...ALEX...

8.5K 375 6
                                    

Ben geldim baba burdayim bak. Ağlamıyorum kızma hemen. Hem ağlasam da kimse yok burda Yalnızız.  Ama doğru sen senin yanında bile ağlamama izin vermezsin.  hala bana kizabilir neden bu pis  ise girdin ben kndim kurtulabilirim diye kükrersin. Gitme baba ne olur gitme tek zayif noktamdan vurma beni. Hatırlıyormusun bana bi gun... korkma!   kaybetmekten korkma hiç kimse sonsuza kadar yanında kalmaz demiştin biliyorum herzaman yanımda olmayacaksin ama daha erken be baba. Kaybetmekten korktuğum tek sen vardın şimdi iki kişi oldunuz baba. Sen ayağa kalk soz veriyorum onu sana getireceğim ve bir daha asla yanımızdan ayrilamayacak onu bırakmayacağım.

"Alexis konuşmalıyız" diyen ivanovun sesiyle başımı koyduğum babamin buz gibi elinden çekip ivanova fark ettirmeden göz yaşlarımi sildim.

"Soyle" dedim karmakarışıktim. Dun belgeleri aldıktan sonra belgelerin istediğim gibi  olduğunu görünce onu orda bırakıp son gaz Havalimanına geldim ve ilk uçakla Rusya'ya döndüm.  Ivanova belgeleri bırakıp önce evime gittim duş almalı biraz uyumaliydim. Ama o sürtüklerden birine anahtarımi verdiğimi unutmuştum.

"Ne işin var burda"

"Sen gelmedin ben geldim" dedi çırılçıplakti ve hakkını yememek lazim hatunun kalcasi süperdi ama suanda umurumda değildi. 

"Defol ucuz vucudunu da al git " dedim ve kndimi duşa attım.  Kapının carpilmasindan sonra sıcak bir duş alip uyumamaya karar verdim.  Ve hemen hastaneye gittim...

"Belgeler sahte" dediğinde kndime hakim olmayıp duvara yumruğumu geçirdim. 

"Kontrol ettirdim hepsi sahte ve üstelik aradığımiz belgeler bunlar değil" dedi  tekrar geçirdim elimi duvara ve uc parmagimin kırıldığıni anladım. 

"Bu kez onu gebertecegim"

"Ona nasıl guvenirsin alex"

"Bana hesap soramazsim ivo kndine gel" dedim ve hızla hastaneden çıktım. 

"Bana hemen uçağı hazırlasınlar izmire uçuyorum herşeyi ayarla aksama gitmiş olmalıyım" dedim sekreterime. 

ivanov haklıydı ona bunu itiraf edemesem de haklıydı. oradan ve O kızdan bir an önce ayrılmak zorundaydim. O yüzden belgelere dikkat etmemistim. Ve eğer biraz daha oyalansaydim orda fikrimi değiştirip onu sonsuza kadar yanimda tutmaktan korkmustum.

    peki şimdi neden direk izmire geri dönüyordum ki. bir daha aynı hatayı yapıp kızlarını yalnız bırakırlar mıydı? tabiki de hayır. ama bilmedikleri bir şey var önüme ordularıda yığsalar duvarlarda örseler ezrayı elimden kimse ama hiç kimse alamaz. 



                  ''nerdesin sen'' diye bağırdı yine ve yine ivanov. 

''siktir git ivo haddini aşmaya devam ediyorsun git başkasının kafasını sik uğraşma benimle'' 

''izmire dönecekmişsin'' dediğinde güldüm. 

''irina döndüğümde şirkette olmasın yoksa yaka paça atarım dışarı'' dedim sekreter bozuntusuna bak sen hemen yetiştirmiş ivanova.  bir kaç kıyafet koyduğum el bavulumu alıp tek kelime dahi etmeden çıktım. havalimanına vardığımda içeriye girmeden bir sigara yaktım. 

masumdu! o  masumdu ama will'in kızı olması bu hayattaki en büyük şansızlığıydı. ve will.... bu hayatta yaptığı en büyük hatayı yapıp babam gibi bir adamı alt ettğini sanmıştı ama tek bir şeyi hesaba katmamıştı..... BENİ...

ezra ne kadar beni o adama verme ölürüm daha iyi gibi cümleler kursada o gece onu mahsene kapattığımda geçirdiği krizden sonra baba diye sayıklamıştı beni bırakma diye mırıldadığını hatırlıyorum. kan çekiyor der türkler bu durumda ve galiba haklılar. ne kadar birbirlerini görmemiş tanımamış olsalar da onlar baba kızdı ve will'in içinde ezra, ezranın içinde de küçücükte olsa bir baba vardı. sırf bu yüzden belkide ufakta olsa geleceği düşündüğümden wiil'e zarar vermemiştim ama yine pisliğin üzerine basmıştı ki bu kez o pislik onun soluk borusunu kesip  can çekişmesini izleyecekti. 

"Alexis"diye arkamdan bağıran ivanovu duymazdan geldim çünkü havalimanınin onundeydim ve ucagim on bes dakikaya kalkacaktı.

"Uso " diye bağırinca olduğum yerde kalakaldim.  Göğsümdeki haç'ı avuclarimda sıktım. 

Lütfen tanrım biliyorum cok dua eden biri değilim ama ne olur duy sesimi ona bişey olmamış olsun.  Dedim başımı puslu gökyüzüne kaldırdım.

"Seni görmek istiyor" dediginde kasılan omuzlarimi rahatlıkla gevşettim. Will ' le olan hesabim bekleyebilirdi ama ezra... yo ,yo şuan da onu düşünmemeliydim babam herseyden önemliydi.




    ''baba'' dedim çekinerek.. ne kadar baba oğul olsak da ondan çekiniyordum çünkü o usoyondu bana oğlum dese de her zaman çekinecektim onun yanında bu bildiğim bir şeydi. bilmediğim şeyse pencereden dışarı bakan adam sesimle bana dönünce gözlerindeki karanlık korkmama neden olmuştu. 


''gel kurt bende seni bekliyordum'' dedi bitkindi sol elini karının üzerine koymuştu ve benim heybetli babam zayıflamış  ve yorgun görünüyordu.  yanınadaki sandalyeye oturduğumda elini tuttum bana içten ama kısa bir gülüş gönderince rahatlamamı anlatamam. 


''nasılsın''


''iyiyim oğlum ama benden daha önemli işlerimiz var alex rus hükemeti beni ukraydan alsada burda yargılanmam devam edecek ve durum sana anlatılandan daha berbat'' dedi bu kadar uzun konuşunca hemen öksürmeye başladı. bir kaç öksürükten sonra içeriye hemen doktor girdi. 


''yalnız bırakın iyiyim'' deyince doktor hemen çıktı. istemeden güldüm. demekki babam kendini tanıtmıştı burda. babamın en nefret ettiği şey lafının ikiletilmesidir.  


''baba sonra konuşalım utanıyorum çok büyük bir aptallık yaptım'' dedim yüzüne bakmadan.


''biliyorum ivanov bahsetti  ama senin bu işe karışmanı istemiyorum kurt ''


''artık çok geç baba iş senlikten çıkıştı artık will ölecek hatta onu tanıyan da bir kez gören de selam verende hatta önünden geçen kedi bile   acı çeke çeke  ölecek  baba söz veriyorum''  dedim ve elindeki yüzüğü öpüp çıkıp gittim.  normalde kabul etmeyeceği bir şeyi ona yaptırmak imkansızdı kendi kararları hep önceliği olurdu kimseyi dinlemez tavsiye yada akıl almazdı. ama bu kez beni ne kadar uzak tutmaya çalışırsa çalışsın durmayacağımı beni durduramayacağını çok iyi biliyordu. 


''seninle sonra görüşeceğiz ivanov hemen söyle uçağı hazırlasınlar'' dedim ve arabama binip hemen havalimanına gittim. uçağa ayak basar basmaz ellerimin neden bu kadar terlediğini anlayamamıştım ama aklım bas bas bağırıyordu hemde kalbimle aynı anda tek bir cümle telaffüz ediyorlardı. 



                                 GELİYORUM EZRA GELİYORUM

KATİLİM vol:1 and vol:2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin