İHANET 23.BÖLÜM

60.3K 2.6K 583
                                    

S e v i l i y o r s u n u z  💙

Çisem'den

Taksiciye beklemesini söyleyerek arabadan indim. Hareketlerim donuk  bakışlarım ifadesizdi. Alparslan'ın ihanetiyle yıkılmış ve gördüklerimi kaldıramayıp kaçmıştım. Bu esnada yukarda olan bitenden habersiz uyuyan kızımı unutarak. Yüzleşmem gerekenle yüzleşecektim, bu gün bu evliliğe son noktayı koyup herşeyi bitirecektim.

İçimde başlayan ateş Alparslan'a duyduğum öfkeyle geçen her saniye harlanıyor yangın büyüdükçe çevresine kıvılcımlarını saçarak her tarafa bulaştırıyordu.

Beni yaktığı bu ateşte onu yakmayı istiyordum. Kalbime layık gördüğü bu acıyla onun kalbini sökmek istiyordum. Ne emeklerle neleri feda ederek kurduğum o inşaatı yıkmıştı ya o enkazında kalan ben değil o olsun istiyordum. Başka bir kadını bana tercih ettiği için pişmanlıktan kavrulmalıydı.

Yanımdan hızla geçerek siteye giriş yapan siyah arabanın arkasından ifadesiz bir yüzle baktım. Ani bir frenle öfkemi sonuna kadar hakeden kadının evinin önünde duran arabadan inen Asaf'ı gördüm. Nefretini gördüm büyük bir savaşın çıkacağını belirten ifadesini bakışlarıyla bile bir insanı devirebilecek  olan öfkesini gördüm.

Aynı nefreti ve öfkeyi aynı kişilere besliyorduk tek bir farkla. Benim bu olay karşısında yapacaklarım sınırlıyken Asaf'ın yapabileceklerinin bir sınırının olmayacağını bilecek kadar onu çözdüğümü varsayıyordum. Sahi benim yapabileceklerimin bir sınırı var mıydı? Bundan şüpheliydim.

Gözüm o eve takılı kalırken adımlarımı az önce Asaf'ın girdiği eve çevirdim. Bu evde benim kocamla yakınlaşmış belkide daha fazla ileri giderek erkek arkadaşıyla beraber uyuduğu hatta birlikte olduğu yatakta beraber olmuşlardı. Bu düşünce kalbime kıymıklarını batırdı. Düşüncesi bile azaptı ama gerçekti değiştirilemez bir gerçek.  Hem kendi açımdan hemde Asaf'ın açısından düşünüyordum. İkimiz içinde çok zor kabullenmesi imkansız affedilmesi olanaksız bir durumdu.

İkimizde aldatılmış ikimizde sevdiğimiz insanlar tarafından ihanete uğramış sırtımızdan hançerlenmiştik.

Açık kapıdan içeriye adımımı attım. Yukarıdan gelen bağırtı seslerini duyuyordum. Ela'nın yalvarışları Asaf'ın insanı iliklerine kadar titreten korkutucu sesine karışarak yok oluyordu. Onun karşısında hiç şansı yoktu ve bunu bilmesine rağmen yalvarmaya devam ediyordu. 

Ben buraya neden gelmiştim Ela'ya hesap sormak için mi? Kocamla nasıl beraber olursun demek için mi? Yoksa hakettiğini vermeye mi? Onun yalnızca hakettiği sancımı bir şekilde ona hissettirebilmekti. benim canım nasıl yanıyorsa onunda canı yanmalıydı.

“Bana zorluk çıkartma yoksa elimden bir kaza çıkacak!”

“Ne olursun beni dinle Asaf yemin ederim o istedi ben istemedim o  beni ayarttı.”

“Kapat çeneni ahlaksız. Ben daha senin neyini dinleyeyim  hangi yalanları sıralayacaksın.”

“Asaf lütfen.”

“Beni nasıl kandırdığını mı anlatacaksın arkamdan nasıl işler çevirdiğini mi?”

“Canım acıyor.”

“Sikerim lan senin canını. Senin canına okuyacağım canı yanmak neymiş o zaman anlayacaksın. Ölmekten beter edeceğim seni beni ayakta uyutmak neymiş göstereceğim yürü!”

Buz gibi bakan gözlerimi Ela'ya diktim. Asaf Ela'nın bileğinden tutmuş çekiştiriyor Ela ise onunla gitmemek için direniyordu. Korkuyordu. Korkmalıydı da.
Beni gördüğünde sus pus oldu ve hareketleri duraksadı.

İHANET |TAMAMLANDI|Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt