Bölüm 7- ''Bezelye''

Start from the beginning
                                    

Yiğit sıkıntıyla elini saçlarına götürdü.

''Çok erken çıktım da sabah. Uyuyorsundur diye, rahatsız etmiyim dedim. '' dedi.

''Nasıldı ? '' diye sordu Maya, bir adım daha yaklaşırken.

Yiğit, Maya yaklaştıkça basamakları ters bir şekilde ufak ufak adımlıyordu.

''Ney nasıldı? '' dedi panikle.

Maya balık kokusunu alıcak diye aklı çıkıyordu.

''İş. İlk iş günü nasıldı? '' derken, Yiğit'in kaçmak isteme eğilimine şaşırarak baktı Maya.

Konuşmak mı istemiyordu?

''İyiydi iyiydi de, Maya ben bi çıksam sonra uzun uzun konuşsak. '' dedi Yiğit.

''Tabi. Ben böyle lafa tuttum seni ,rahatsız ettim sen işine bak. '' dedi Maya, kendine kızarak.

Ne diye meraklı gibi çocuğu merdiven boşluğunda yakalıyordu ki. 'Yemek yenilecek, oturulacak konuşulacak sonuçta, ailesi bu kadar sorgulamadı sanane ! Aptal Maya, aptal. ' diye içinden kendini fırçaya çekiyordu.

Yiğit, Mayanın ansızın düşen yüzü ve sessizliğe bürünen halini görünce, bir iç çekip.

''Ya tüm gün balıklarla uğraştım da. Ondan yani ondan telaş ediyorum üzerimi değiştirmek için. ''dedi çıktığı basamaklardan iki tanesini inip, Mayaya yaklaşırken. Mayanın balık kokusunu alması, yanlış anlamasından daha iyiydi.

Maya sebebi anladığında gülümseyerek, Yiğit'in gözlerine sevecen bir bakış bıraktı. Derin bir nefes çekti.

''Telaş sebebin bu balık kokusu mu yani? '' dedi, gülerek.

Yiğit gözlerini Mayanın gülümseyen yüzünde gezdirirken, Maya;

''Deniz de balık kokar ama ben denizi çok severim. '' dedi.

Yiğit duyduğu şeyle olduğu yerde tarifsiz bir heyecana kapılmıştı. Denizi severim, balık koksa da severim. Ben de balık kokuyorum. O halde beni de sever. Sevsin ki ya.

Maya, Yiğit'in asla saklayamadığı duygularını, yüzüne yayılan mutluluğu, bakışlarında gezinen mahçubiyeti izleyip bi şey söylemesine fırsat vermeden mutfağa ilerledi.

Maya'nın mutfağa kaçak bakışlarla gidişini izlerken, kendi kendini kokladı yeniden Yiğit.

''Allahım çok şükür ya. Çok seviyorum balığı, çok. '' dedi, teknedeyken her ağ çekişinde ilallah ettiği balıklar adına, özür diler gibi başını yukarı kaldırdı.

-

Yiğit son anda vurgun yediği balık kokusundan arınıp sofraya geldiğinde, annesi tencerenin içine kepçesini daldırıyordu.

''Ohh annem yine neler döktürdü bakalım. '' diyerek öptü Nefesi. Sonrada babasının hemen yanındaki yerine oturdu.

''En sevdiğin yemeği yaptım tabi ki oğlum. '' dedi Nefes, imayla gülerken, Tahir'e göz kırpıyordu.

Kocasının önündeki tabağı alıp yemeği koyduğunda, Yiğit'in gülen gözleri hızla soldu.

''Bezelye mi? '' dedi, yüzünü buruşturarak. İçinde bulunduğu durumu anlamayan gözlerle kafasını babasına çevirdi.

''Baba bizim evde ne zamandan beri bezelye pişiyor ya? Ne alaka. '' dediğinde Tahir gayet ciddi bir şekilde;

''Annenin paşa gönlü istediğinden beri oğlum bir sıkıntı mı var? '' diye sordu.

Ay ŞahitWhere stories live. Discover now