İHANET 7.BÖLÜM

59.7K 2.2K 774
                                    

S e v i l i y o r s u n u z 💙

Ela'dan

Her şey kusursuz gitmiş planım tıkır tıkır tam da tahmin ettiğim gibi sorunsuz işlemiş emelime bir şekilde ulaşmıştım. Sırtımı hastane yatağına yasladım parmaklarımın ucunu, yüzüme hırsız yaptı adı altında verdiğim darbeler sonucunda oluşan yaraların üzerinde gezdirdim. Bu planda yoktu sonradan dahil eden bendim. Kendi canımı bile isteye yakmak acı verici ve zor olmuştu. Yine de Alparslan'ı elde edebilmek için buna değeceğini düşünmüştüm.

İnandırıcı olması için bayıldığımda ise Alparslan'ın koşarak yanıma geldiğini hissettiğimde mutlu olmuştum. Beni kucaklayıp hastaneye getirmiş, bense bu sırada hala baygın numarası yaparak oyunumu devam ettirmiştim. Başımda ve yüzümde açılan yaralara pansuman yapılmış, bu sırada da Alparslan bir saniye olsun yanımdan ayrılmamıştı. Bu beni tahminimden çok daha fazla mutlu etmişti.

Hastaneden çıktıktan sonra prosedür gereği karakola ifade vermek için gitmiş ifademi verirken açık vermemek için üst düzeyde bir çaba sarf etmiş, bana yüzünü görebildin mi diye sorduklarında başında maske olduğunu, boğuşma sırasında beni bu hale getirdiğini de söylemiştim. Benimle ilgilenen genç polis kameraların kontrol edileceğini evden parmak izlerini ve ardında bıraktığı delilleri toplayacaklarını söylemişlerdi. İfademi planladığım gibi verip imzaladıktan sonra boğucu kasvetli ortamdan kurtulmuştum.

Dışarıya çıktığımızda Alparslan önümden hızlı adımlarla ilerliyor ben ise yavaş adımlarımla gerisinde kalarak onu takip ediyordum. Yanında olmadığımı yeni fark ettiğinde omzunun üzerinden bana baktı. "Ne oldu?" diye sordu.

"Her yerim ağrıyor yürümekte zorluk çekiyorum," diyerek zoraki tebessüm ettim. Burktuğum bacağımı aksatarak yürütmeyi unutmuyordum. "Affedersin," diyerek adımlarını yavaşlatıp benimle aynı hizaya geldi. Hiç beklemediğim hareketi yaparak kolunu uzatıp, "Gir," demişti.

Bir uzattığı koluna bir de Alparslan'a şaşkınlıkla baktım. "Hadi." Şaşkınlığımdan sıyrılıp üçüncü bir teklifin gelmesini beklemeden koluna girdim, kaslı kollarına sıkıca tutunup ona iyice sokuldum. Elimin altındaki bedeni gerilmişti ama rahatsız olduğu da söylenemezdi. Burnuma dolan mis koku ona aitti ve çok güzel kokuyordu, kokusu bile canıma okuyorken bu adam bana neler yapıyordu, neler yaptırıyordu? Saplantı haline mi getirmiştim, yoksa sadece hırs mıydı veyahut başka bir şey mi? Tam bir tanı koymak imkansız gibi geliyordu. Ben kimseyi böylesine istediğimi hatırlamıyordum.

"Teşekkür ederim." Yüzünü bana çevirip gözlerimin içine baktı. "Teşekkür etmemen konusunda anlaştığımızı sanıyordum." Neyse ki artık sizi bizi bugünden itibaren kenarıya atmıştık.

"O sen benim kahramanım olmadan önceydi. Baksana ne zaman zorda olsam ya da yardıma ihtiyacım olsa yanımdasın hiç tanımadığın halde bana yardım ediyorsun. Umursamaya da bilirdin. Bu devirde yakın arkadaşlar bile senin yaptığını yapmıyor Alparslan."

Arabanın kapısını açıp binmem için kenarı çekilip bekledi. "Kahraman mı?" Gözlerini bayarak güldü, gerçekten karanlık geceye güneşi doğduracak kadar eşsiz bir gülüşe sahipti. Bence o hep gülmeliydi. Hayranlıkla yüzünde solmaya yüz tutmuş tebessümünün izlerine tutunduğumda ne denli kendimden geçtiğimin bilincindeydim.

Sen bana ne yapıyorsun Alparslan?

"Emin ol kim olsa benim yerimde aynı şeyi yapardı. Yardıma ihtiyacı olan bir kadını yalnız bırakamazdım, kim olsa bırakmazdı." Buna emin değildim.

"Fazla mütevazisin. İnsanlık görevimdi diye başlamayacaksın değil mi?" Sürücü koltuğuna geçip oturdu arabayı çalıştırıp yola çıkarttı. "İnsanlık görevimdi." Dediğinde ikimizde aynı anda güldük. Yüzümdeki yaralar gerilmiş canımı yakmıştı. Acıyla inledim. "Ahh."

İHANET |TAMAMLANDI|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin