Bölüm 55/Dur Şehri

404 55 8
                                    

Bölüm 55

DUR ŞEHRİ/Huran Hanı

      Üzerinde kızıl sancaklar dalgalanan Dur şehrinin sarı taşlardan yapılmış duvarları, mutlak bir sessizlik içerisindeydi. Yenilenmiş ve güçlendirilmiş burçlarda hiçbir savaşçı olmadığı gibi, şehrin ardına kadar açık kapılarını bekleyen veya savunan hiç kimse de yoktu. Gelen haberler Tar birliklerinin iki gün önce limandan ayrıldığı yönündeydi. Prenses Hilio ve iki oğlu da Dur şehrinden ayrılanlar arasındaydı. Togu Han'ın en büyük oğluna ilişkin söylentiler ise farklıydı. Kimisi onun da Tar Krallığına sığındığını söylerken, bazı söylentiler de yenik Huran Hanının veliahdı olan Ergul'un, halen Kızıl Sarayda olduğundan bahsediyordu. Bu sabah bir ulakla Aybar'a ulaşan Vezir Tuyunak, Dur şehrinin teslim olurken direnmeyeceği haberini veriyordu. Vezirin haberini getiren genç ulağın heyecanlı telaşı Aybar'ı gülümsetmişti.

      Aslında bozkırın başkenti olan bu kadim şehri ele geçirmek için Vezir Tuyunak'ın haberine ihtiyacı yoktu. Koru Beyin ve Ataba Beyin ölümleri tüm bozkırda hoş karşılanmamıştı. Togu Han Kara Orman önünde bozguna uğrayıp ölünce, Huran'ın geniş steplerindeki büyük küçük Oba Beyleri, birer birer Aybar'ın buyruğuna girmişlerdi.

      Obaların desteğini aldıktan sonra dosdoğru başkente yürüyen Aybar'ın arkasındaki ordu her geçen gün büyümüştü. Hatta Togu Hanın Tar imparatorluğuyla yakınlaşmasından rahatsız olan Numru Boyunun ileri gelen oba liderleri de Aybar'ın ardına takılmıştı. Şimdi, canlanıp çiçeklerle bezenmiş bozkırda ilerleyen Aybar, kendisini takip eden atmış bin savaşçıyla birlikte Dur şehrinin sağlam surlarına ulaşmıştı.

      Aybar'ın bayraktar olarak seçtiği Tancar, kaplan figürlü gök mavi sancağı iyice kaldırarak adeta yeni Huran Hanının şehre girişini ilan ediyordu. Huran başkentinin yenilenmiş büyük cümle kapısında Vezir Tuyunak ve şehirde kalan son savaşçılar, kılıçları kınlarına sokulmuş vaziyette Aybar'ı bekliyorlardı. Tam Kalgar ne olur ne olmazından şehre ilkin öncülerin girmesinin daha emniyetli olacağını söylemişse de Balay Beyin oğlu buna sadece gülümsemişti.

      Aybar heybetli ordusunun en önünde sürdüğü Asar ile devasa kapıların önüne geldiğinde yaşlı vezir ivedi bir şekilde Aybar'a yaklaşıp cins aygırın dizginlerini tuttu.

      "İzin verin Huran Hanına yakışır şekilde size eşlik edeyim efendim"

      Aybar gözlerini hafifçe kapayıp başını eğerek yaşlı vezire izin verirken, şehirde kalan son savaşçılar tek dizlerini yere vurup yeni Bozkır Hanına bağlılıklarını gösterdiler.

      Dur şehrinin taş zemininde ilerleyen Aybar'ı görmek isteyen şehrin Huranlı olan veya olmayan tüm insanları, dar sokakların her iki tarafını saygılı bir sessizlikle doldurmuşlardı. Sır muhafızı insanların gözlerindeki heyecanlı merakı seçebiliyordu ama, insanlar eski hanlarının ölümünün tazeliğinde coşkularını içlerinde tutuyorlardı. Togu Han obalarda yaşayan insanların hürmetini hiçbir zaman kazanamamıştı ama bu şehir onun zamanında hiç olmadığı kadar zenginleşmişti. Bu yüzden Dur Şehrinin insanları, hangi milletten olurlarsa olsunlar büyük bir refah içerisindeydiler. Aybar düşmanı da olsa, ölmüş bir hükümdara halen saygı gösterilmesini takdir etti.

      Aybar daha birkaç ay öncesinde büyük amcası ile geçtiği bu sokaklara şimdi aşina gözlerle bakıyordu. O gün mutfağından iştah açıcı kokular yükselen yemek dükkanı şimdi kapalıydı, şehrin tüm dükkanları kapalıydı. Dur halkı varıyla yoğuyla yeni Hanlarını karşılamak üzere Kızıl Saraya kadar ana yola dökülmüştü. Vezir Tuyunak hiç acele etmeden Asar'ın dizginlerini çekerken, önünden geçtikleri her bir şehirli, tıpkı cümle kapısındaki savaşçılar gibi tek dizlerinin üzerinde Aybar'ı selamladılar.

SIR MUHAFIZI-MAVİWhere stories live. Discover now