Bölüm 20- ''İlahi Adalet ''

Start from the beginning
                                    

Maya oflayarak yeniden giydi terliği. Topal sayılabilecek, kesik adımlarla biraz ilerledi. Yiğit, Mayaya baktığında sıkıntıyla soludu.

''Yok ya. Küçük müçük ama acıtır o. '' dediği anda, Mayayı kontrollü bir şekilde kucağına aldı. ''Hem nasıl aldıysak, öyle bırakmak gerek. '' dedi sırıtarak.

''Ben de nazlı kızlar gibi oldum iyice. Böyle yapmazdım hiç. Yürürdüm yani. '' derken Yiğit'in omuzlarına kollarını sardı Maya.

''Ben olmasaydım. Yani ben olmasaydım, bakardın sen başının çaresine. Ama ben varım. İzin vermiyorum tek yürümene. '' dedi Yiğit, gözleriyle evin yolunu izlerken.

''Bi beş yıla kadar, ben de izin vermem yalnız yürümene. '' diyerek kaşlarını kaldırdı Maya. Bu sırada keyifle, Yiğit'in yüzünü inceliyordu.

Yiğit şaşırak;

''Beş yıl mı? Niye beş? '' diye sordu.

''E çünkü böyle her fırsatta kucağında taşırsan, birkaç yıla kadar fıtık olursun. ''

''Sağlığa zararlıyım diyorsun yani. Halbuki ben sağlığıma çok dikkat eden biriyimdir. Nasıl izin verdiysem beni böyle etkilemene. '' derken yalandan kaşlarını çattı Yiğit.

''Demek ki varmış senin de böyle huyların. Napıcaksın işte. '' diyerek kıkırdadı Maya.

Bu sırada konağın bahçesine ulaşmışlardır. ''Hadi indir artık. Bi gören olucak. '' dedi Maya ciddileşip, panikleyerek.

Yiğit inatla adımlamaya devam ettiğinde, evin kapısı daha onlar çalmadan açıldı. Elizya, minicik boyuyla kapının kulpunu tutuyordu. Diğer elinde de siyah bir çöp poşeti vardı. Topuz yaptığı saçları, yüzünü daha da ortaya çıkarmış, sevimli gülüşünü gizlemesi imkansız hale gelmişti.

''Abi. '' dedi, gördüğü manzara muzur gülüşünü de beraberinde getirmişti.

''Abim. ''

Maya, Yiğit'in kucağında Elizyaya gülümseyerek el salladı. Napıcağını şaşırmıştı. Yiğit ısrarla bırakmıyordu.

''Hoş geldiniz. Prova mı yapıyorsunuz? '' dedi Elizya bedenini kapıya yaslayarak. Sırıtıyordu.

''Ne provası? ''

''Abi işte, düğün provası. Hani damatlar taşıyor ya eve girerken gelinleri. Onun gibi bi şey mi bu? ''

Yiğit, Elizyanın söyledikleriyle gözlerini kocaman açtı.

''Kızım sen nerden öğreniyorsun böyle şeyleri ya. ''

''Sen de öğrensen iyi olur abicim. Çünkü bu durumunuzu açıklayacak en mantıklı açıklama bu olur şuan. Birazdan annem sizi böyle görünce, en azından böyle söylersin. '' derken gözlerini devirdi Elizya.

Yiğit kendine gelip Mayayı bırakmak üzere eğildiğinde, Nefes hızla kapıya doğru gelmişti.

''Annem kapıyı açık mı bıraktın bak cereya...Yiğit! ''

''Oyy nenem oyyy. Babadan miras bize bu basılmalar. '' diyerek dişleri arasından konuşurken, Mayayı özenle yere bıraktı Yiğit.

Maya, Nefesin şaşkın yüzüne bakıp, telaşla;

''Nefes abla şey, ayağım. Ayağıma bi şey battı da basamadım. Yiğit sağ olsun şey yaptı. Yardım etti. '' dedi. Hırkasının düğmeli kısmını turlayan eli, tüm paniğini yok etmeye çalışıyordu.

''Aynen anne tam olarak öyle oldu. '' diyerek onayladı Yiğit.

Bu sırada Elizya annesinin yanında dikilerek, ikisinin de haline gülüyordu. Nefes hiçbir şey söylemeden gözlerini Maya ve Yiğitte gezdirdi. Sonra da Maya'nın geceliklerini süzerek, baştan aşağı yokladı. Maya bunu fark edince;

Ay ŞahitWhere stories live. Discover now