Bölüm 6

81.2K 2.9K 368
                                    


Kenan'ı nikâh gününe kadar bir daha hiç göremedim. Bunun beni rahatlatması gerekirken, Ali Kemal Bey'le buluşmalarımızın öncesinde onun da bulunma ihtimali bir gece öncesinden sinirlerimi geriliyordu. Kenan hiçbir buluşmamıza gelmiyordu ama ilk zamanlarda onu göreceğimi düşündükçe kendi kendimi strese sokuyordum. Bir süre sonra bize katlanamadığını daha net idrak etmiş, kendime özen göstermeyi de bırakmıştım. Yanımızda olsa bile benim gibi yeni yetme bir kız onun dikkatini ne yapsa çekemezdi.

Aramızdakileri farklı yorumlamama sebep olan bakışları gözümün önünden bir türlü gitmiyordu ama bunun sadece benim uydurduğum bir şey olduğunu sonunda anlamıştım. Onu gözümde büyütmeme neden olan şey bugüne dek beni etkileyebilen hiç kimsenin olmamasıydı. Bunun yanlış olduğunu bile bile kendime söz geçiremiyordum. Bir dahaki görüşmemizde de benimle ilgilenmezse kendimi boş hayallerimden kurtaracağıma dair söz verip duruyordum. Aradan bir gün bile geçmemişken bu fikrimden cayıp onunla ilgili internette araştırma yapmaktan da geri kalmıyordum. Öğrenebildiklerim sadece iş hayatıyla ilgili bilgilerdi. Özel hayatına dair hiçbir şey bulamıyordum. Davetlerde çekilen birkaç fotoğraftan da yanındakilerle samimiyet derecesi anlaşılmıyordu. Her ne kadar fotoğraflarına bakmamak için kendimle savaş versem de onu gördüğüm her dakika kendime eziyet ettiğimin bilincindeydim.

Lunaparktaki dönme dolaplara dönmüştüm; onunla ilgili hissettiğim tüm duygularım bir aşağıdaydı bir yukarıda...
Artık gizli saklı bir şey kalmadığından annem rahatça bir sergi ya da yardım gecesinde Ali Kemal Bey'in yanında halinden oldukça memnun bir şekilde boy gösterebiliyordu. Uzun zamandır onu hiç bu kadar mutlu gördüğümü hatırlamıyordum. Bundan önce kendine özen gösteriyor olsa da artık kendine daha fazla dikkat eder olmuştu. Şimdi Ali Kemal Bey'in müstakbel eşi olarak herkesin gözü onun üzerindeydi. Biz çoğu akşam Ali'yle evde kalıp, vakit geçiriyorduk. Zaten sınavlarım beni epey zorluyordu. O yüzden onlara katılmam konusunda ısrar etseler de dersler hep bahanem oluyordu. Annemin keyfi yerinde olduğundan bana pek takılmıyordu.

Nikâh tarihine de karar vermeleri çok zaman almamıştı. Aile arasında sadece yakın dostların davet edileceği bir yemek tertiplemişlerdi. Nikâh yeni evimizde olacağından annem gelinlik giymek istememiş; sade beyaz tasarım bir elbise giymek konusunda karar kılmıştı. Benim de aynı tasarımcının siyah dantel bir elbisesini giymemi istiyordu. Elbise benim için teferruattan ibaretti. Seçtiği fazla iddialı ve pahalı elbiseyi giymeyi hiç istemiyordum. Nikâhta bulunmak bile zulümken; sırf annemi üzmemek adına sesimi çıkartmadım. Zaten yeni bir hayat, yeni insanlar, göz önünde olmak beni fazlasıyla geriyordu. Bir de nikâhta sosyeteye takdim edilecekmişim gibi giydirilmek hiç benim tarzım değildi.
Elbisemin provaları esnasında, modaevi sahibi kadının dedikleri gözümü korkuturken, bu evliliğin ne kadar yanlış olduğunu bir kez daha düşündürtmüştü.

Kadın, çokbilmiş bir tavırla aynen şunları söylemişti;
"Sen, genç bayan güzelliğinle yeni nesil patronları kendine hayran bırakacaksın."
Kadının dedikleri annemin tepesini attırırken, ona sinirli bakışlar eşliğinde sen işine bak der gibi "Onun önceliği okulu. Patronlar beklesin," demişti.

Bense bu gergin ortamdan bir an önce kurtulmak istercesine üzerimdeki elbiseyi sürekli çekiştirip duruyordum. Kimseyi etkilemek istediğim yoktu hele hele yeni nesil patronları hiç.

Sanıyordum ki bu söyledikleri kadının modaevini pazarlama taktiğiydi. Bundan sonra giyeceğimiz her tasarımıyla adının daha da duyulacağına inanıyordu. Ama bu fazla laubali tavırla söylenen lafların ardından annemin onunla bir daha çalışmayacağı garantilenmiş oluyordu. Benimse umurumda bile olmazdı.
Annemin de dediği gibi önce okulum bitecekti sonra da iş hayatına atılıp, kendi ayaklarım üzerinde durmaya çalışacaktım. Annemin hayatımızı tamamen değiştirecek evliliği her ne kadar başta beni endişelendirse de beni planlarımdan alıkoyacak değildi. Ama iş ilişkiye, aşka gelince kendimden emin olamıyordum. Annemin yalnızlığını bildiğim kadar, babamla geçen zamanlarda ne kadar mutsuz olduğunu da bilince; hayatımı etkileyecek bir erkek en son isteyeceğim şeydi.

Ken'an Diyarı Where stories live. Discover now