YAZGI

10.2K 375 23
                                    

Tam bir sene, Azra'nın uyumaya başlamasının üzerinden bir sene geçmişti. Doktorlar uyuması için bir sebep olmadığını tüm vücudunun sağlıklı olduğunu söylüyorlardı, fakat o tam bir senedir uyuyordu. Tam bir senedir onun yanı başındaki koltukta her an gözünü açacak diye bekliyordu Arda. Azra uyurken yaşadığı saldırının mahkemesi bile görülmüştü. Hatta o şerefsiz Arda'nın başladığı işi kendi bitirmiş ve hapis hayatına dayanamayıp kendini asmıştı. Utanmadan bir de not bırakmıştı, Çok pişmanım! diye. Anne karnındaki bir bebeği hayattan kopardıktan ve onu bir zamanlar seven bir kadını komaya soktuktan sonra pişmanlık neye yarardı ki?

Eğer geçen sene bu talihsiz olay yaşanmamış olsaydı bugün evlilik yıldönümleri olacaktı. Bugün bebekleri de kucaklarında kim bilir nerede kutlama yapıyor olacaklardı. Oysa şimdi Arda, her an Azra'nın gözünü açması ve ona dönmesi, hatta uyanıp hayatını cehenneme çevirmesi için bile dua ediyordu. Öyle zordu ki onun yanı başındayken hareketsizce yatması.

Belki onu duyuyordur diye Azra'ya her gün sevdiği gazeteyi okuyordu. Saçlarını tarıyor, ellerine krem sürüp tırnaklarında ki ojelerini yeniliyordu. Ama Azra uyanmıyor, uyanmıyor, uyanmıyordu...

Kulaklarına inanamamıştı. Azra konuşmaya çalışıyordu. Arda hızlı hareketlerle hemşire düğmesine bastığında sağlık ekibi koşarak içeri geldi. O an Arda'nın içindeki sevinç yaşadığı duygular tarifi imkânsız bir hal aldı. Sonunda meleği uyanmıştı. Onu yalnız bırakmaktan vazgeçip uyanmıştı. Tam bir senedir uyuyan güzeli uykusundan kalkmıştı sonunda. Azra gözlerini tamamen açıp konuşmaya çalıştığında onu susturdu. O uyanmıştı ya başka hiçbir şeyin önemi yoktu. Hemen sonrasında sorduğu soruya bir cevabı olmadığı için bir yıldır içinde saklı tuttuğu hıçkırıkları koyuverdi. Titreye titreye, hıçkıra hıçkıra hem mutluluktan hem acıdan ağlıyordu Arda. Azra ise "Hayır, yalan!" diye bağırıyordu. Arda'nın dizlerinin bağı çözülmüş çaresizce ağlıyordu. Ona ne diyebilirdi ki?

"Doktorlar seni yaşatabilmek için bebeğimizi öldürmüşler!" Bunu ona söylemesi mümkün değildi. Zaten bütün hastaneye tembihlemişti. Uyanırsa bunu bilmeyecekti. Şunu çok iyi biliyordu ki eğer öğrenirse asla ve asla kendini affetmez bebeklerinin peşinden gözünü kırpmadan o da giderdi. Hele ki bundan sonra anne olmasının neredeyse imkânsız olduğunu öğrenirse bir saniye bile durmazdı. Evet, ameliyattan sonraki yirmi dört saati atlattıklarında Doktor, Arda'yı odasına çağırıp onula özel olarak görüşmek istemişti. Kalbinin bebeği yaşatmak için çok yorgun olduğunu ve bu yüzden bebeği almak zorunda kaldıklarını, geçirdiği ağır iç kanamanın yumurtalıklarında kalıcı hasar bıraktığını, bundan sonra anne olabilmesinin neredeyse imkânsız olduğunu, hayati tehlikeyi atlattığını söyleyebilmesi için bir yirmi dört saat daha beklenilmesi gerektiğini, yine de her şeyin olumlu tablo çizdiğini söyleyivermişti bir çırpıda. Arda duydukları karşısında sadece uyanırsa öğrenmemeli diyebilmişti. "Uyanırsa Öğrenmemeli!" Şimdi ise hemşireler onu sakinleştirici ile uyutmuşlardı. Tam uyandı derken yine uyuyordu. Acaba Azra uyuduğu bu derin uykudan aynı kadın olarak mı uyanmıştı?

AŞK-I KIYAMET ( Pandemi boyunca yeniden yayında )Where stories live. Discover now