"Seni elime geçirdiğimde öyle bir dövücem ki kim olduğunu bilmeyeceksin piç"

Deli sevinçli bir gülümseme ile ilk bana daha sonra karşıya baktı.

"Siz çok yanılmışsınız ben zaten kim olduğumu bilmiyorum asker. Sen bilmediğim bir şeyi nasıl unutturacaksın "

///////////////////////////////////////

3 GÜN SONRA

"Gökçe iyi misin kızım dayan çıkaracağım sizi buradan " dedi dolmuş gözleri ile Tuna komutan.

Tam üç koca gün geçmiş ama biz hala bu mağaradan kaçamamıştık. Bir çok kez kaçma girişimlerimiz olmuştu. Her defasında bir şekilde başaramamıştık. Deli her defasında bizi burada tutmayı bir şekilde başarıyordu.

Yakalandığımız her seferinde yüzümde ki çiziklerin sayısı artıyordu. Bazen su veriyordu. Bir buçuk gün olmuştu su ile temas etmeyeli.

Yüzüm kan içinde formamın her yeri yırtık ve bazı yerleri açıktı. Kendimi halsiz ve çok yorgun hissediyordum. Biraz önce sıcak demiri koluma bastırmıştı belki de şu an ki acım ondandı.

Kurumuş dudaklarımı dilimle ıslatmaya çalıştım.

"Elhamdülillah iyiyiz komutanım" deyip gülmeye çalıştım.

"Şuradan bir kurtulalım hepinize bizzat kendim eğitim vereceğim ne oldu size ya. Özel tim güya. Bir inden çıkamadık bir türlü " dediğinde haklı olduğunun bilince sustum.

Aslında her kaçma girişimimiz oldukça profesyoneldi. Biz nereden kaçsak orada bizim iki katımız terörist oluyordu silahlarıyla.

"Bu işte bir bit yeniği var komutanım benden söylemesi"

"Fark etmişlerdir dimi bizim yokluğumuzu" Yiğit in umut ile söylediği sözler ile yüzümde yamuk bir tebessüm oluşmuştu.

"Bizi fark etmezler ama burada oturan bir yarbay var. Tabi ki fark etmişlerdir"

"Yakında gelirler kızım sen biraz daha dayan tamam mı" dediğinde başımla onayladım.

Deli iki gün boyunca full bir misafirlik sunmuştu bana. Vücudumda kesilmedik yer kalmadı diyebilirim. Ya da vurulmadık. Bir de bu timin gözü önünde olunca çıldırıyorlardı. Benimle birlikte en çok işkenceye maruz kalan açık ara önde Hazardı.

Bana vurulan her darbede çıldırıyor kendisi de nasibini alıyordu bundan. Ediz ile beraber dayaklarını yiyorlardı.

Diğerleri de bir kaç yara bere ile en ucuz yırtanlardı.

Dışarıdan gelen çatışma sesleri ile şaşkınlıkla araladığım gözlerimi time diktim.

"Buradan kurtulma vakti geldi çocuklar. Ellerinizi çözün " dediğinde ellerimi kımıldatamıyordum bile. Özellikle sağ kolumu. Demirin sıcaklığı hala tenimde hissediyordum sanki.

Hazar kendini iplerden kurtarmış benim açamadığımı görünce hemen ellerimi iplerden kurtarıp destek vererek ayağa kaldırdı. Pislenmiş saçlarıma bir öpücük kondurunca gözlerim dolmuştu.

Ciddi anlamda benim için yolun sonu demiştim özellikle son olaydan sonra.

"Seni seviyorum güzelim biraz daha dayan tamam mı seni buradan çıkaracağım." diye saçlarımı şefkatle okşayan Hazarı başımla onayladım sadece.

Kapıda ki dört teröristi Kutay ve Yiğit halletmişti bile. Koridora çıktığımız zaman kimse yoktu. Büyük olasılık hepsi dışarıda çatışmadaydı.

KARTAL TİMİ ( ASKIDA )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin