Bölüm 8/ Arkona

680 68 44
                                    

Bölüm 8

ARKONA/ Kara Prens

      Oturduğu değerli taşlarla süslenmiş altın tahtın kenarında, yere diz çöktürülmüş halde bekleyen küskün prensese bakan Prens Solhan, büyük Arkona krallığının güzel dansçılarının sadece kendisi için yaptıkları dansı izliyor görünüyordu. Oysa dansçılara pek de aldırmayan genç prens yanında oturan Arkona prensesinin cesur babasını düşünüyordu. Daha dün sabah, elli bin kişilik kendi öz ordusuyla güçlü Arkona ordusunu dize getirerek Kral Dalda'yı esir etmişti. Savaş meydanında esir edilen hiç kimseye merhamet göstermeyen Kara Prens doğruca Akşehir'in en büyük müttefikinin başkentine, Arkona'ya yürümüştü. Nihayet bu sabah, esir alınan krallarını görünce, iki bin şehir muhafızı direnmekten vaz geçmiş, karşı koymadan şehrin kapılarını Solhan'ın orduları için açmıştı.

      Batının Kudretli Prensi güçlü ordusuyla şehre girdikten hemen sonra önce şehri teslim eden muhafızları, sonra da Kudretli Dalda'yı büyük meydanda idam ettirmişti. İdam sırasında celladın ağzı enli bir baltayla kestiği yenik kralın başı, işte şimdi tahtın kenarında, çıplak taşlar üzerine oturan soylu kızın ayaklarının ucuna yuvarlanmıştı. Solhan kızı ilk defa o zaman fark etmişti. Babasının kesik başına görmek istemeyen menekşe gözler büyük bir kinle kendisine bakıyordu. Solhan bu nefret dolu bakışı görmemek için bakışlarını kaçırmak istemişti ama bunu yapamazdı. Tıpkı celladın insafsız baltası Dalda'nın boynuna inerken çok istediği halde gözlerini kapatamayışı gibi.

      Arkona Kralının infazından sonra şehir gün batıncaya kadar askerlerin yağmasına bırakılmıştı. Solhan aslında bu konuda istekli değildi ancak babasının açık buyruğu karşısında emri vermek zorundaydı. Arkona'nın; Akşehir'in hanımlarını aratmayacak güzellikteki taze kızları, savaşta öldürülen cesur Arkona savaşçılarının dul eşleri, işte bütün şehrin karısı, kızı, Tammu'nun adeta kudurmuş savaşçılarının eğlencesi olmuştu. Başlangıçta bu saldırılara ve tecavüzlere direnmeye çalışan insanlar, yaşadıkları dehşet ve çaresizlikle kederli bir teslimiyete bürünmüş, kendilerini bu acımasız insanların insafına bırakmışlardı.

      Gün batımı ile prensin ordusu tekrar alışıldık mutlak disiplinine dönmüş, sarayı korumak için bırakılan bin kişilik seçme birliğin dışındakiler şehir duvarlarının dışına çıkarılarak kurulan kamplarına yerleşmişlerdi.

      Şehrin bütün yanmış yıkılmışlığına rağmen Dalda'nın sarayı halen muhteşemdi. Eğlencenin yapıldığı büyük yer eflatun ve beyaz renklerde tavanı kubbeli yüksek bir salondu. Eski zamanların destansı savaşları büyük bir maharetle duvar zeminlerine resmedilmişti. Tammu ordularının insana gerçekmiş hissi veren kusursuz tasviri karşısında, Solhan dize getirdiği bu insanların mahir sanatçılarına saygı duymaktan kendini alamadı. Bütün bu güzellikleri yıkmaları gerekir miydi? Bunu sorgulamanın anlamsızlığını fark etti üzgün bir şekilde. Ulu Kral Korlan böyle olmasını istemişti ve Solhan babasının isteğini yerine getirmek konusunda tereddüt göstermeyecekti.

      Emir eri Tutka elinde ufak bir pusulayla büyük salona girip saygıyla prensine yaklaştığında Solhan da düşüncelerinden sıyrılıp yaşadığı zamana dönmüştü. Prensin bakışıyla konuşmasına izin verildiğini anlayan Tutka, sadece beyaz şahinlerin taşıdığı cinsten bir pusulayı efendisine verirken "Kuzey gözcülerinden geliyor Majesteleri" dedi.

      Uzatılan küçük cam silindiri alan Solhan, dikkatle mührü açıp küçük notu çıkardı.

      Gözcülerin söylediğine göre Dalda'nın oğlu Prens Sama altmış bin kişilik ordusunu Arkona'ya doğru yola çıkarmıştı. Sama en az babası kadar iyi bir komutandı ve bu güne kadar hem Tammu, hem de Mittan ordularını tüm savaşlarda yenmişti. Solhan genç prensi savaş meydanında karşılamayı çok isterdi ancak bu da şehrin yağmalanması gibi, kendisinin karar verebileceği bir şey değildi. Sefere çıkmadan önce Solhan'la son kez konuşan Kral babası, Arkona'ya girse bile şehri tutmaya çalışmamasını emretmişti. Artık Arkona yurdunda kalıcı olmak isteyen Korlan, başlangıç için savunulması kolay olan Billas kalesini seçmişti.

SIR MUHAFIZI-MAVİWhere stories live. Discover now