Bölüm 25/ Karaderili

515 52 10
                                    

Bölüm 25

TİCARET YOLU/Karaderili

      On iki deveden oluşan kervan gün doğumundan bu yana yoluna devam ediyordu. Develerde parfüm, çeşitli vücut yağları ve türlü türlü baharat yüklüydü. Develerle birlikte on iki genç kadın ve yirmi genç erkek köle tüccarın en değerli malları olarak yola devam ediyordu. Genç kızlar zengin soylular içindi, erkekler ise tarlalarda çalışacaktı. Diyarın bu bölgesi için oldukça zengin sayılabilecek kervan on paralı askerle iki köle savaşçı tarafından korunuyordu. Kervanın sahibi olan ve ön grupta beyaz safkan aygırı üzerinde ilerleyen Tüccar Teno'nun güvenliğinden bizzat Kunawa sorumluydu.

      Bunca zenginliğin sahibi olan Tüccar Teno fazlasıyla titiz, bir hayli aksi ve memnuniyetsiz biriydi. Ayrıca gösterişe düşkündü. Belki de sırf bu gösteriş merakı yüzünden Kunawa'yı tutmuştu ve yine bu nedenle de tutmuş olduğu muhafızına burun kıvırıyordu.

      Tüm zengin tüccarlar kişisel güvenlikleri için karaderilileri tercih ederdi ama pek azı bu Sarralı paralı askerlerin korumasından faydalanabilirdi. Hem bulunması zor olduğundan, hem de ücretlerinin yüksekliğinden bir Karaderiliyi kiralayabilmek hiç de kolay değildi. Diyarın bu en iyi paralı askerlerini genellikle Büyük Krallar, şehir kralları ve bağımsız valiler kiralarken, mülk sahibi zenginler de geriye kalanları paylaşırdı. Tüccar Teno bir Karaderili muhafız kiralayabildiği için mutlu olmalıydı ancak en az yüz yirmi kilo ağırlığında olan adam Kunawa'dan hiç memnun değildi. Tüccarın bariz memnuniyetsizliği Sarralı paralı askerin performansından kaynaklanmıyordu. Kunawa henüz savaşçılık yeteneklerini sergileyecek bir ortam bulamamıştı.

      Ancak Kunawa Tüccarı yadırgamıyordu. Kendini bildi bileli bu önyargılı küçümseme ile yüzleşmek zorunda kalmıştı. İlk çocukluk yıllarından bu yana Kunawa akranlarının yanında, gözle görülür şekilde çelimsiz ve ufak kalmıştı. Diğer karaderili askerler neredeyse iki metre uzunluğunda ve yüz kilodan fazla, adeta insan azmanı savaşçılarken, Kunawa'nın boyu ancak bir yetmiş kadardı ve sadece yetmiş bir kiloydu. Ağır eğitimlerinin ilk zamanları boyunca, hem eğitmenleri hem de diğer genç savaşçılar Kunawa'nın kısa boyunu küçümsemişlerdi. Ancak genç muhafız kendisini küçümseyen herkesi zekâsı, çabukluğu ve akıl almaz dayanıklılığıyla mahcup etmeyi başarmış, sonunda da Sarra'nın Büyük Kralından kendi mızrağını almaya hak kazanmıştı. İlk başlarda ne kadar küçümsemiş olsalar da zaman içinde eğitmenleri de, eğitim arkadaşları da, Kunawa'ya saygı duymak zorunda kalmışlardı.

      Kunawa pek de ismi duyulmamış mütevazı bir eğitim evi adına yarıştığı büyük turnuvada ikinci olarak parlak eğitiminin hakkını vermişti. Ancak Sarra adasından ayrılıp Diyarın ana karasına ayak bastığında bu parlak öğrenciliğin ona hiçbir faydası olmamıştı. Zira hiç kimse bu ufak tefek savaşçının görünümden etkilenmemişti. Kunawa bu düşünceleri için onları suçlamıyordu. Kendi sıra dışılığını artık o da kabul ediyordu.

      Diyarın güneyinde olmasına rağmen çevresindeki her yerden çok daha sıcak bir iklime sahip olan Sarra ülkesinde bile Kunawa'nın köyü pek bilinmezdi. Üç adadan oluşan Kelebek adalarının en küçüğünde doğan Sarralı balıkçı bir babanın oğluydu. Aslında küçük köylerinde herkes balıkçılıkla uğraşırdı. Sadece Kunawa'nın dedesi Utowaga adanın köyün diğer erkeklerinden farklı bir iş yapıyordu. Yaşadıkları köyün, hatta adanın tek demircisi olan dedesi, sık sık Kunawa'ya nasihat eder çok sevdiği torunu yanındayken çalışmayı severdi. Kunawa birçok şeyi, mesela Sarra adalarını çevreleyen muazzam sıcak su akıntıları yüzünden kara derili insanların yaşadığı bu adalar ülkesinin her mevsim sıcak olduğunu dedesinden öğrenmişti. Aynı güçlü akıntılar yüzünden karaderililerin yurduna sadece kuzey rotalarından ulaşılabildiğini de Utowaga anlatmıştı. Demirciliği, silah kullanmayı, sabırlı olmayı ve daha birçok şeyi bu yaşlı adam torununa öğretmişti.

SIR MUHAFIZI-MAVİWhere stories live. Discover now