utanç

4.2K 192 32
                                    

ölme artık türkiyem. ölme artık. anKARA için yaşadığımız bu kadar olay ve ülkemizi bu hale getirenlere lanet yağdırmaktan başka elimden bir şey gelmiyor. kalkalım yattığımız kış uykusundan  diyorum kendi kendime  biz ki kurtuluş savaşını yoktan var eden bir ecdadın torunlarıyız ama çamura battık. dedelerimiz atalarımız  bizimle gurur duymuyor bize yukarıdan bakıp kızıyorlar. 

hepimizin başı sağ olsun.......

bölümü dün gece yazmıştım son rütuşlarını yaptım bu gün yayınlamayı düşünmüyordum ama sizleri de bekletmek istemedim. kızlar lütfen kendinize dikkat edin arkaya bakarak yürümek zordur biliyorum her an tetikte duracak kadar mahfettiler ülkemi. kalabalık yerlerde olmayın demek istemiyorum çünkü böyle değildi benim ülkem ama yinede siz çok dikkatli olun. 

sizleri seviyorum. öpüyorum. sibel






MAVİ......

Onundum. artık tamamen onundum. 

pişman mıyım diye soruyorum kendime. galiba değilim. 

sanki kaybolacakmışım gibi beni sıkıca saran rüzgarın kalp atışlarının yoğunluğunu yanağımda hissediyorum. 

hayır... pişman değilim. belki biraz utanç var. onun yüzüne nasıl bakacaktım. utanıyordum kıpkırmızı olmuştum eminim. 

çırılçıplak kollarındaydım. artık geri dönüş yoktu. rüzgar da söylemişti. 

aptal gibi ondan vazgeçeceğimi sanıyordu. ondan yıllardır vazgeçmemiştim şimdi asla vazgeçemezdim. ona öyle aşıktım ki kalbime dar geliyordu bu aşk. 

''mavim'' diyen çocuğun sesiyle başımı daha çok sakladım göğsüne. 

''mavim gitmeliyim annemler nerdeyse gelir '' dediğinde daha çok sarıldım ona. 

''bu halimizi görürlerse '' dedi ve sustu. sesindeki utanç benim de yüzümde vardı o yüzden ona bakamıyordum. 

''gitme'' diye bildim zorla. ellerini çıplak sırtımda gezdirip kollarında ki bedenime daha çok sarıldı. 

''mecburum mavim yapma bunu bana ne olur'' dediğinde yavaşça ondan ayrıldım. 

haklıydı. böyle yakalanırsak kıyamet kopardı. ona bakamıyordum yorganı kafama kadar çekip onun çıplaklığını görmek istemedim ama bir an gözlerimi yavaşça yorganın altından ona baktım. 

öyle güzel kalçaları vardı ki sıkı ve portakal gibi dikti. bir erkeğin nasıl bu kadar güzel kalçaları olabilirdi. 

okul kıyafetlerini giyip yanıma sokulduğunda çalar saatim nerdeyse üçe geliyordu. 

''toparlan mavim annem seni bu halde görmesin'' dediğinde 

''arkanı dön'' dedim. gülümsemesi yayıldı yüzüne ama ikiletmedi beni. ayağa kalkamıyordum tanrım ağrım vardı ve canım yanıyordu. bu kadar zor olacağını düşünememiştim. 

yataktan doğrulduğumda sendeleyerek dik durmaya çalıştım ama olmadı yere düşmeden rüzgarın koluna tutundum. öyle hızlı yakaladı ki beni. 

''bi şey var söyle mavim ne oldu'' dediğinde sesindeki endişeyi ilk kez bu kadar bariz olarak duyuyordum. 

''canım acıyor'' dediğimde beni yatağa oturmuştu ama hala çıplak olduğum için hemen yorganı kendime çektim. otururken bile canım acıyordu. tanrım neden böyle olmuştu ki

KATİLİM vol:1 and vol:2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin