AŞK-I KIYAMET ( Pandemi boyunca yeniden yayında )

AŞK NE DEMEK?

Nisa, çatlayan bir baş, sanki üzerinden greyder geçmiş bir gövde ile tavana bakarken geçmişin muhakemesini yapmaya çalışıyordu...

Nisa Kimdi? Nisa Deman. Deman holdingin sahibi Reşat Deman'ın biricik kızı, abileri Arda ve Nazra Deman'ın minik prensesleri. Hayatındaki as oyuncu olan bu üç erkeğin gözbebeği iken, hayatına girip onu elde ettikten sonra tekmeyi basan sevgililerinin oyuncağı, Nisa Deman.

Daha bir hafta önce pek muhterem sevgilisi Cem Bey ile pek muhterem yakın arkadaşı Aslı Hanım'ı kendi evinde, üstelik kendi yatağında çırılçıplak basmıştı. Ortak genler sayesinde griye çalan mavi gözlere sahipti Nisa da abileri gibi. Buğday bir ten rengi kahverengi saçları vardı. Hatta Türk standartlarının üzerinde 1.84 boya sahipti. Yıllardır oynadığı voleybol sayesinde fena olmayan da bir fiziği vardı. Ha tabi bir de bunlara ek tavanlara değen boynuzları. Hayatına hep birileri ondan izin almadan onu zorla kendilerine âşık ederek giriyor, sonra da bütün o çabayı sarf eden kişi o değilmiş gibi boynuzu Nisa'ya geçiriyordu. Arda gibi bir abi aslında ona kötü örnekti. Bu hayatta onun gibi âşık olmayı beceren kötü örnek. Bir gün o da karşısına abisi gibi birisi çıkacak diye bekliyordu. Beklemeye de devam ediyordu. Hatta sırf bu yüzden kız kurusu olarak öleceğini düşünüyordu...

Uzanmış olduğu yataktan doğrularak işaretparmağını yalamış yatağın yanındaki komidinin üzerine bir çizgi çekip kendi kendine konuşmaya başlamıştı.

"Aha da buraya yazıyorum. Hani bir ilişkim altı ay sürse dişimi kıracağım ve hiç üşenmeyip korktuğum o dişçi masasına gidip implant yaptıracağım, o derece yani... Anlayamıyorum ki sorun ne, hangi huyum kötü? Bir bulsam ameliyatla beynimin o kısmını aldıracağım."

Tekrar tavana baktı Nisa. Gaipten bir varlıkla sohbeti iyice koyultmuş gözüküyordu. Ellerini arkasında birleştirerek odanın içini voltalarken bir taraftan da birilerinden teyit bekler gibi kendi kendine konuşmaya devam ediyordu.

"Bu aralar içki olayını fena abarttım sanırım. Aldatılma, düğün ve dün gece. Yani bizim saf aşıklara da inanamıyorum. Birbirlerini bu kadar severken nasıl böyle çocuk gibi davranabiliyorlar? Abim çocukluğundan beri Azra'ya âşıktı. Sırf onunla olabilmek için kendini değiştirdi. Azra desen düğün günü canı pahasına kendisini abimin önüne siper etti, bebeğini kaybetti ve bir sene uyudu. Şimdi evliler ama çocuk gibiler. Abim beni aradığında, balayının birinci gününde yani, 'Oha!' demiş, arabama atladığım gibi aşağı yukarı bir buçuk saatte kaldıkları otele gelmiştim. Hadi geldim, gördüğüm manzaraya ne demeli? Sevgili abim uğruna yeni evli karısıyla kavga ettiği adamla öğlen vakti rakı içiyor. Vay arkadaş ne günlere kaldık."

Tekrar bir gün önceki sahne geldi gözünün önüne. Gülse mi ağlasa mı bilemedi Nisa. Azra'nın kaldığı otele gittiğinde onu barda tek başına içerken görmüş, onu dinleyince haklı bulmuş, kendisi de erkeklerin köküne diyerek içmeye başlamıştı. Burunlarının ucunu dahi göremiyorlardı ki Arda ve Efe onları dört adet fazla gelişmiş hayvanın elinden bir çırpıda kurtarmıştı. Azra, Arda'nın sırtında debelenirken, Nisa da Efe'nin kollarında çırpınıyordu. Nisa soluduğu kokunun içinde kaybolmuş ve kesinlikle bu parfümün adını öğrenmeliyim diyerek hayıflanmıştı. Arabaya binmemek için direndiğinde saniyeler içinde Nisa'yı paketleyip koltuğa oturtmuştu Efe. Adının anlamını haklı bir gururla taşıyordu. Efeler gibiydi Efe...

Nisa her zaman işe yarayan mavi gözlerini kocaman açarak bakmıştı Efe'ye ama ilk defa işe yaramıyordu. Nisa gözlerini daha da irileştirmişti ama Efe hiç oralı olmamıştı. Boynuzlarıyla özdeşleşmiş Nisa iç sesiyle konuşuyor ve kıkırdıyordu...

"Ahahaha! Beni takmıyor, Ahahaha, beni gerçekten takmıyor." Ayakta durmaya bile mecali yoktu Nisa'nın. Olduğu yerde sallanıyordu ama farkında değildi.

"Galiba kusacağım," dediğinde Efe arabayı kenara çekmiş inmesine yardım etmiş hatta o kusarken elleri ile belinden kavramış yere yapışmasına engel oluyordu. Nisa'nın içi dışına çıkarken Efe'den duyduğu sözler kıkırdamasına sebep olmuştu. "Bok mu vardı bu kadar içtiniz!" Efe'ye cevap vermemişti belki ama, yine iç sesiyle sohbete dalmıştı Deman ailesinin deli kızı Nisa...

Sonrasında sonrası yoktu. Nisa gözünü açtığında yatağında yatıyordu. Efe ise tepesinde saçlarını okşuyor, "Bunu sonra konuşacağız2 diyordu. Acaba ne zırvalamıştı ya da ne yapmıştı? Ondan etkilenmedi değildi hani, ama aşk mı bu derseniz onu Nisa da bilmiyordu.

Hem zaten Aşk ne demek bilen var mıydı?