İHANET 57.BÖLÜM

55.7K 2.5K 182
                                    

S e v i l i y o r s u n u z 💙

Çisem'den

Onu sıkkın ve düşünceli görmek benimde canımı sıkıyordu. Ulaştığını sandığı anda kaçmayı her başardıkların da onurunun kırıldığını hissediyordu o bunu söylemese de ben anlıyordum. Asaf çok güçlü bir adamdı. Elinin uzanamayacağı, isteyipte yapamayacağı, ulaşmayı isteyipte ulaşamayacağı şey yoktu ama Alparslan ve Nizam olacak adamın da şeytandan bir farkı yoktu. Asaf'ın kaçmaların da veya hala yakalanamamış olmaların da  bir suçu yoktu. Ona bunun aksi olduğunu, sadece şansın onlardan yana olduğunu, bunun da bir yere kadar gideceğini söylesemde,  Asaf buna benim baktığım pencereden bakmıyordu. Beni dinliyordu söylediklerime kulak veriyordu ama tüm bunlar kendini suçlamaya devam ettiği gerçeğini değiştirmiyordu. Bu kadar yaklaşıp eli boş dönmek, onurunu zedelediği gibi öfkesini de katlamaktan başka bir işe yaramıyordu.

Hayatımızı lekeleyen o iki kara leke temizlenmediği sürece tam anlamıyla huzur bulamayacağımızı biliyordum. Hep bir huzursuzluk olacaktı dışarda olmaları her açıdan sakıncalıydı. Ne Nizam, Asaf onun görünmeyen yüzünü ortaya çıkartıp var olduğunu sandığı itibarını, tehditle şantajla  kazandığı saygınlığını, hilelerle var ettiği ve insanlardan çalarak büyüttüğü şirketini yok ettiği için, Asaf'ın peşini bırakıp teslim olmaya niyetliydi. Nede Alparslan ona göre karısını elinden aldığı gibi tüm malını mülkünü de elinden alarak onu beş parasız bırakan Asaf'tan öcünü almadan, benden de Asaf'ı seçtiğim için sözde çok düşündüğü kızını bana karşı kullanmayı düşünmekten vazgeçip peşimizi bırakırdı.

Bize yaklaşacak kadar aptal olmadıklarını düşünmek istiyordum. Öfkeli ve nefret dolulardı.  Akıllarında ne vardı ne gibi bir plan yaptıklarını bilmiyordum ama Ateş'ten kaçarken Ateş'e yaklaşmayacaklarını bunun onların sonu olacağını benim gibi onlarında bildiklerine emindim. Başımı iki yana sallayarak ruh boğucu düşünceleri zihnimden uzaklaştırma çalıştım. Benim Asaf'la konuşup kendisini suçlamasına izin vermemem gerekiyordu. Ben ne kadar izin vermesem de bunun böyle olmayacağını elbette biliyordum yinede elimden geleni yapmak ona düşündüğü şeyin aksine olduğuna inandırmak istiyordum. Onlar hakkın da konuşmam hoşuna gitmiyor, düşünmeme bile izin vermiyordu. Bunu benim huzurum için istiyordu düşündükçe huzurumun kaçacağını biliyordu. Asaf kendinden önce beni düşünen bir adamdı. Bende onun beni düşündüğü gibi düşünüyor, onlar yüzünden kendine yüklenmesini istemediğim için elimden geleni yapmak onu buna ikna etmek istiyordum.

Düşüncelerimin arasından şakağıma bırakılan sıcak öpücükle sıyrıldım. Başımı yukarıya kaldırıp baktığım da arkamda duran Asaf'ı yeni fark ettim. Ne zamandır oradaydı? Hiç bir fikrim yoktu.

“Dalmışsın?” Sesi tonsuz çıkmıştı bakışları sıcak olsada yüz ifadesinden ne düşündüğü ne hissettiği pek anlaşılmıyordu.

“Ne düşünüyorsun?”

“Hiç,” dedim.

“Hiç?”

“Ne düşündüğümü tahmin edersin,” diye itiraf ettim yüzünü incelerken. Göz altları dün gece hiç uyumadığını alanen gösteriyordu. Sabah kalktığımda da yanımda değil onu çalışma odasında dosyaların arasına gömülmüş sanki aklındakileri uzaklaştırmak ister gibi harıl harıl çalışırken bulmuştum. Bu bana tüm gece o odada olup uyanık kaldığını gösteriyordu.

“Kafana hiç bir şey takmanı istemediğimi biliyorsun,” dedi nefesini seslice bırakırken.

“Biliyorum.”

“O halde dediğimi yapmalısın.” Elinde yeni fark ettiğim pasta tabağına göz attım, ağır hareketlerle çatalı onun için yaptığım pastaya batırıp büyük bir parça aldı. Arkamdan dolanarak yanıma gelip oturdu büyük lokmayı ağzına aldı. Çiğnedi ve kısa sürede yuttu. Beğendiğini yerken yüzünde oluşan ifadeden anlamış bunun beni mutlu etmesine izin vermiştim.

İHANET |TAMAMLANDI|Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora