AŞKSIZ PRENS

7.3K 234 16
                                    

Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak denen şey bu olsa gerekti...

Hayatının orta yerine sıçan kadının izlerini silmek için Abant'a kaçmıştı oysa. Kendisine olan bütün ilgisinin sebebi para olan kadının egosunda açtığı o deliği tamir etmek için gelmişti Efe. Tamam, ona âşık falan değildi. Tüm ilgisi modellik yaptığı için sahip olduğu kusursuz bedeneydi. Yine de farkında olmadan o bedene bağlanmıştı. Sonuç mu? Efe'nin sayesinde bankada yüklü bir miktarda nakit, biri kışlık diğeri yazlık iki daire, lüks bir araba ve çok sayıda pahalı mücevher sahibi olmuştu Damla. Efe işi bir sonraki aşamaya geçirip, "Beraber yaşayalım" deyince de Efe'yi terk edip kendisine yeni bir av bulmuştu. İşin enteresan tarafı Damla'nın böyle bir huyu olduğunu, belirli sürelerde zengin erkeklerle takılıp avlandığını, haline acımış olacak ki Damla'nın en yakın arkadaşı Duygu anlatmıştı Efe'ye. O da İstanbul'dan Abant'a kafa dinlemek için kaçmıştı. Sabah güneşin doğuşunu izlemek için kayıkla açıldığında iskelede şarkı söyleyen Azra'yı görmüş tamamen hoşluk adına onu alkışlamış, karşılığında Azra, reverans yapınca Efe de aynı hareketle karşılık vermeye çalışmış ve kayığı alabora olmuştu. Yetmezmiş gibi kafasını kayığa vurarak gölün dibini boylamış, Azrail'in kucağına düşmüştü. İskelenin üzerinde iki seksen yatarken Azra tarafından ölümden kurtarıldığını anlamış, ama yuttuğu suların etkisinden konuşamamıştı. "Zavallı kız ben gibi bir insan azmanını sudan çıkartmaya çalışırken eminim ki epey bir zorlanmıştır," diye geçirmişti içinden. Azra üzerindeki ıslak sabahlıkla tir tir titrerken bir taraftan da korkudan gözlerini kocaman açmış Efe'yi izliyordu ki, gelen doktor sayesinde derin bir nefes almıştı. Doktorun ikazı ile donmamak için otele doğru ilerleyince Efe ona daha sonra teşekkür edebileceğini düşünmüştü. Öğleye doğru lobide kahvesini içerken Azra'nın ağlayarak otelden çıktığını görmüş, hiç tereddüt etmeden arabasıyla peşine düşmüştü. Ne olduğunu anlamak için onu durdurmaya çalışırken, yüzüne yediği yumrukla da yeni bir arkadaş edinmişti.

Arda'nın kıskanç yapısı hoşuna gitmişti. Odasında tavanla bakışırken iç geçirmişti Efe. Yaşadığı günün muhakemesini yapıyordu kendince. Kumandanın geri sarma tuşuna basmış ve yaşadığı her şeyi bir film karesi gibi izlemeye başlamıştı.

***

Efe'nin Anlatımıyla

"Valla harbi çocukmuş. Ne yalan söyleyeyim kanım kaynamıştı herife. Bir de dinleme özelliği olup ta gözümdeki mor halkayı bana armağan etmemiş olsaydı daha da iyi olabilirdi. Azra bizi atlatıp diğer otele girdiğinde kapıdaki güvenlik bizi içeri almamıştı. Neymiş efendim onu taciz etmişiz.

Aslında hoşuma gitmedi değil hani, zeki insanları severim. Çaresiz otele geri döndük. Arda'ya, 'Ne yapalım?' sorusunu sorduğumda rakı içeceğini söylemiş, ben de kaybettiği oyuncağı bulan çocuk gibi sevinmiştim. Bu aralar zaten işi gücü boş vermiş yatıp kalkıp içiyordum. Tam öğle saatinin göbeğinde lobide oturmuş rakı kadehlerini tokuşturuyor, birbirimize son durumları yaşadıklarımızı anlatıyorduk. Rakının yanındaki peynire eşlik etmesi için çiğ köfte istediğimizde büyük ihtimalle kıroyuz ama para bizde tabelası takmış magandalara benziyorduk. Arda bu arada telefonuyla birisini aramış ve derhal gelmesini söylemişti. O yaşadıkları aşkın geçtiği sınavı anlatırken ben halime şükrediyordum. Giden sadece paramdı. Onların bebekleri gitmişti. 'Abi, sen ne yaptığını sanıyorsun?' diyerek yanımıza gelen müthiş bakışlı yaratığı gördüğümde kalbimin sigortası yanmıştı. Hele ikimize bakıp sinirden kahkaha krizine girdiğinde çok sevimliydi. Nisa ile tanıştıktan sonra onu Azra'nın kaldığı otele bırakmış güvenliğin mesai değişikliği yapması için arabada beklemeye karar vermiştik. Bu arada bir taraftan sohbet ediyor diğer taraftan da elimizdeki buz gibi biraları kafamıza dikiyorduk. Güvenlik değişip otele girdiğimizde onları barda içerken bulmuştuk, ama onlar bizi görmemişti. Onları çaprazdan görebileceğimiz bir masaya geçip içmeye devam etmeye başlamıştık. Bu arada bana sünger derler ama Arda'nın da benden geri kalır yanı yoktu. Arada Azra ve Nisa'nın hallerine kıkırdamadan edemiyorduk. Ta ki Nisa'ya o hayvan yiyecekmiş gibi sırıtmaya başlayana kadar. Arda ile ikimiz anında ayaklanmış kızları kaptığımız gibi dışarı çıkmıştık. Tamam, belki ortalığı biraz dağıtmış olabiliriz. Arda ve Azra'yı otelde bırakırken Nisa'yı belinden yakalamış arabaya doğru sürüklüyordum. O an fark ettim ki ben aşksız prens ilk defa bir kadın için cinsellikten farklı bir şey hissediyordum. Normalde gördüğüm ve beğendiğim kadını yatağa atmakla ilgilenen ben, onu sadece kollarımın arasında sarmak istiyordum. Kollarımın arasında debelenirken o muhteşem kokusu burnumda dans ediyordu. Ah! Çok da güzel kokuyordu. Bir ara muhakkak parfümünün ne olduğunu öğrenmeliydim. Onu arabaya bindirmeye çalışırken bana karşı koymaya çalışıyordu. Tamam, normal bir kadına göre uzun boyluydu ama benim kadar değildi. En sonunda onu koltuğa oturtmuş otele doğru yola çıkmıştım ki kusacağını söylemişti. Onu arabadan indirdiğimde önünü göremiyor, içi dışına çıkıyordu. Galiba onu belinden yakalayıp kendime yaslamasam kendi kusmuğunda boğulacaktı. O kadar sinirlenmiştim ki farkında olmadan ağzımdan, "Bok mu vardı bu kadar içtiniz?" cümlesi çıkıvermişti ağzımdan. Nisa ise az önce kusarken içi dışına çıkan o değilmiş gibi suratına arsız bir gülümseme yerleştirip kollarını boynuma dolamış, "Sana Âşık oldum!" deyip kollarımda sızmıştı. Odasına geldiğimizde onu yatağına yatırırken dudaklarıma ateşli bir öpücük bıraktıktan sonra, "Sen de beni o şerefsiz gibi aldatırsan çükünü keser eline veririm," demişti. Ellerimle saçlarını okşarken, "Bunu sonra konuşacağız," demiş ve yeniden uykuya dalmasını sağlamıştım. Ben aşksız prens, beni öptüğünde farklı bir boyuta geçiş yapmış, daha önce hayatımda hiç hissetmediğim garip duyguların esiri olmuştum. Damla ile olan ilişkim aşk değildi. Sadece alışagelmiş seks bağımlılığıydı. Hatta şu ana kadar yattığım kadınlar arasında yatakta en iyi olanıydı. Ama Nisa'ya karşı hissettiğim şey çok farklıydı. Bu aşk olabilir miydi bilmiyordum.

Hem zaten Aşk ne demek bilen var mıydı?

AŞK-I KIYAMET ( Pandemi boyunca yeniden yayında )Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ