Bölüm 43- ''Veda''

Mulai dari awal
                                    

Maya, Balımın sesini duyduktan sonra yerde gezdirdiği gözlerini yavaş yavaş ona doğru çevirdi. Hayret eder gibi izledi. Kime ne tepki vereceğini bilmediği, kimden ne tepki göreceğini kestiremediği cehennem ateşi gibi bir gündü Maya için. Duyduğu her ses içinde bir karmaşa yaratıyor, konuştuğu ve konuşacağı her insan karmaşıklaşıyordu.

''Neyse, bekletmeyelim onları şimdi. Deniz yanına gelecekmiş ama ben şimdi evden çıkamam diye buraya gelebildim. Gidince beni aramayı unutma tamam mı? ''dedi Balım, Mayaya gülümseyerek. ''Hatta beni genel olarak hiç unutmazsan sevinirim. Neticede kendi çapında bir tatlılık seviyesine erişmiş, hoş sohbetli, sevecen bir arkadaş sayılırım. Tatlılarını yemiş olabilirim, bilmediğin Karadeniz şivesiyle seni başlarda biraz kıvrandırmış da olabilirim, günlerce isimsiz yaralı diyerek kuzeninin dedikodusunu sana yapmış da olabilirim ama sonuç olarak bunların konumuzla bi alakası yok. '' dedikten sonra içten bir gülüşle baktı Mayanın kederli gözlerine.

Maya, Balıma güldüğünde yanağına bir yaş süzülmüştü kendini hissettirmeden. ''Hayatımda tanıdığım en tatlı insansın. ''

Balımın hiçbir şey olmamış gibi sadeleştirdiği vedaları, bu evde içini ısıtan birçok andan sonuncusu oluyordu. Balım da, Mayayla birlikte sessizlik içinde öylece kaldığında, yavaş yavaş hüzne düşen kalbini hissetti. Maya bir anda Balıma doğru adımladı ve sarıldı. Kopmadan evvelki her tutunuş kadar sıkıydı bu sarılma. Balım yaş dolan gözlerini, Maya'nın omzunda bir süre kapattıktan sonra güçlü bir tebessümle;

''Geri gelmen için hiçbir sebep kalmasa bile, en azından can borcunu almaya gel olur mu? '' dedi. Onu yangınlarda sarıp sarmalayan koruyucu meleği, müthiş bir kırgınlıkla bu memleketten gitmek üzereydi. Tabakta son lokma, insanda son ukde kalmamalıydı. Fakat Mayanın ukdesini, yarasını bu kadar kısa sürede kapatabilecek gücü kendinde bulamıyordu Balım. Şifası ellerinde olmayan bir yaraya yalnızca teselli dokunuşları bırakabiliyordu.

''Öyle bir borç yok ki. '' derken geri çekildi Maya. Kardeşi olsa ancak bu kadar sevebileceği Balımın gözlerinde, bir tebessüm olarak gezindi. ''Buraya gelmiş olman bile tüm borçları siler. ''

''Olsun, sen yine de borç say ki seni bir daha görmek için sebebim olsun. Her şeyi gözden çıkardığında aklını tırmalayan bir şey olsun, kız kardeşimi bana geri getiren bir şey. ''

Maya, Balımın konuşurken titreyen sesini duydukça, neşesi gölgeleniyor diye telaşa düşüyordu. Hızlıca gözündeki yaşı silip güldü.

''Unuttun galiba gelin hanım. Biz bundan sonra hep beraberiz. Oğlumuzu aldın sen. '' dedi.

''Ah tabi. Sancılı bir süreçti. '' diyerek yüzünü buruşturdu Balım. Sonra da kocaman gülerek; ''Çılgın dünürlerin gölgesi altında iyi bir mücadeleydi. '' dedi.

''İyi bir mücadeleydi. '' diye tekrarladı Maya. Yorgun gülümseyişi eşlik ederken ''İyi bir tatil, iyi bir yazdı. Her şey gibi bunun da sonu geldi. Artık gitme vakti. '' dedi.

Balım ağlamamak için dudaklarını birbirine bastırıyor, öylece Mayaya bakıyordu. Olup biten için özür dileyecek kişi kendisi değildi ama o an, vakit kaybetmeden sarmak istiyordu Mayanın yarasını.

''Teşekkür ederim. '' dedi Maya, kapıya yakın duran eşyalarını eline alırken.

''Bu teşekkür niyeydi şimdi? ''

''Bir gecede o kadar çok kayıp verdim ki. En azından kız kardeşimi kaybetmediğim için Allah'a teşekkürdü. '' dedi son bir tebessümle Maya. ''Kendine iyi bak kardeşim. Seni yangınlardan uzak seviyorum. ''

-

Tahir eve döndüğünde, saatin epey geç olmasından dolayı mümkün olduğunca sessiz adımlarla çıktı üst kata. Elizyanın odasının kapısında durakladı. Üzerindeki örtüyü bacakları arasına sıkıştıran, uykusunda tatlı tatlı kımıldanan kızına gülümseyip, yanına yaklaştı. Üzerini örttü, eliyle saçlarını okşadı meleğinin. Yanağına minik bir öpücük bıraktığı kızını, uyandırmadan aynı hassasiyetle ayrıldı odadan.

Ay ŞahitTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang