🌙-'' Yarım Ninni ''

En başından başla
                                    

''Yoo. Niye öyle sordun şimdi? '' dedi. Panik haliyle gözlerini ovuşturuyordu.

Dün gece bulduğu defter, okuduğu satırlar, hissettiği duygular omuzlarına çökmüş, ruhuna yorgunluk vermişti. Belki de, beş on sayfa okumasına yetmişti nefesi ama canı her yirmi saniyede bir Nefese koşup, kollarına atlamak hissiyle dürtmüştü onu tüm gece.

Ama bir yanlış yapmıştı Maya. Birinin gizli satırlarını, izinsiz okumuştu. Bu ayıp, okuduklarından daha fazla incitiyordu onu. Yiğit'i görmek bir şeyleri hafifletmek yerine, Nefesi hatırlattığı için daha da ağırlaştırıyordu acısını.

''Gözlerinin altı kızarmış ya. '' derken, sanki cama doğru uzansa, Maya'nın yüzünü avuçları arasına alabilecekmiş gibi bedenini yükseltti.

''Uykudan uyandırdın Yiğit farkında mısın? Gün daha yeni ayıyor. İzin ver de gözlerim birazcık isyan etsin yani. '' diyen Maya, inandırıcı olabilmek için kaşlarını çatıp, başını kaldırdı.

Yiğit önce biraz sessiz kalıp, sonra gülümsedi.

''Tamam tamam hadi. Bekliyorum gel. '' dedi, yeniden.

''Ya nereye bu saatte? Mercan Ablalara ne diycem. ''

''Seneye, bugünü iki şamdan, bir buket çiçek ve mükemmel bir yemekle kutlayacağımız için, Yiğit şimdi beni dışarı çağırıyor de onlara. '' diyerek kıstı gözlerini.

Maya elini alnına götürüp, ciddiyetle Yiğit'i izledi.

''Romantik bir şeyler söylemek istedin şuan galiba. Ama bu romantizm için fazla uykuluyum. Anlıyorsun di mi? '' dedi, perdeyi kapatmak için uzanırken.

''Ya bi kere de yormayın şu Yiğidi be. Bi kerecik ya. '' diye söylenen Yiğit'e öpücük atıp, içeri geçti Maya. Perdeyi temelli çekti.

Yiğit öfkeyle solurken, etrafa bakınıyordu. Az önce gölgesine sığındığı ağacın altındaki, kalın ve uzun sopayı sürüyerek çarçabuk pencerenin altına taşıdı. Açık kalan pencereye ucunu sağlam bir şekilde yerleştirip, tırmanmak için ince ama dayanaklı bir yol yaptı kendine. Elleriyle duvardaki çıkıntıları tutarak, ayaklarını büyük büyük adımlarla yukarı taşıdı. Açık pencereden içeri doğru, ayaklarını sallandırdığında, yenice yorganının altına girip, yüzünü duvara doğru dönmüş Maya, sıçrayarak doğruldu.

''Hıı Yiğit ! ''

Yiğit hem sessiz olmaya çalışıp, hem de kendini temelli odaya atmaya gayret ederken;

''Yiğit ya Yiğit. Kafaya koydum işte alıcam seni buradan. Ne diye duvarlara tırmandırıyorsun beni ya. Ne bu inat yani. Neyse. Uğrunda bunu yapmak da varsa, yaparız nedir yani. '' dedi.

Maya kocaman açtığı gözlerini, sakince onunla konuşan Yiğitte gezdirdi. Artık Yiğit, tamamen Maya'nın odasındaydı.

''Sen tam bir manyaksın. Manyak. '' dedi, şaşmış sesiyle.

''Öyleyimdir. Ama sevimli manyağımdır. '' derken güldü Yiğit.

Çok geçmeden, odanın kapısında bir hareketlenme oldu. Yiğit hemen, kendini kapının arkasına attı. Maya da çaresizce daha açılmamış olan kapıya dönüp gülümsemeye başladı. Kapının kulpu oynandığında ve artık temelli açıldığında, minik Bora küçük adımlarıyla içeri girmeye çalışıyordu.

''Bora '' dedi Maya, gülerken. '' Sen miydin küçük adam. Günaydın, günaydıııın. '' diyerek, ayaklandı. Boranın yanağına öpücük bıraktı.

Yiğit rahatlayarak derin nefes almış, saklandığı yerden çıkmak üzereydi ki, Boranın ardından Mercan hızlı adımlarla geldi.

''Maya kusura bakma kızım. Su içmeye kalktım hemen ayaklanmış arkamdan. '' dedi Mercan mahcup gözleriyle. Üzerindeki yeleği çekiştirerek, Boranın yanına gelmesini bekliyordu.

Ay ŞahitHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin