"Kızım ne yaptın sen " diyen Ediz'e omuz silktim.

Yapılması gerekeni yapmıştım sadece ben. Eminim ben yerine onlar ilk görselerdi eminim daha kötüsünü yaparlardı.

Nurcan Teyze hala ağlayan Peline doğru gidip onu ayağa kaldırdı. Ben de yanlarına gidip Pelinin elinde ki silahı alıp tekrar belime koydum.

"Nurcan Teyze sen Pelini eve götür biraz dinlensin polisler gelene kadar " deyince beni onaylayıp Pelin ile gittiler.

Yiğit , Taner ve Kutay dövdüklerimi bir yere toplamış başlarında duruyorlardı. Hazar yanıma gelerek üstünde ki ceketini bana verdi.

Valla hiç triplere girip ceketi giymemezlik yapmayacaktım. Üşümüştüm atlet ile.

"Hızır gibi yetişmişsin" diyen Hazara baktım. Ee biraz öyle olmuştu. Yanağımdan öpünce istemsiz olarak gülmüştüm.

Bizi tek gören Ediz olduğu için pek de takmamıştım. Zaten yakın bir zamanda diğerleri de öğrenirlerdi.

"Ben sana ne diyeceğimi bilmiyorum Gökçe biz seni uyuyor sanıyorken sen bunları dövüyormuşsun. " deyip Hazarın kolları altına daha da yerleştim.

"Bela mıknatısı gibi bela çekiyorum ne yapayım" diyerek omuz silktim.

"İyi ki çekiyorsun o zaman ne diyeyim "

Yanımızdan ayrılınca kafamı kaldırıp Hazara baktım.

"Siz geç geldiniz sesleri duyup gelirsiniz demiştim ama baya paslanmışsınız" dalgamı da geçtiğimde tam anlamıyla rahatlamıştım.

"Suç bizde değil güzelim ya Nurcan Teyze resmen bize tuzak kurmuş koydu önümüze yemekleri bizim bütün iletişimimiz kesildi dış dünya ile silah sesini duyduk sadece"

"Onu da duymasaydınız. Ben hallettim zaten "

"Sussan da bir keyif çatsam " deyip beni kendisine daha da çekince çenemi kapattım. Polislerin gelmesini bekliyorduk dışarıda.

Hazar ile yere oturmuş bir şekilde sarılıyorduk. Ben halimden memnundum. Bizimkiler bize imalı imalı gülümsemeleri dışında şuan her şey yolundaydı.

Pelinin yanına gitmek istemiyordum. Kesinlikle şuan ağlıyordu ve ben ağlayan biri yanında asla ifadesiz bir şekilde duramaz ve ondan fazla ben ağlardım ki bu şuan onun için pek de iyi olmazdı.

Siren seslerini duyunca ayağa kalktım. Ceketin önünü açıp açılan ekip arabasına baktık. Arabadan yedi polis indi.

Dört polis birer pislik alarak ekip arabasına götürdü. Geri kalan diğer polisler bize doğru gelince bizde onlara doğru birer adım attık.

"Ben baş komiser Engin Keser siz halletmişsiniz ama olay nasıl geçti hanım efendi "

"Ben Kartal timinin komutanı Kıdemli Üsteğmen Gökçe KILIÇ " polislerin şaşırdığını anlayabiliyordum. Beklemiyorlardı bizi asker.

"Asker misiniz ?"

"Burada gördüğünüz herkes asker baş komiserim olayı anlatayım ben kısaca boğuşma seslerini duyunca olay yerine gittim. Pislikleri hallettikten sonra olay yerine diğer iki pislik geldi. Birinin sağ bacağında kurşun yarası var"

"Peki, kadın nerede" deyince arkamı gösterdim.

///////////////////////

Kapıyı iki kere tıklatıp gir komutu ile odaya girdim.

Selamımı verip Tuna komutanın izin vermesine bekledim.

"Rahat asker oturabilirsin"

Tuna komutanın karşısında ki koltuğa oturdum.

KARTAL TİMİ ( ASKIDA )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin