Bölüm 3/Ulu Kral

1.2K 116 46
                                    

 

Bölüm 3 BATI DİYAR-TAMMU / Ulu Kral

 

 

 

      Kara sarayın geniş salonunun tabanı, diyarda eşi benzeri görülmemiş büyüklükteki yekpare cam bir döşeme ile kaplıydı. Ulu Kral Korlan, salonun camdan yapılmış bu sıra dışı zemininin altında, bir buz tabakasına gömülmüş gibi görünen metal araca bakıyordu. Yaşayan hiçbir insanın çalışırken görmediği makinenin atalarını bu Diyara getiren araç olduğu söyleniyordu. Üzerinde yaşadıkları gibi başka bir dünyanın varlığını hayal etmek, Ulu Kral Korlan için bile dimağları zorlayan bir kavrayış gerektiriyordu.

      Güneydeki buzullar arasında yaşayan Tammu'nun Kara Bilgeleri, yüzyıllar boyunca takdire şayan bir sabırla cam zeminin altındaki demir kütlesini işler hale getirmek için çalışmışlar, ancak bütün çabalarına rağmen bir sonuca ulaşamamışlardı. Makineyi tamir etmekten umudunu kesen Buz Kalesinin ihtiyar bilginleri, yaklaşık yüz elli yıl önce onu buraya, Tammu ülkesinin başkenti Lukabar'a göndermişlerdi. Korlan'ın Kral dedesi Bubar da, sarayının salonunu binyılların mirası olan bu demir kütleyi saklamak için kazdırmıştı.

      Celbenin işinin ehli sırça üstatları, bloklar halinde hazırladıkları büyük cam parçalarını saraya taşımış, kurdukları iskeleye yerleştirdikleri cam blokları, sırrını kimsenin bilmediği sırça özüyle birleştirerek imkânsız boyuttaki bu tek parça şeffaf zemini elde etmişlerdi.

      Parlak kış güneşine rağmen batı diyarı çevreleyen karlı dağlardan gelen soğuk ayaz, her zamanki gibi Tammu sarayının pencerelerinde uzun buz sarkıtları oluşturmuştu. Ulu Kral, halen baktığı sarayının soğuk bahar manzarasından yüzünü çevirmeden, salonun uzak köşesinde emrini bekleyen, eski insanların neslinden gelme kadına seslendi.

      "Özel odamı iyice ısıtın"

      Saraydaki tüm kadınlar gibi kralın seçilmiş kölesi olan siyah saçlı, siyah gözlü, genç yerli, efendisinin şahsi odasına geçti. Korlan, tartışmasız otoritesi altındaki batı diyarın dağlarla çevrilmiş geniş düzlüklerinde yaşayan her canlının sahibiydi.

      Bir süre daha bulunduğu yerden topraklarını seyreden Ulu Kral, neden sonra düşünceli adımlarla pürüzsüz cam zeminde ilerleyip büyük salondan odasına açılan dar, ama yüksek koridora girdi. Hizmetkârının güçlendirdiği ateşle ısınmış odasında çalışma masasına oturan Kral, gelen raporları incelemek üzere dikkatini okuması için özenle yerleştirilmiş parşömenlere verdi.

      Ulu Kral Korlan, bereketli geçen kışın bir sonucu olarak, en büyük tarım kenti Tammut'taki ambarların soğukta yetişen tahıllarla dolduğunu gösteren raporları memnuniyetle okudu. Bir sonraki parşömene aktarılmış dökümhane kayıtları, kuzeydeki komşuları ile yapılan anlaşma sonucu getirtilen eşsiz Mittan çeliğinden yapılan silahların kullanıma hazır olduğunu söylüyordu. Donanma raporları ise pek iç açıcı değildi, Arkona kıyılarına yapılan seferlerde işe yarar sonuçlar elde edilememişti. Korlan buna hiç aldırmadı, amacı zaten Arkona'yı işgal etmek değildi. Henüz karşı kıyılara çıkacak, çıksa bile askerlerini orada destekleyecek kadar güçlü bir donanması olmadığının pekâlâ farkındaydı. Yine de bu seferler fedailerini ve casuslarını gizlice doğu topraklarına salmanın en etkili yollarından biriydi. Korlan diğer evrakları okumaya devam etti.

      Bir müddet daha gelen raporları okuyan Ulu Kral, nihayet en alttaki sarı zarflı beyaz mühürlü evraka ulaştı. Kara Bilgelerin Buz Kalesinden gelen rapor, muhakkak yine dikkat edilmesi gereken bir konuya işaret ediyordu. Merakla zarfı açan Kralın alnı okuduğu her cümle ile biraz daha kırışırken, midesini düğümleyen bir heyecan benliğini kapladı.

SIR MUHAFIZI-MAVİحيث تعيش القصص. اكتشف الآن