UMUT

4.6K 210 8
                                    

Altı ay sonra

İçerideki ortamı ne kadar yaşanabilir kılmayı başarsam da aslında sevdiklerimden uzakta geçirdiğim her günüm ölmekten beterdi. Bugün karar davası vardı ve hâlâ Mustafa denen pislik bulunamamıştı. En son Arda ve Efe onu Yunanistan'da bulmayı başardıklarında ellerinden kaçırmış ve izini kaybetmişlerdi. Benliğim bunu kabul etmese de aslında avukatlar söylemişlerdi. En iyimser tablo çizildiğinde dört yıl ceza alacaktım. Çocuklarımın çok küçük olması ve bugünleri hatırlamayacak olması umudumu kaybetmememi sağlasa da, onların kokusundan ayrı geçirdiğim her dakika ölümlerin ve acıların en büyüğünü yaşatıyordu bana. Hani rejimlerle ve sporla vermeye çalıştığım kilolarım vardı ya onlar artık yoklardı. Burada hiçbir çaba sarf etmeden kırk beş kiloya kadar düşmüştüm. Güneşe hasret kalmanın verdiği etkiyle eski parlak derim yerini mat ve sarı renge teslim etmişti. Daha otuzlu yaşlarıma gelemeden gözlerimin altında halkalar ve kırışıklar oluşmuştu. Kuaförümün taramaya kıyamadığı o parlak ve dolgun saçlarımsa şimdi bir mısır püskülünü andırıyordu. Mahkemede giyeceğim tayyörü büyük bir sıkıntı ile üzerime geçirirken, alacağım cezanın yüzüme vurulması için hiç de sabırsızlanmıyordum aslında. Kızların yardımlarıyla istemeyerek de olsa yüzümü badana yapmış gelecek olan ringin beni mahkemeye götürmesi için hazır hale gelmiştim. Paketimden çıkardığım sigarayı yakıp içime derin bir nefes çektiğimde gardiyan demir kapıyı aralamış, "Azra, ring geldi hadi mahkemeye!" demişti.

Mahkûmlar hep bir ağızdan, "Hayırlı haberlerle gel!" diyerek bağırırken ben alacağım cezadan emin bir şekilde kafam önümde ayaklarımı sürükleyerek gardiyanın yanına doğru ilerliyordum. Yine onun takibi altında artık ayaklarımın ezberlemiş olduğu labirentte gözlerim kapalı bir şekilde yürüyordum. Cezaevinin kapısında artık alışkanlık kazandığım pranga bileklerime geçirildiğinde hiçbir şey hissetmiyordum. İçinin genişliği toplamda dört metrekareyi bulmayan ringe bindirilip ara kapı suratıma kapatıldığında nasıl bu kadar duygusuzlaştığımı anlamaya çalışıyordum. İlk defa bu filmlerde gördüğüm iğrenç mavilikte camları kafes tellerle kaplı araca bindirildiğimde klostrofobim tekrar gün yüzüne çıkmış ve bir kriz geçirmiştim. Şimdi ise bu araca bindirilmiş olmak hiçbir şey ifade etmiyordu.

Adliyeye varmış, koridordan mahkemeye çıkartılmak için beklediğim geçici bölmeye alındığımda meraklı gözlerle Arda'yı arıyordum. Fakat o gelmemişti. Tek düşündüğüm çocuklarla ilgili olmaması ve onların iyi olması yönündeydi. Duruşma saati gelmiş çatmıştı ama Arda hâlâ ortada yoktu. Kollarımdan sıkı sıkı tutan askerler duruşma salonundan içeri girdiğimizde beni sanık sandalyesine bırakmış ve yerlerini almışlardı. Duruşma başlamış ama ne Arda ne Efe ne de Nisa, hiç biri gelmemişti. O an kötü bir şey olmuş olmalıydı ki, hiç biri yanıma gelmemişti diye düşündüm. Artık alacağım cezanın miktarından çok onların neden burada olmadığıyla ilgileniyordum. Duruşma tamamlanmış, iddia makamı ve savunma makamı bütün kozlarını paylaşmışlardı. Duruşmanın hâkimi ve savcılar fısıldaştıktan sonra hâkimin gür sesi salonda yankılandı.

Karar!

Mübaşir, "Herkes ayağa kalksın," dedikten sonra hakim tok sesiyle cezamı okumaya başlamıştı.

"Yaz kızım! Gereği düşünüldü. Sanık Azra Deman'ın suçu delillerle sabit olup, Türk ceza kanunun 356. maddesinin a bendine göre dokuz yıl hapsine, yine Türk ceza kanunun 367. maddesinin b fıkrası uygulanarak, mahkemede gösterdiği iyi hal ve daha önceden kayıtlı sabıkasının olmamasından cezası, 1/2 oranında indirilerek tutuklu kaldığı süre cezasından düşülmek kaydıyla dört yıl altı ay hapis cezasıyla..."

Hâkim kararı okurken ben kaderime razı olmuş gözümden sessizce dökülen gözyaşlarımı siliyordum. Aldığım cezadan çok tüm sevdiklerimin beni bugünümde yalnız bırakmış olması ve nedenini bilmiyor olmam koyuyordu. Aniden açılan mahkeme salonunun kapısı kafamı yerden kaldırmamı sağlamıştı. Gördüğüm ışıl ışıl parlayan okyanus mavisi gözler içimdeki umudu yeşertmeyi başarmıştı.

"Bir dakika sayın Hâkimim, bir tanığımız daha var!"

AŞK-I KIYAMET ( Pandemi boyunca yeniden yayında )On viuen les histories. Descobreix ara