Bölüm 13- ''Tuttum Aslanım''

5.6K 293 58
                                    


 ''Mesela, seçmessin seçmesin gün gelir bir uçurumun kenarında atlamayı seçersin. Bir yan özgürlük bir yan esirlikse. ''

''Hayır'' dedi başını hızla sallarken Maya. ''Nasıl? '' diye sordu. Bir gözü hala, dalgaların sesini kulaklarına kadar taşıyan uçurumun dibindeydi.

''Annem kurtulmak gerçeğiyle çok sonra yüzleşti ama ben herkesten önce işte burada kurtuldum her şeyden. '' dedi Yiğit, gülümserken.

Maya'nın tepkilerini izliyor, korkusu dinsin diye içinden dualar ediyordu. Çünkü eğer şimdi, burada bu uçurum Mayayı korkutmaz hale gelirse, Yiğit'in geçmişi de onu korkutmazdı.

Maya titreyen ellerinin arasında buruşturduğu gömleği daha da sıktı. Yiğitten ayrılması imkansızdı çünkü yüksekten korkuyordu. Yüksekten korkan biri için uçurum kenarı ölüm gibiydi. Hem zaten aklı selim hangi insan, gecenin bir vakti uçurumun kenarına gelirdi.

''Yiğit. '' diye fısıldarken gözlerini kapattı Maya. Kesilen nefesini dizginlemek ister gibi durakladı.

''Bana buradan atlamadığınızı söyler misin? Lütfen...'' dedi.

Nefes'in özgürlük için buradan atlaması ve Yiğit'in bunu kurtuluş olarak görmesi canını sıkmıştı. Sıkmakla kalmamış canından nefesini kesmişti Maya'nın.

''Aç gözlerini Maya. '' dedi Yiğit.

Sesi o kadar tok, o kadar net, o kadar vurucuydu ki, Maya'nın titreyen nefesi bile üşüyordu artık.

''Açmıycam. '' dedi.

''Burada benimle olduğunu bilmem gerek Maya. Gözlerini aç. '' diye yineledi Yiğit.

Maya gözlerini iyice kısmıştı. Göz kapaklarını kırpıştırırken, ürkek bir sesle;

''Buradayım işte. Gömleğini paraladım, nasıl fark edemezsin. Gözlerimle işin ne, dinliyorum ben seni. '' dedi.

Yiğit, Maya'nın kendisine tutunan elini nazikçe bedeninden ayırıp, kolunu sıkı sıkı kavradı. Maya güvenli limanından zorla ayrıldığı için kızmıştı. Gözlerini zorlanarak açıp, kaşlarını çattı.

Yiğit, Maya'nın konuşmasına fırsat vermeden;

''Sana hiçbir şey söylemedim, tuttum kolundan memleketime kadar getirdim, hıyarlık ettim eyvallah. Köpek gibi kalmanı isterken, sesin evimde çınlasın diye hayaller kurarken, basit bir 'gitme' diyemedim yolcu ettim seni ona da eyvallah. '' dedi, başını sallayarak.

Maya, titreyen bacaklarının yere biraz daha sağlam basıyor olduklarını fark ediyordu. Karşısında, yüzünü karanlıktan zor seçtiği ama gözbebekleri bir ışık hüzmesi gibi parlayan adama hayretle baktı.

Yiğit aldığı derin solukla birlikte sesini yükselterek;

'' Ama canım gitti ulan canım gitti. İçim içimi yedi. 'Maya bak ben buyum' diyemedim diye kavruldum. Annemi bekledim. Çünkü ben bir yaşadıysam, o on yaşadı. Saçıp savuramazdım ki geçmişi ondan izin almadan. Şimdi sen bana diyorsun ki annenden izin çıktı. Ben de diyorum ki, içimde yanıp, kül olanları şimdi burada kanat sahibi yapıyım. Beraber uçuralım şu uçurumdan. '' dedi.

Maya sadece şaşkın bakışlarıyla yanıtlıyordu Yiğit'i. Ama gözleri tamamıyla açık, ayakları daha sağlamdı. Üstelik hemen dört adım ilerisinde bir uçurum olduğunu bile unutmuştu. Uçurum karşısındaki adamın gözlerindeydi. Atlamayı mı teklif ediyordu?

''Maya gözlerini açamayacaksan, korkucaksan, alışamayacaksan bu uçurumun ürpertisine, hiç yorulmayalım. Bir hikaye gibi dinle hayatımı, sonra evine git. Çünkü bir hikayeyken hiçbir şey korkunç değildir. Hiçbir şey aşılmaz değildir. '' dedikten sonra çaresizce olduğu yere çöktü Yiğit.

Ay ŞahitWhere stories live. Discover now