''çok zorladım affet mavim'' dediğinde gülmemek için zor tuttum kendime. ömrümün en güzel gününü geçirmiştim bu kadarcık acıya da katlanabilirdim 

  hemen arkasını dönüp gardırobumdan eşofman tişört ve iç çamaşırımı alıp bana bakmadan uzattı. bende alıp hızla giyindim. ama gözlerim yatağımda ki kana takılı kaldı. 

onundum. bunu o yapmıştı ama ben istemiştim. bakireliğimi ona vermiştim her şeyim onundu. 

''mavim bana bak'' dediğinde bakamazdım utanıyordum lanet olsun neden utanıyordum ki 

''mavi'' dediğinde sesi biraz da olsa sertleşmişti. 

''rüzgar git'' dediğimde ellerini yanaklarıma koydu ama ona bakmayı redettim. utanıyordum neden anlamıyordu kaz kafalı. 

''rüzgar lütfen'' dediğimde ellerini çekti  başımı hemen yere eğdim.  oda başıma bir kaç öpücük kondurdu. 

''bana bakmadığın zamanlar ölüyorum. o gözler benim sadece benim''

''her şeyim senin'' dediğimde öyle sıkı sarıldı ki bana anlatamam. 

''dershaneden sonra hemen gelicem hemen. aslında neden gidiyorsam dershaneye aklım senden başka hiç bir şeyi kabul etmez artık'' dediğinde dudağını alnıma bastırdı ve hızla odamdan çıktı.

rahat bir nefes alıp verdim. ve yatağımı toplamak için geri döndüğümde koyu kırmızı lekeleri gördüm. kurumaya yüz tutmuş lekenin üzerinde gezdirdim titrek parmaklarımı. 

onu kaybetmektense bakireliğimi kaybetmeyi tercih etmiştim. beni zorlamamıştı hatta durdurmaya bile çalışmıştı. pişman değilim onun olmaktan pişman değilim ama yüzüne nasıl bakıcam hele ki annemlerin. 

ya anlarlarsa diyerek hemen aynanın önüne geçip yüzüme baktım. her zaman ki gibiydim ama yanaklarım biraz daha kırmızıydı.  

hemen yatağımı toplayıp  çarşafı bir poşete koyup yatağımın altına sakladım. yeni çarşaflarımı serdim yatağıma. ağrım vardı hala. ama ne zaman gözlerimi kapatsam o an gözlerimin önüne geliyordu. acı vardı evet ama onun bana sahip olması acımı alıp götürüyordu. 

''kızım'' diyen sesle uyandım. ne zaman uyumuştum ki

''anne ne zaman geldin''  dedim ve doğruldum yataktan

''neyin var bebeğim hasta mısın ? kıpkırmızı olmuşsun'' dedi annem ve elini alnıma koydu. 

''iyiyim anne telaşlanma keyfim yok '' ben anneme yalan söylemezdim ama şimdi yalan söylüyor en önemlisi gözlerimi ondan kaçırıyordum. 

''hastaneye gidelim ister misin?'' dediğinde hızla başımı salladım. 

''yemeğe kadar bi şeyim kalmaz merak etme'' dedim. annem saçlarımı öpüp çıkarken ona yalan söylediğim için göz yaşlarımı tutamadım. doğrusunu nasıl anlatabilirdim ki. 

anne ben rüzgarın oldum diyemezdim ki.

hayır pişman değilim. olmayacağım.

yine dalmış olmalıyım başımda dikilen gölgeyi fark ettiğimde irkilerek sıçradım. 

''geri zekalı ne diye dikiliyorsun tepemde '' diye bağırdım marcoya. 

''kaç defa seslendim abla duymadın ne yapayım'' diye sızlandı. 

''neyin var annem hasta dedi ve yemek hazır seni bekliyoruz'' 

''tamam in sen geliyorum'' ve kalkıp banyoya girdim. ağrım hafiflemişti. elimi yüzümü yıkayıp telefonuma baktım. ahhh lanet olsun sessize almışım ve tam on bir defa rüzgar aramış. mesajlarının yarısını okuyamadım çünkü annem ana diye bağırdı. 

KATİLİM vol:1 and vol:2Where stories live. Discover now