DOĞUM

5.8K 202 9
                                    

Her şey rüya gibiydi aslında... Nisa beyaz gelinliğinin içerisinde Arda'nın kollarında salona girdiğinde bir kuğu gibi süzülüyordu. Bakmayın siz bizim gelin, görümce olduğumuza. Herhalde bir kız kardeşim olsa ancak onu sevdiğim kadar sevebilirdim. Mutluluğu gözlerinden okunurken geçmişe dalmış, gölün kenarında şarkı söylediğim o güne gidivermiştim. Belki de hepimizin kaderini değiştiren günlerden birisiydi o. Eskiden birisi bana kader dediği zaman, "Hadi canım, öyle bir şey yok," derdim. Ama şimdi bakıyorum da evet, kader diye bir şey vardı. Ben o gün orada o şarkıyı söylerken Efe beni alkışlamasa ve ben ona reverans yapmamış olsam, belki de Nisa bugün bu kırmızı halıda yürüyor olamayacaktı. Efe'yi gölün dibinde Azrail'in kucağından çekip aldığımda hayatımızın orta yerine atom bombası gibi düşeceğini, Nisa'mın ona deli divane aşık olacağını hayal dahi edemezdim. Benim güzel kız kardeşim...

Arda'nın kollarında pistin ortasına tango yapmak için ilerlediğimizde kasıklarımdaki baskı beni zorlamaya başlamıştı. Aslında son zamanlarda bu tarz baskılar oluyordu. Doktorum bana bunların braxton hicks denilen yalancı doğum kasılmaları olduğunu söylemişti. Beynimde bunun yalancı bir kasılma olduğunu kendi kendime tekrar etsem de, farklı olarak bu sefer canım daha çok yanıyordu. La cumpersita çalarken Arda'ya eşlik ediyor, suratımdan çektiğim acının anlaşılmaması için de dua ediyordum. Nikâh masasına ulaştığımızda kasıklarımdaki acı iki katına çıkmıştı. Ben içimden kendime bildiğim bütün küfürleri sıyırtmaya devam ediyordum. Sekiz aylık hamile halinle, üstelik karnındaki ikiz bebeklerle sen kim, tango yapmak kim? Nisa'nın ısrarlarıyla ben de gelinliğe benzeyen beyaz göğsümün hemen altından bollaşan bir elbise giymiştim. Elbisemin kuyruğunun sandalyenin altında kaldığını fark edince ani bir hareketle onu kurtarmayı başardım. Sandalyeye oturduğumda bacaklarım uyuşmuş kasıklarımdaki ağrı biraz daha şiddetlenmişti. Nikah kıyılmaya başlandığında, Efe'nin hayırlısıyla diye kendince espri yapmaya kalktığımda heyecandan kalbim sarayda turlamaya çıkmıştı. Nisa, "Sonsuza kadar Evet!" dediğinde ise gözlerim dolu dolu oldu.

İyi de ben salya sümük ağlamıyordum veya üzerime bir şey dökmemiştim ki. Bacaklarım ve elbisem sırılsıklamdı. Nasıl yani çişimi mi kaçırmıştım? Tamam, itiraf ediyorum son zamanlarda pek de tutabildiğim söylenemezdi. İyi ama bu çiş gibi de kokmuyordu. O an kasıklarıma saplanan ağrı ile anlamıştım, suyum gelmişti. Yok, olmamalıydı daha nikâh bile kıyılmamıştı. Ama o anda çektiğim acı dayanılmaz boyutlara ulaşmıştı. Öyle ki vurulduğumda bile canım bu kadar yanmamıştı. Tekrar saplanan sancı ile bir kaç dakikadır içimde tuttuğum çığlığı salıvermiştim...

"Arda! Bebekler geliyor!"

Nisa ve Efe oturdukları sandalyelerden bana doğru hamle yaptıklarında cırlamaya devam ediyordum.

"Ah! Oturun yerinize daha nikâh bitmedi!"

Belediye başkanının o anda gözüme bir şeytan gibi göründüğü konusunda yemin edebilirdim. Yüzümü ona döndüğümde aynı kursta öğrendiğim gibi derin derin nefes alıyor, bir taraftan da resmen böğürüyordum.

"Kıy şu nikâhı!"

Başkan sanırım onu öldürebileceğimden korkmuştu ki, elindeki mikrofon ve defterle saniyeler içinde yanıma gelmişti.

"Sizlerde şahit misiniz?"

Avazımız çıktığı kadar bağırıyorduk.

"Evet!"

"Ben de sizi tüm davetlilerin huzurunda karı koca ilan ediyorum!" dediğinde Arda beni kucaklamıştı demeyi çok isterdim. İki ayaküstünde duran bir su aygırını nasıl kaldırsındı zavallı. Ben doğururken nikâhı bitirme konusunda inat ettiğim için çoktan sarayda hazır bekleyen ambulanstaki sedye yanıma kadar getirilmişti. Beni sedyeye yatırmayı başardıklarında korkudan ve acıdan ruhumu teslim etmek üzereydim. Ambulansa bindirildiğimde ne kadar istesem de Arda'yı almamışlardı. Yalnız kalmanın da verdiği korku ve endişe ve bir taraftan yaşadığım tahammül edilmesi mümkün olmayan acıyla avazım çıktığı kadar bağırıyordum. Ambulans sirenlerini çalarak hastane yolunda hızla ilerlerken sağlık görevlisinin şoföre söylediği şey, kuş kadar olan aklımın da başımdan uçup gitmesine sebep olmuştu.

AŞK-I KIYAMET ( Pandemi boyunca yeniden yayında )Where stories live. Discover now