İHANET 30.BÖLÜM

Start from the beginning
                                    

"Kalmadılar, akşamına geri döndüler."

Anladım der gibi başımı salladım.

Bir kez daha onları görebileceğimden şüpheliydim. Tekrar gelirler miydi? Tekrar gelseler bile ne değişecekti ki? Hiçbir şey. Beni tamamen hayatlarından çıkartıp sildiklerini görmüş, bizzat yakından şahit olmuştum.

"Kaçıp gitmek yerine kalıp arayı düzeltmeye çalışmak için mücadele etmeni beklerdim senden. Sen kaçıp gidecek kadın değilsin."

Eğer mücadele etmeme değecek en ufacık bir umut kırıntısı veya ışık görseydim bunun için mücadele ederdim ama Asaf'ın bu şekilde konuşması beni sinirlendirmekten başka bir şeye yaramıyordu.

"Sen ne bilirsin ki? Hem sen beni ne kadar tanıdığını sanıyorsun ki böyle bir varsayımda bulunabiliyorsun?" Azarlayıcı tonda çıkan sesim onda hiçbir etki yaratmamıştı, aksine hala sakindi ve sakin kalmaya devam ediyordu.

"Sana söylemiştim, uzun bir süredir."

"Yinede bu hiçbir şeyi açıklamaz. Kimse sana oturup da beni anlatmaz. Nesin sen? Bunu ciddi anlamda soruyorum Asaf." Sinirlerim bozuluyordu. Asaf'ın imalı bakışları bunun üzerine tuz karabiber olurken terleyen avuç içlerimi diz kapağıma bastırdım.

"Bunun için senin hakkında bana bir şeyler anlatmalarına gerek yok, gözlemlerim ve sezgilerim kuvvetlidir."

"Sezgiler ve gözlemler, cidden mi? Şimdi sen bana beni benden daha iyi tanıdığını da söylersin, hiç şaşırmam. Şaşırdığım tek nokta sen beni bu kadar iyi tanıyacak kadar yakınımda olurken benim seni bir kere bile görmemiş olmam, bu çok saçma."

"Bilemiyorum, sanırım dikkatini çekmemiş olmalıyım."

Alayla kurulmuş cümle ister istemez sinirlerimin yumuşamasına neden olurken aynı alaycı tavrı gömlek misali üzerime geçirip, "Ah ben de diyordum kelime oyunlarına ne zaman başlayacaksın. Beni fazla bekletmedin yoksa çok şaşırırdım."

Direksiyon hakimiyetini tek eline devrederken yumruk yaptığı diğer elini ağzının hizasına getirerek tuttu. "Bir defa..." dediğinde, "Anlamadım," diyerek devam etmesini istedim.

"Karşılaştık ama aradan o kadar zaman geçtiki hatırlamıyor olman gayet normal."

Ama sen beni nasıl hatırlayabiliyorsun? Bende bu noktayı çözemiyorum Asaf Güçlü?

"Bir kere gördüğüm yüzü asla unutmam ben."

"Unutulmaya değer bir yüzüm varmış o halde. Sende istisna olduğum bir konu oldu."

"Bulmaca çözecek havamda değilim biliyor musun?"
"İşte şimdi öğrenmiş oldum."

Asaf'ın söylediklerini duymazdan gelerek geçmişe gittim. Bu kadar yakınımda, ailemizin içinde olan adamı nasıl olur da tanımaz ve hatırlamazdım.

"Ne oldu?"

Gözlerimi bir an için kapattım sanki gözlerimi kapatırsam hemen hatırlayacakmış gibi hissediyordum ya da daha iyi hatırlayabilecekmiş gibi.

"Hiçbir şey, sadece ben hatırlamaya çalışıyorum."

Erkeksi kıkırtısını duyabiliyordum. "İp ucu ister misin?"

Elimde olmadan gülümsedim. "Ucundan azık yardım alabilirim." Eğer onu görmüşsem o ana dair her şeyi en ince ayrıntısına kadar hatırlamak istiyordum.

"Ayağımı ezdin," dediğinde gözlerim aniden açılıp irileşirken dudaklarım o şeklini aldı.

"Ne?"

İHANET |TAMAMLANDI|Where stories live. Discover now