İHANET 34.BÖLÜM

59.2K 2.8K 547
                                    

S e v i l i y o r s u n u z  💙

Çisem'den

Kapının arkasından usulca çıkıp Asaf'ın karşısına geçtim. Gözlerimi gözlerinden ayırmıyordum. Az önceki söylediklerinin gerçeklik payı taşımadığını hatta bahsi geçen kişin ben olduğumu net bir şekilde anlamama rağmen ben değilde başka birisinin olduğunu duymak istiyordum.

"Bana o bahsettiğin kişinin ben olmadığımı söyle." Sesim baharın ayazında kalmış gibi kaskatı ve donuk çıkmıştı. Titriyordum. Avuç içlerim karıncalanıyordu. Pantolonuma sertçe sürttüm. Tahriş olması umrumda değildi.

"Ben aşağı insem iyi olacak."

Sadece bir an için Naz'a baktım. Başka bir şey söylemeden arkasını döndü ve kısa bir süre içinde gözden kaybolup, beni sessizliğini koruyan ve böyle yaparak delirmem için elime bir dolu nedenler veren adamla yalnız bıraktı.

"Duydukl-"

"Ne duyduysan doğru."

Tek cümlelik bir cevap...

Beni şoka uğratıp afallamama sebep olan, dilimi lala çeviren ve beynimi allak bullak eden bir cevap...

Bir umut ben değilimdir diye beslediğim umudumu yok eden, o hazmedilmesi güç olan cevap...

Şimdi ona ne söylemeliydim? Aklıma üşüşen binlerce soru kocaman bir nedeni doğururken eksik puzzle parçalarının birleşmesiyle soru işaretleri yavaş yavaş zihnimde yok oluyordu.

Bakışları, imalı konuşmaları... Şimdi her şey daha net ve kabul edilmesi daha zordu.

Bu gerçeği nasıl kabullenebilirdim?

Geri geri ilerledim. "Bu yüzden..." diye fısıltıyla konuştum.

Beni duyduğundan şüpheliydim ben bile kendimi zor duymuştum. 

"İzin ver anlatayım."

"Anlatma!"

Üzerime doğru geliyordu. "Beni bir defa dinle."

Elimi durması için kaldırdım. "Sakın yaklaşma bana. Seni dinlemeyeceğim tamam mı? Söyleyeceğin hiçbir şey düşüncelerimi değiştirmeye yetmeyecek çünkü. Bundan sonra ne sesini duymaya tahammülüm var ne de açıklama yapmanı dinleyecek sabrım!" Başımı iki yana salladım.

Bunun açıklaması olamazdı, bunun bir izahı olamazdı. Onun hakkında düşündüğüm tüm iyimser düşüncelerim paramparça olmuş ve dört bir yana dağılmıştı.

Karşıma ansızın çıkması, birine en ihtiyaç duyduğum anlarda bir şekilde onu karşımda bulmam, burnumun dibine kadar girip evimin yanına yerleşmesi, tüm her şey sadece bunun için miydi?

"Seni bir daha çevremde dahi görmek istemiyorum anlıyor musun beni? İstemiyorum!" Parmağımı uyarıyla salladım.

"Yargısız infaz yapıyorsun! Önce beni dinleyeceksin!" Baskın gür sesi yüksek çıkıyordu.

"Seni dinlemek zorunda falan değilim ben anlamıyor musun? Şimdi dönüp arkamı gideceğim ve se-"

"Dinlemeden gitmene izin vereceğimi sanıyor musun gerçekten?" Anlamadığım bir hızda kollarımdan tutup beni kendine çekti.

Odalardan birisine sokulduğumu fark etmemle, "Ne yapıyorsun sen?" diye bağırdım. Kolumu elinden kurtarıp odanın ortasına yürüdüm ve kapıyı kapatıp kilitleyen adama şaşkınlıkla bakakaldım.

"Sen saçmalıyorsun..."

"Evet haklısın, saçmalıyorum. Ama bana bunu yaptıran genellikle sen oluyorsun."

İHANET |TAMAMLANDI|Where stories live. Discover now