KATİLİM vol:1 and vol:2

yalvarış

Yazdığım en uzun bölüm oldu okuduğunuz ve vote yaptığınız için teşekkürler. ..

"Benimle oyun oynayamazsin küçük kız" deyip ortalığı cehennem gibi ateşe verdiğinden beri yine ve yine yatağa kelepçelendim.

"Neden bana bir şey olmasını umursuyorsun ki bıraksaydin da ölseydim keşke" diye sızlandin ona bilmem kaç yüzüncü kez.

"Sen umurumda değilsin yada sana olacaklar anlaşma anlaşmadir fındık babanla" dedi ve sustu yüzünü buruşturup masum numarası yaparken içimden kayıp giden bu sıcaklıkta neydi böyle.

"Ah pardon will demek istemiştim" dedi. Hani içkiciler sokaktaki evsiz ve ayyaslar şarap alacak para bulamazda ispirto icerler ya koyu mavi oldukça etkili bi alkoldur o ispirto iste şimdi karşımda o bana ispirto mavisi gözleriyle bakıyordu konuşuyor bir şeyler anlatıyordu ama kulaklarim onun sözlerine sağır gozlerim onun gozlerine hayrandi kalmıştı. Bu adaletsizlik degilmiydi Rabbim ona bu kadar zaman mı ayırmışti yaratmak için tamam ona bu kadar özen göstermiştide neden onun gibi birini benim karşıma çıkarmisti ki yazık degil miydi bnim akil sağlığıma.

"Heyyyyy" diye bagirip beni kndime getirmek için kollarimdan tutup beni sarstiginda gozlerimin yandığını hissettim kipriklerimi kirpmadan ona baktığım için.

"Dokunma bana" diye ciyakladım
"Dua Et fındık hemde her gece" dedi burnumun dibindeydi. Tükürügum boğazımda kurumuştu yakınlığı tehlikeliydi.

"Dua et. Eğer aklıma girseydin kurtuluşun olmazdı" dedi ben gözlerine bakmaya korkuyordum o burnunu burnuma sürtup yataktan kalkti. Gidecegini beni yalniz bırakacağıni düşündüm ama Hayır karşı berjere oturup beni izlemeye devam etti.

"Çöz beni hemennnn "

"Cık" dedi sadece bnde zaten tek kelimemle beni çözmeyecegini biliyordum ama şansımı denemek istedim ama yemedi..

"Böyle oturacakmiyiz" dedim sessizlik canimi sıkmıstı bu kadar sessiz kalmaya alışık değildim.

"Ne yapsak hoşlanırsin" neyi ima ettiğini biliyordum ama anlamamazliga geldim

"Gezmek" dedim

"Onu biliyorum iki dakika yerinde durmuyorsun" beni takip ettiğini ima ediyordu.

"Sen peki"

"Ağzımdan laf mı almaya çalışıyorsun fındık" dedi başını yana atarak gozlerini gozlerime sabitledi

"Sabah neden o kadar" dedim ama cümlenin sonunu getiremedim

"Unut sabahı küçük bir sinir kirizi" dedi büyük gelişme bana açıklama yapıyordu.

"Pek küçük bir şeye benzemiyordu" dedim nedenini merak ediyordun. Ama susuyordu.

"Will" dedim ama onun aniden bana dönmesiyle gozlerindeki nefreti hissedebiliyordum.

"Ne yaptı sana" dedim korkuyor ama korkmuyor gibi görünmek zorunda hissediyordum kndimi.

"O bana hiç bir şey yapamaz fındık" dedi Sesindeki kızgınlık hissedilir derecede fazlaydı.

"Onunla derdin neyse onunla halletseydin neden işin içine benide soktun alex" will kısmı umurumda değildi tek gerçek bu karmaşada benim hangi rolü üstlendiğimdi.

"Ona ulaşmayı basarsaydik inan ne senin benden ne bnim senden haberim olacaktı ama olan oldu"

"Nerelisin sen adın alex ama benden bile iyi Türkçe konuşuyorsun"

"Senin gibi rus'um bnde" dediginde tiksinerek buruşturdun yüzümü

"Ben Türkum Müslümanım ama sen boynundaki kolyeye bakılırsa müslüman değilsin" dedim gomleginin acik yakasından görünen hac kolyesini işaret ettim. Gozlerini boyunundaki hac kolyesine indirip onu eliyle alip oksadi ve öptü.