toz ve duman

5.9K 219 32
                                    


selam canlarım.  gece 2  uçağıyla kısa bir tatile gidiyorum biliyorsunuz. gitmeden bölümü atayım dedim arkadaşlarım hindistan da internetin felaket olduğunu söylediler belkide tatilde bile pc başında ve sizinle olmamam için yalan söylediler bilmiyorum:))) 

+ 18 bölümler var ama haber verdim neresi olduğunu okumak istemezseniz anlarım.

yorumlarınız ve voteleriniz için ayrı ayrı teşekkürler. 

beğenerek okursunuz umarım. ben dönene kadar herkes çok iyi baksın kendine. beni unutmayın aksi bir durum olmazsa ordan bi bölüm atmaya çalışacağım ama söz vermiyorum.  22 şubatta görüşmek üzere

çok çok seviliyorsunuz. öpücükler.... sibel....


ZEYNEL.....

''zeynel'' diye bağırdığında merdivenlerin en son basamağında durmuş abimin nasıl işkence yaptığını dinliyordum. 

işkeceyi yapanda işkenceye mağruz kalan da ayını insandı  ezra bunu göremeyecek kadar kördü. 

aşk böyle bir şey miydi? eğer öyleyse asla aşık olmayacaktım gecelik kadınlarım bana yetiyordu. 

''ezrayı odasına götür zeynel. bundan sonrası bizi ilgilendirir '' dediğinde karşındaki çırılçıplak kadınlara baktım ve  onun o  kadınlara dokunmayacağını çok iyi biliyordum. 

ezra yürüyüp odasının kapısına gelmeden onu tutmama ramak kalmıştı ki kollarımın arasına yığıldı. 

abime bu kadarı fazla demek istesem de sustum çünkü ben o kelimeyi kullandığım an canımdan olurdum. abim onun için herkesin canını alabilirdi hatta kendi canını bile. 

yenge diye bağırdığımda 

''dokuma'' diyen ses o kadar sert ve baskındı ki elim hava da kalmıştı. 

''sakın elini sürme ona'' dediğinde gelip onu kucakladı. 

''sürtükleri gönder adrianı çağır bana'' dedi ve ana'nın odasının kapısını açıp içeriye girdiler.  bir kaç dakika sonra abimi çalışma odasında beklerken adrianla korkuyla biribirmize bakıyorduk. 

abim son yıllarda fazla acımasızlaşmıştı.  evcilleşmemiş bir at'dı o ve onu dizginleyebilecek tek kadın da ona ihanet etmiş  yıllarca kaçmış ve en önemli şeyleri ondan saklamıştı. 

böyle acımasız bir pislik gibi davranırken kızına olan tutumu bakışı davranışları konuşması bize sadece bu adamın çift kişilikli olduğunu düşündürüyordu. 

nasıl olabiliyordu anlamıyordum. acımasız bir kraldı o ve acımasızlığı sadece rusya da değil dünyada ünlüydü ve o kral'ın tahtı öldürdüğü adamların cesetlerinden oluşuyor içtiği şarap kan yediği insan eti olurken nasıl oluyorda bir kadın için perişan olabiliyordu aklım almıyordu. tabi bunların cevaplarını almak benim için imkansızdı. yaşamayı seviyordum ve abim tarafından acıyla öldürülmemek için bunları ona hiç sormamıştım sormaya da niyetim yoktu. 

''adrian beyaz rusya da ki adamlarına haber sal gelsinler ''  nasıl yani abim beyaz rusyadaki insanlardan nefret ederdi onlarla farklı olduğumuzu söyler 

onlar para için biz idellerimiz için bu işin içindeyiz derdi hep ama şimdi adriandan adamlarını getirmesini istiyordu. 

''hemen abi'' dedi adrian şaşkınca ama sorgulamak haddimiz değildi hiç birimizin. 

KATİLİM vol:1 and vol:2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin