Bölüm 39/ Kara Prens

498 52 10
                                    

 Bölüm 39 BİLLAS/ Kara Prens

      Arkona'nın karlı düzlükleri Solhan'a Tammu'yu, Lukabar'dan Gomma'ya uzanan verimli ovaları hatırlatıyordu. Korlan'ın oğlu kendini bildiği zamanlardan bu yana memleketinden bu kadar uzun süre ayrı kalmamıştı. Kara Prens elinde olmadan gülümserken "Artık memleketim burası" diye düşündü. Solhan aynı anda kendi düşüncesini garipsedi, neden böyle bir şey geçmişti ki aklından? O Tammu'nun varisi, Ulu Kral Korlan'ın tek oğlu değil miydi?

      Nedense bunalan Solhan, üzerinde beyaz lekeler olan kır rengi atı Günışığı'nı mahmuzlayarak bahar öncesi hasadı toplayan köylülerin arasından geçti. Toprağın içinde büyümüş kış tahılları Tammu'ya ekilenlerden bir buçuk kat daha verimliydi. Karla kaplı yüzeyin üzerinde görünen sert, çubuklar ilk bakışta bir şeye benzemiyordu. Bunula birlikte bitkilerin toprak altındaki kısmı, içi buğdaya benzer tohumlarla dolu bir kese şeklindeydi. İyice olgunlaştığında sertleşen keseler karın çözülmesiyle toplanır ve unundan ekmek, haşlanmış ve kaynatılmış tanelerinden çeşitli yiyecekler, mayalanmış suyundan da bira yapılırdı. Kış tahıllarının hasadından hemen sonra bahar gelecek ve o zaman yaz tahılları, sebzeleri ekilecekti. Bu yıl bahar Batı Diyarın insanları için, Tammu'dakinden çok farklı olacaktı.

      Billas'ın yeni sakinleri kalenin etrafında Solhan'ın dağıttığı toprakları kusursuz bir düzen içinde işliyorlardı. Düzgün kare şeklindeki tarlalar arasında en az iki at arabasının geçebileceği genişlikte yollar bırakılmıştı. Çalışkan köylüler tarlalarından başka bu yolları yapmakla da yükümlüydüler. Tarlaların ekilmesinden sonra, köylüler yolları yapmakla uğraşmışlardı. Tuz dağlarındaki terkedilmiş maden ocaklarından çekilen taşlar bu yeni tarlaların arasındaki yollara döşenmişti. Tammu insanları hiçbir zaman şikayet etmez, kendilerine ne emredilirse onu yaparlardı.

      "Pek yakında gerçek yol ustaları da gelecek."

      Sadece yol ustaları değil, bir şehir inşa etmek için gereken her türlü vasıflı zanaatkâr Tammu'dan yola çıkan gemilerle burada olacaktı. Her tarlanın aynı köşesinde, tarlayı işleyen ailenin bir örnek inşa edilmiş evi ve ağılı bulunuyordu. Beklediği işinin ehli ustalar geldiğinde Solhan şehrin duvarlarını bu tarlaların ve evlerin sonuna kadar uzatacaktı. Madem Billas Arkona'daki evleri olacaktı, o zaman burayı yeterince korunaklı hale getirmek zorundaydı.

      İyice hızlanan Günışığı'nın güçlü adımlarını hisseden Solhan artık tarlaların sınırına ulaşmıştı. Kara Prens korumalarını yanına almamış, sadece Kuzlo ile kalesinden ayrılmıştı. Ancak Kuzlo eski Kuzlo değildi. Sabık baş fedai, günlerdir değişmeyen içine kapanık haliyle prensin ardından at sürüyordu. Kuzlo neredeyse bir aydır Billas'taydı ve geldiği günden bu yana ağzını bıçak açmıyordu.

      Ne silah, ne üniforma ne de parası olmadan, soğuk bir kış gününde perişan halde Billas'a gelen bir zamanların ele avuca sığmaz fedaisi görevden azledilmesini hazmedemiyordu. Belki de hazmedemediği verilen görevi yerine getirememenin ayıbıydı. Sebep her ne olursa olsun, Solhan için binbaşının gelişi sürpriz olmuştu. Adamın böylesine perişan hali ise başka bir sürprizdi.

      Solhan Kuzlo'nun gelişi ile ilgili olarak önceden bir buyruk almamıştı. Ancak eski fedai kendisi hakkında hüküm verilmesi için Ulu Kralın emriyle Billas'a geldiğini söylemişti. Adamın anlattığına göre, Kral Korlan Kuzlo'yu tüm görevlerinden azletmiş, Tammu'dan ebediyen sürmüştü. Ulu Kral bununla da yetinmemiş, Fedai Loncasından attığı eski fedaiyi hayatı hakkında karar vermesi için Solhan'a göndermişti. Bir süre ne yapacağını düşünen Solhan elbette Kuzlo'yu öldüremezdi. Ulu Kralın da bunu bildiğini, hatta Kuzlo'yu öldürmek istemediği için adamı buraya gönderdiğini biliyordu. Prensin babası Korlan'a karşı duyduğu bağlılık sevgiden çok derin bir saygının sonucuydu ama Kuzlo Solhan için bir eğitmenden çok fazlasıydı. Daha fazla düşünmeyen prens, belki de bir baba gibi sevdiği tek insan olan Kuzlo'yu Billas ordusunun başkomutanı yapmıştı.

SIR MUHAFIZI-MAVİWhere stories live. Discover now