İHANET 56.BÖLÜM

80.2K 2.6K 713
                                    

S e v i l i y o r s u n u z 💙

S e v i l i y o r s u n u z 💙

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Çisem'den

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Çisem'den

Zaman hızla akıp gidiyordu.
Gözümün önünde günden güne büyüyen kızımın verdiği tepkilerin sevimliliği, tatlı kahkahası emeklerken ki hallerinin kalbimde oluşturduğu hislerin bir tarifi olamazdı. Ateş’in Yosun'la bir abi gibi ilgilenmesi gözünün sürekli üzerinde olması sevip sahiplenmesi ise bambaşka bir duyguydu. Bunu babasıyla aramızda olanları bilmeden yapıyordu öğrendiği zaman değişeceğini düşünsem de öyle bir şey olmamış Yosun'a karşı aynı sevecenliğinde kalmıştı sadece bir kaç gün bana mesafeli durduğunu hatırlıyordum beni sevdiğini biliyordum yine de babasının hayatına bir kadının girecek olması her çocukta olabileceği gibi onu da etkilemişti Ateş'i anlıyordum. Asaf'ın Ateş'le konuşmasının ardından her şey normale döndüğü ve bana eski gibi yaklaştığı için mutluydum. Bir aile gibi olmuştuk kendimi onlara yabancı değil onlardan biri olarak görüyordum bunda Asaf'ın etkisi büyüktü elbette. Hayatıma girip aşkıyla aklımı çeldiği gibi amma erken amma geç kalbimi de çalmayı başarmıştı. Henüz dile getirmemiş olsamda tüm kalbim ve ruhumla Asaf'ı seviyordum. Sıkıca sarışını, sahiplenişini, bana bakarken eriyen soğuk yeşil gözlerini, huzur veren kokusunu, kalbini, yüreğini, vicdanını, onu o yapan her şeyini seviyordum. Gözlerimi Asaf'ın yanında açtığım her sabah bir ilmek gibi bizi birbirimize bağlayan kadere ‘İyi ki' diyor hayatımda olduğu beni sevdiği ve bana yeniden sevebilme cesaretini verip yaralarımı sardığı için varlığına şükür ediyordum. Ona olan sevgim her gün bir önce ki günden daha fazla artıyordu. Onu daha fazla ne kadar sevebilirdim bilmiyordum. Kalbimden bir parça, ruhumda bir parça, zihnimden, tenimden, dudaklarımdan, gözlerimden, tek bir parça ama her yerde bendeydi.

Geçmişte ne olduğu kiminle olduğu artık önemsizdi bunu düşünmüyordum vicdanı yanlışa sapıp bir anlığına düşmanı olmuş, olmaması gereken birine hayatında yer vermişti hiç bir şeyi unutmuş değildim ama unutmayı tercih etmiştim. Asaf benim tek gerçeğimdi ve hiç bir geçmişin bunu değiştirmeye gücü yetmezdi.

Yanımda yatan adama doğru kaydım uyandırmamaya dikkat ederek dudaklarımı ensesine bastırıp kokusunu içime çekerek hafifçe öptüm. Yüz üstü yatmış ellerini yastığın altına sokmuştu. Yüzü diğer tarafa dönük olduğu için onu göremiyordum. Bacağımı bacaklarının arasından yavaşça kurtardım. Yüzüm hala ensesine yakın yerdeydi burnuma dolan kokusundan uzaklaşmak o kadar da kolay değildi. Erkeksi kokusuna karışmış yumuşak parfüm kokusu onun teninde bambaşka kokuyordu. Gözlerim kapalı dünya üzerinde ki en güzel koku bu adama aitmiş ve ben o kokuya muhtaç aç bir bebek gibi onu içiyordum. Burnumu ense kökünde ki yumuşak saçlarına sürttüm. Kımıldadı. Uyandırmak istemiyordum istemeyerek geri çekilip ondan uzaklaştım ama yanından kalkmadım. Saatin henüz erken olduğunu görmüştüm alışkanlık haline getirdiğim erken kalkmalardan vazgeçemiyordum. Kahvaltı saati gelene kadar ya yatakta vakit geçiriyor yada çocukları kontrol edip evi keşfederek geziyordum ki ev keşfim her bir noktayı ezberlediğim zaman bitmişti. Başımı yastığıma koyup gözlerimi usulca yumdum. Yüzümde hafif bir tebessüm vardı. Asaf'ın salgıladığı güvenin ve huzurun kollarının altında olmak onunla uyuyup onunla uyanmak tadını daha önce hiç almadığım yoğun içimi kıpır kıpır eden bir tat veriyordu. Elimi ona dokunmak için uzattım kımıldamaya başladığın da geri çekip bekledim. Yüzünü benden tarafa çevirip pozisyonunu değiştirmişti ama uyanmadı. Kolunu olduğum tarafa atıp beni tek hamleyle gövdesine çekip göğsüne yasladı. Yüzüm boyun çukuruna yaslanıyordu. Elleri belimi, birisi beni onun kollarından alabilirmiş gibi sımsıkı kavramıştı. Canımı yakmıyordu benim ona ait olduğumu gösteriyordu. Beni sakınıyordu. Gülümsedim. Burnumu boynunun sıcak tenine sürterek Asaf'a daha fazla sokuldum. Eli usulca bel çukuruma kaydı. Bacağımı uzun bacaklarının arasına çekip etrafıma doladı. Birbirimizin içine girebilecekmişiz gibi sarmaş dolaş tek beden olmuştuk. Ellerimi çıplak omuzlarına koydum sıcacık ve pürüzsüzdü. Ellerim omuzlarından sırtına kaydı. Elimin altında hissettiğim kaslarla iç çektim. Kalçasını hafifçe oynattı. Altında sadece bir boxer vardı ama bu hissettiğim yerlerini saklayacak kadar kalın bir kumaş değildi. Şu an onu tam olarak kasıklarımın üzerinde hissedebiliyordum. Sıcak sert ve iriydi. Düşüncelerimin kaydığı noktayı fark etmemle yutkundum Asaf'ın yanında arsız bir kadına dönüştüğümü biliyordum bunu bana yapan Asaf'tı. Beni dokunuşlarının sevişlerinin müptelâsı yapmıştı. Sıcaklığına daha fazla ihtiyaç duyarak gövdesine biraz daha sokulmuştum, bu hareketim çok daha farklı ve yüz kızartıcı bir sonucu kucakladı. Karnım sertliğine dayanmıştı. Yanaklarım yanıyordu tıpkı bacak aramda tutuşmaya başlayan sızı gibi. Geri çekilmeye çalıştım uyuduğunu düşündüğüm adamın buna izin vermeyişiyle çoktan uyanmış olduğunu fark etmem geç olmamıştı.
“Sen uyumuyor muydun?” Kızışmış kediler gibi ona sokulmuştum bu çok utanç vericiydi. Kendime engel olamamıştım. İri eli kalçama kayıp orayı tahrik edici bir hareketle kavradı. Aldığım nefesle birlikte göğsüm havalanıp çıplak göğsüne yaslandı.

İHANET |TAMAMLANDI|Where stories live. Discover now