İHANET 37.BÖLÜM

57.4K 2.7K 554
                                    

S e v i l i y o r s u n u z 💙

Çisem'den

Günümü zehir ettiği bir gerçekti. Onu o anki öfkemle öldürebilirdim ve bundan da asla pişmanlık duymazdım, pişmanlık duymayacak kadar ölümü hak ettiğini düşünüyordum ve ondan nefret ediyordum.

Hayatımı mahveden o değilmiş gibi karşıma geçip pişkin pişkin konuşması canımı yakmaya çalışması yaptıklarını utanmazca sıralaması ve buna anlatmaya bir şekilde yüz bulması hayret vericiydi ama buna şaşırmamak gerekti çünkü o kimse değildi, Ela'ydı. O bir şeytandı ve aynı zamanda da iyi bir yalancıydı, herkesi ayakta uyutabilecek kadar iyi bir yalancı... Onu yakalamıştım.

"Ben ne gördüğümü çok iyi biliyorum, bacağına bastığımda tepki verdi. Allah aşkına bacaklarını hissetmeyen insan acıyı nasıl hisseder?" dedim.

Tam da tahmin ettiğim gibi tüm olup bitenden abimin haberi olmuştu, Asaf'ın da haberi olduğundan emindim ne de olsa peşime taktıkları adam Cem’in adamları adı altında onun hizmetine çalışıyorlardı. Bu da konuşulması gereken bir diğer konuydu ama bunun üzerinde durmayı şu an için istemiyordum, fırsatını bulduğum anda onları gönderecektim ama şu anlık abimin bunu bilmesine gerek yoktu.

"Tamam, sana inanıyorum Çisem."

"Bana inanıp inanmaman soru değil ama ben ne gördüğüme eminim, o kadın sakat falan değil sadece numara yapıyor."

"Eğer öyleyse bunu Asaf'ta bilmeli." 

"Tamam, bilmeli. Hadi ara ve söyle ona," dedim.

Abim yüzüme bakıp son onayı da aldıktan sonra cebinden telefonunu çıkartıp Asaf'ı aradı.

Başımı Ceylan'a çevirdim. Gözü arada sırada mutfak kapısına kayıyor Filiz Abla'yı kontrol ediyordu. Hiçbir şeyden haberi yoktu, duyacağı tek şey mecburi yalanlarımızın doğrularını anlatmaya bizi mecbur kılacaktı. Bunu şu an için ne ben ne de Ceylan istiyordu.

"Asaf neredesin kardeşim? Evet, evet buradayım. Hayır sorun yok ama bilmen gereken bir şeyler var. Çisem, Ela'nın bir konuda yalan söylediğini iddia ediyor," dediğinde, "İddia değil açıkça söylüyorum, sakatlığı yalan!" diye sinirle çıkıştım, beni duyduğunu biliyordum zaten duyması için sesimi yükselterek konuşmuştum ama bir şeyi unutarak... Filiz Abla'nın varlığını hatırladığımda kendimi hemen toparladım.

Ceylan fısıltıyla, "Sakin ol," dedi.

Ahizenin diğer tarafından gelen Asaf'ın sesini net bir şekilde duyabiliyorduk.

"Bir bakmanda fayda var. Kontrolünü kaybetme. Kendine yüklenmekten vazgeç. Bu kadarını tahmin edemezdin. Tamam konuşuruz." Telefonu kapatıp ceketinin iç cebine koydu. Burun kemerini sıktı ve sıkıntıyla sesli bir soluk alıp verdi. "Ela'ya gidecek. Adamın işi gücü yok şu sorunlu kadınla uğraşıyor," dedi.

"Bir insan neden sakatım diye yalan söyler ki? Bu şekilde Asaf'ı geri kazanabileceğini mi sanıyor? Adamı aldattı!" dedi Ceylan.

"Bir tür başına geleceklerden kaçınmaya çalışıyor, aslına bakarsan bu yüzden yalan söyleyerek kurtulabileceğini sanmıştır," dediğinde bir an duraksadı. Sanki söylememesi gereken bir şeyin temelini atmıştı.

Başına gelecek olan neydi? Başına ne gelebilirdi ki kaçıyordu? Asaf onu öldürecek değildi ya. Peki o zaman ne yapacaktı ki, Ela böyle bir yalana baş vurarak kaçabileceğini mi sanıyordu?

"Nasıl yani?"

"Devam et."

Abim söyleyip söylemek arasında kararsız kalmış gibi bir süre sessiz kalarak düşündü ve ardından ikimizi de şaşkınlığa uğratacak bir cevap verdi. "Bu mevzu çok karışık ama Ela bir mekanda eskort olarak çalışıyordu, Asaf'ta onunla orada tanıştı ve kısa bir sürede oradan çıkarttı. Şimdi de Asaf'ın onu oraya tıkmasından kaçmak için büyük ihtimalle yalan söylüyor. Sanırım bu kez sonu gerçekten geldi, kaçarı yok."

İHANET |TAMAMLANDI|Where stories live. Discover now