"SİZİ REZİLLER ÇOCUKLAR BİLE SİZDEN YÜKSEK SÖYLER BE"

"ŞEHİTLER "

"ÖLMEZ"

"VATAN"

"BÖLÜNMEZ"

////////////////////

Yüz metre koşu dan sonra onları acıyarak serbest bıraktıktan sonra dinlenme odasına giderken bir asker önümü kesti.

"Rahat asker"

"Komutanım Tuna komutan sizi odasında bekliyor" dediğinde askeri kafam ile onaylayıp yönümü değiştirip Tuna komutanın odasına doğru gittim. Kapıyı iki kere tıklatıp gir komutundan sonra içeri girip selam verdim.

"Rahat gel kızım"  dediğinde koltuğa oturdum.

"Bir sorun mu var komutanım" dediğimde bana sıkıntılı bir şekilde baktı.

"Hani şu sizin kaldığınız köy ile ilgili sorunu halletmek için başka bir timi görevlendirdim" dediğinde kaşlarımı çattım. Niye başka bir timi görevlendirmiş ti ki biz zaten görev için yeterli bilgiyi biliyorken.

"Komutanım görev için bizi görevlendireceğinizi düşünüyordum" dediğimde beni başıyla onayladı.

"Aslında bende size verecektim bu operasyonu ama siz İstanbula gidiyorsunuz yarın sabah " 

"Konu ne komutanım" 

"Haberleri alıyorsundur sende biliyorum.  Kürşat İstanbul'a gitti ve İstanbul un en işlek caddelerinden olan iki cadde ve sokağa canlı bomba ile patlattılar yakın zamanda. Oldukça çok şehidimiz var. Ankara'dan biraz önce bilgi geldi seni ve timini geçici bir süre için İstanbul da ki bir time Kürşat operasyonu için yardıma gidiyorsunuz.  

Senin yeterince bilgi sahibi olduğunu biliyorum. Sivil gidilmeyecek ayrıca tam teçhizatlı olarak gidilecek. Ne kadar kalacağınız belli değil ona göre hazırlanın time sen söylersin. Tekrar ediyorum yola yarın sabah çıkılacak sizi bir helikopter bırakacak ayrıca bugün izinlisiniz istediğinizi yapın" dediğinde ayağa kalkarak onayladım.

"Anlaşıldı komutanım" deyip odadan çıktım. 

Odama girdiğim anda biri tarafından ağzım kapatılıp duvara yaslanınca seri bir şekilde dirseğim ile karnına vurup yumruğu yüzüne vurdum. Yüzünü gördüğüm an şaşkınlıkla kalakaldım.

"Hihhhh oğlum iyi misin ya sen niye öyle sessiz sessiz yaklaşıyorsun ki deli misin" deyip yerde burnunu tutan Hazara baktım.

"Bir an unutmuşum ya senin de asker olduğun " deyip ayağa kalkınca gülerek odayı ve bulunduğumuz yeri gösterdim.

"Nasıl unutabiliyorsun şaştım doğrusu " deyip yüzüne yaklaşıp burnuna bakıp hasar tespiti yaptım. Bir şeyi yoktu sadece yumruğum burnunu kızartmıştı. 

"Belki özlemişimdir sadece" deyip bana yaklaşınca istemsizce geriye adım attıkça o bana doğru gelince sonum duvar olmuştu.

"Biraz önce yan yanaydık ne ara unuttun Hazar efendi" deyip aklımca eğitimi kast etmiştim.

"Orada sadece ayağın ile üstüme basman bir şey değildi sen üstüme otursan da ben seni her zaman taşırım "

"Kesin taşırsın da şu an biraz uzaklaş san mı ne " 

"Benim rahatım yerinde vallahi "deyip üstüme daha da eğilmesi cabasıydı.

"Hazar bak seni döverim haberin ola " deyip yüzümün kızarmasını saklamak için hızlıca itip ondan uzaklaştım.

KARTAL TİMİ ( ASKIDA )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin