Yiğit, parmaklarını beyaz, soğuk tezgaha belli bir ritimle vururken, belli belirsiz ıslığı eşlik ediyordu hareketlerine. Yaklaşık yirmi dakikadır aynı yerde öylece dikilmek ruhuna tersti. Üstelik birbirinden renkli birçok kadın kıyafetinin arasındaydı.
Kabinlerden birinin kırmızı kadife perdesi hareketlendi. Dalgalı saçlarını tek bir omuzu üzerinde toparlamaya çalışan, endişeli bir tebessümü dudak kıvrımlarına dolduran Maya, beyaz bir elbiseyle çıktı kabinden. İnce ayak bileklerini nazikçe kavramış kemerli bir ayakkabı giymişti fakat topuklarından rahatsız olduğu her halinden belli oluyordu. O topuklar üzerinde dengeli bir şekilde adımlamaya gayret ederken, aynı zamanda sıralı boy aynalarında görüntüsünü izliyordu. Onu izleyen gözlerden habersiz....
Yiğit sersem gülüşüne engel olamadan, ellerini birbirine kavuşturdu. Kalp ritmi soluğunu kesiyor ve tarifsiz bir rüzgar aralarında esiyordu. Beyazlar içinde aydınlık gibi inmişti Maya, Yiğit'in gözbebeklerine. Nasıl bu kadar masum ve nasıl bu kadar duru olabiliyordu?
Maya nihayet onu izleyen gözleri fark ettiğinde afallayarak, utangaç tavrını takındı. Elbisenin dizine kadar uzanan eteklerini çekiştirip;
''Şey...Balım bunu önermişti ama olmadı sanki. '' dedi. Sonra ısrarla önüne düşen saçını uzaklaştırmak için dudaklarını yukarı kıvırarak hafifçe üfledi.
Yiğit, Mayayı daha fazla izleyebilmek için ağır adımlarla yaklaştı yanına. Büyülenmiş gibi her şey ağır çekimdeydi onun için. Mayaya olabildiğince yakınlaştığında elini kaldırıp, inatçı saçını parmaklarıyla kulağının arkasına doğru çekti.
Maya iri gözlerini daha da patlatmış, Yiğit'in bu yakın tavrıyla tüm ayarlarını kaybetmişti. Parmakları yüzüne temas ettiğinde ve söz dinlemeyen saçı nihayet gözleri önünden ayrıldığında daldı Yiğit'in derin bakışlarına.
Yiğit;
''Şahane olmuş. '' dedi, gülümseyerek.
Dantel işlemeli, beyaz elbise sanki Maya için dikilmişti. Mayaya, yavaş yavaş heyecandan çöle düşmüş gibi sıcak basıyordu.
Bu sırada Balım kabinin içinden adeta zıplayarak çıktı.
''Nasıl kuzen bu sefer oldu dimi? '' dedi, neşeyle.
Dakikalar sonra, onca denediği kıyafetin ardından kendine göre bir şey bulabilmişti. Lila renkli elbisesi hem çok hareketli, bi o kadar da sadeydi. Balım karakterine uygun bir şey bulmuştu.
Yiğit elini alnında gezdirip;
''Yalnız hanımlar bu böyle hiç olmadı ya. Bu güzelleri sakınmak şimdi daha zor olucak. Napıcam ben? '' dedi sıkıntılı ama gülümseyen yüzüyle.
Balım kıkırdayarak Yiğit'e doğru yürüdü.
''Hadi çıkalım artık nolur. Kendi partime geç kalıcam ya resmen skandal. Maya sen tamam mısın? '' derken Mayaya döndü.
Maya elleriyle elbiseyi gösterip, bilemiyorum der gibi baktığında Balım gözlerini kocaman açıp;
''Ooo tamamsın tamamsın. '' dedi.
-
Nihayet mekana gelmişlerdi. Balım arabaya bindiklerinde sırf Maya ön koltuğa otursun diye hızlı hızlı hareket etmiş, arka tarafa deyim yerindeyse iki seksen uzanmıştı. Gelene kadar da kuzeni Yiğit'in, Mayaya olan hislerini anlamak için kaçamak sorular sorarak bakışlarını izlemişti.
