok diyerek göz kırptım.

"Anladığınız üzere en çok ben seviliyorum" deyip omuz silktim.

Zarar göreceğim kesindi ve bu onların hiç hoşuna gitmiyordu. Alışkındım ama ben ya. Sorun yok.

"Kafayı yiyeceğim komutanım bakın gözlerimizin önünde kim bilir neler yapacak benden nasıl sakin kalmamı bekliyorsunuz acaba " diye sonuna doğru sesi yükselmişti.

Aferin sana Hazar. Bağır bağırda çağır şu itleri buraya biz plan yapmadan.

"Sakin ol Hazar. " dediğimde bu sefer o keskin bakışlarının hedefi ben oldum.

"Nasıl olacakmış o "

Bana öyle delici bakışlar atıyordu ki bir an öfkesinin bana olduğunu sandım.

"Şu an sakin olmaktan başka çaremiz varmış gibi mi gözüküyor acaba bu yüzden sizden isteğim şey bana ne yapılırsa yapılsın sakin olmanız "

Hepsinin gözlerine bakıp ikna etmeye çalıştım.

"Deliricem lan deliricem" diye bağırınca gözlerimi kapattım.

Tam o esnada kapı sesli bir şekilde açıldı.

"Burada ki tek deli ben olmam lazım asker kısaca deliremezsin izin vermiyorum" diye alayla Hazara baktı.

"Sana mı soracağım lan it" dedi öfkeyle.

"Kızın dediğine uy da sakin ol asker. Hem sizi evimde misafir ediyorum" diyerek ellerini iki yana açtı ve inini göstererek devam etti.

"Saygısızlık hiç hoş değil dimi " deyip yanında durmuş iki ite baktı. Kafalarını sallayıp onayladılar.

Bana döndü yüzündeki psikopat gülümseme ile. Gülümsemesine bende eşlik ettim.

"Deli ben sevmedim ya senin bu misafirliğini" deyip ellerimi göstermeye çalıştım. Adımlarını bana doğru attı bu sefer de .

"Sana öyle hediyelerim var ki "derin bir iç çekip heyecanla bana baktı.

"Hangisini ilk yapsam bir türlü karar veremedim. " deyip arkasına dönüp time baktı.

"Bizi izlemek istersiniz diye düşünmüştüm " deyip eline küçük bir bıçak alıp arkama geçti. Açılmış saçlarımı arkaya itip bıçağı yanağımda dolaştırmaya başladı. O pis nefesini ensemde hissediyordum.

Yerimde rahatsızca kıpırdandım. Şu itin nefesinin tenime değmesi midemi bulandırmıştı.

Yanağım da ki hafif sızı ile birlikte gelen o sıcak sıvı yanağımdan aşağı düşüyordu. Yanıyordu.

"Adi piç elleri bağlıyken kolay dimi birde çözerek göster bakalım o gösterini" dişlerini sıkarak söyledi Tuna komutan. Oldukça sinirlenmiş ve öfkeliydi. Daha doğrusu hepsi öyleydi.

KARTAL TİMİ ( ASKIDA )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin