İHANET 28.BÖLÜM

67.6K 2.8K 399
                                    

S e v i l i y o r s u n u z ! 💙

Ela'dan

Peruğumu düzeltirken Melisa'nın numarasını tuşlayıp kulağıma tuttum. Üçüncü çalışın ardından açtı.

"Sonunda Ela. Seni kaç defa aradım kızım saat kaç olmuş aramak yeni mi aklına geldi? Meraktan öldüm!" Telefonu kulağımla omzum arasına sıkıştırıp yatağın üzerine oturdum. Beyaz spor ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. "Ancak uyanabildim hem neyi merak ediyorsun ki gayet iyiyim ben."

"Neyi mi merak ediyorum sence?" Ayağa kalktım ani kalkışımla birlikte kasıklarımda hissettiğim ağrıyla bir süre kımıldamadan aynı pozisyonda kalıp ağrının hafiflemesini bekledim. Dün geceden beri giren kaçıncı ağrıydı bu? Alparslan'la birleşimimizden kaynaklı olduğunu bilmemek için aptal olmak gerekiyordu. Doktora gidemeyeceğim gibi ağrılar karşısında ne yapacağımı da bilmiyordum. Bu defa fazla uzun sürmemişti neyseki. Makyaj masama doğru ilerledim. Aynadaki aksime bakarken boynumda ki morluklara gözlerim takıldı. İşaret parmağımın tersiyle üzerlerinden geçerek dokundum.

"Yine duramadın Alparslan'ın yanına gittin değil mi?" Gözlerim onun eseri olan morlukların üzerinde geziniyordu hala. Ateşli bir geceden kalma imzalar olduğu o kadar belli oluyordu ki. Onları kapatmak gibi bir girişime girmeyi düşünmüyordum buna gerekte görmüyordum açıkçası.

"Evet gittim." Sakin bir ses tonuyla onu cevapladım.

"Aferim sana!"

"Sesindeki o tonlamayı hiç beğenmedim." Sakin konuşuyordum ama bu öfkelenmediğim anlamına gelmiyordu. Kimse benimle sesini yükselterek hele ki azarlayıcı tonda hiç konuşamazdı. Bundan nefret ediyordum. Eğer şu an buna rağmen sakin kalabiliyorsam Melisa'nın yanımda olup bana destek çıkmasından aynı zamanda ona ihtiyacım olmasından dolayıydı.

"Sen gerçekten delirmişsin. O adam sana zarar verebilirdi hiç mi düşünmüyorsun hiç mi korkmuyorsun anlamıyorum seni." Evet verebilirdi ama vermemişti. Onun derdi çok başkaydı Alparslan intikam istiyordu bunun içinde tamah etmeyeceği kimse yok gibi görünüyordu.

"Şu an seninle konuştuğuma göre bir şey yapmamış değil mi Hala sapa sağlamım." Gözlerimi devirdim.

"Yapmayacağı anlamına gelmiyor söylesene yanına gitme gayen neydi ne istiyorsun sen hala Ela?" Takacağım gözlüğü seçerken önemsiz bir şeyden bahseder gibi, "Hiç bir şey. Konuştuk sadece onu biraz gaza da getirmiş olabilirim biliyorsun erkekler üzerinde karşı konulamaz bir etkim var."

"Yani?" dediğinde nefesimi seslice dışarı verdim. "Yani ateşli bir şekilde seviştik. Sonra da eve döndüm hepsi bu." Dedim önemsiz bir şeyden bahseder gibi.

"Ne yaptık dedin?!" Melisa'nın attığı çığlıkla yüzümü ekşiterek telefonu kulağımdan uzaklaştırdım. "Niye bağırıyorsun seni duyabiliyorum aptal."

"Bunu yaptın mı gerçekten?"

"Evet yaptım ama biliyorsun bu iş tek taraflı olmayacağına göre yaptık demek daha doğru olur."

"Hala alay ediyorsun. Bunu nasıl yaparsın ne hallere düştün farkında değil misin? O eve tıkılıp kaldın karnındaki bebek büyüsün diye bekliyorsun, dışarı çıkamıyorsun hayalet gibi yaşıyorsun. Asaf peşinde yakalanman an meselesi ama sen bunca olan şeye rağmen ona gidip nasıl onunla tekrar beraber olabiliyorsun? Ya hiç mi korkmuyorsun hiç mi düşünmüyorsun?"

"Yavaş gel Melisa." Sonunda dayanamayarak sesimi yükselttim. Neyin ne olduğunu ben gayet iyi biliyordum bana hatırlatma yapmasına da akıl vermesine de gerek yoktu.

İHANET |TAMAMLANDI|Where stories live. Discover now