ziyaretçiler

4.3K 211 17
                                    

selam kızçeler nabersiniz. ben harikayım umarım sizlerde iyisinizdir. yazdıkça yazasım geldiği bir bölüm oldu ama bir yerlerde kesmem gerekiyordu.

yorumlar ve voteler için çok mersi sizleri seviyorum. öpücükler... sibel....



&&&&&

''kalbimin efendisi. nefesimi kesip bana kendi nefesiyle hayat veren adam. varlığıyla karmaşaya yokluğuyla ağıtlar yakmama neden olan. bana baktığı her an okyanusları ayaklarıma seren dokunduğunda karlı dağların esintisini tenime veren. aydınlık dünyama dökülen zifiri karanlığım. beni rüyalarımda büyüten aşkın ne demek olduğunu önce bana rüyalarımda yaşatan adam.

evet binlerce kez evet.....''


''kalbimin deli küçük kadını. yokluğunun ölümden farksız olduğunu. varlığına her bir zerrem kadar ihtiyacım olduğunu. o masum gözlerini inatla gözlerime diktiğinde. donmuş kalbimi eritip beni sana mahkum ettiğinden beri. beni yakıp küle çevirdin yangınımı buz gibi yeşil gözlerinle söndürdün.

hayatım. ömrüm sevdiğim oldun. sıra kadınım olmana geldi. çok yakında sevgilim çok yakında benim olacaksın sadece benim sonsuza kadar benim. sonsuzluğa bile beraber yürüyeceğiz.''



birbirimize en güzel evlilik yeminlerimizi etmiştik. o kapıdan çıkarken ben hala şokun etkisinden çıkamıyordum. evlen benimle demişti. öyle sıradan bir evet demek istemediğimden içimden geçenleri söylemek istemiştim. ispirto mavisi gözlerini gözlerini gözlerimden bir dakika ayırmadan dinlerken beni eğer hasta yatağımda olmasaydım bu yeminlerin sonu kesinlikle yatakta biterdi.

yani tamam yine yataktaydık ama hasta yatağımdaydık sonuçta.

''sen uyu meleğim uyandığında burdan çıkmak için hazır ol'' dedi ve dudaklarımı yemin mühürümüzle mühürledikten sonra çıkıp gitti.

''buradan bir saniye ayrılırsanız ve ona bir şey olursa ben gelmeden kafanıza sıkın beni uğraştırmayın'' diye emirler yağdırıyordu kapıda ki korumalara. ayak sesleri benden uzaklaştığında yorgun ve yaralı bedenim uykunun kollarına kendini bıraktığında ilkkez gülümseyerek uyuyacağım için alex'e minnettardım....


''günaydın serçe ne güzel bir sabah değil mi?'' diyen sesle yatağımda gerinmekten vazgeçip gözlerimi sesin sahibine açtım. siktir bu ivanov...

görmeyi isteyeceğim son yüz bile değildi bu yüz. hemde sabah sabah hemde hasta yatağımda. korumaları nasıl geçmişti ki bu adam.

''sen..'' dedim ve doğrulamaya çalıştım ama sırtımın ağrısı yüzünden bu pekte mümkün olmadı.

''lütfen rahatsız olma'' diyen adamın pişkinliğine nedense hiç şaşırmamıştım.

''ne istiyorsun'' dedim net bir sesle keşke kendimde sesim kadar net olabilseydim çünkü ivanovun ne yapacağı belli olmayan bir ruh hali vardı ve ben onu rüyamda bile olsa çok iyi tanıyordum.

''hasta ziyareti diyelim.... e nasılsın bakalım. '' deyip koltuğuna daha çok yayıldı.

''iyiyim. hasta ziyareti kısa olur derler ivanov'' dediğimde lafımı geri almak için çok geç kaldığımı anlamıştım ama laf ağızdan çıkmıştı bir kere.

''adımı biliyorsun. bak sen şu küçük serçeye''

''alex nerdeyse gelir gitmezsen eğer neler olur tahmin edersin''

KATİLİM vol:1 and vol:2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin