uynanış

4K 239 8
                                    

selam güzeller nasılsınız ben bomba gibiyim. umarım sizlerde iyisinizdir ve güzel bir hafta sonu geçiriyorsunuzdur. neyse çok uzatmayayım çok şirin bir bölüm oldu bu bölüm. son iki bölüm biraz kötü geçmişti ya bunu telafi edeyim dedim. umarım beğenerek okursunuz. düşüncelerinizi paylaşmaktan çekinmeyin. yanlışlarımı hatalarımı belki ben yazarken görmüyorumdur. okuyucularımın görmesi ve beni uyarmasını isterim. 

unutmayın kızçeler seviliyorsunuz.... öpücükler..... sibel....



yaşıyor abi ne olur kendine gel.... 

yapamam buna dayanamam nefes alamam o nefes alamıyorsa bende alamam. 

ezram. serçem. fındığım. vermem veremem giremez toprağın altına. üşür korkar. karanlık oralar o çok korkar karanlıktan. 

''abi o doktor diğer ameliyathanenin doktoru bizim değil abi ezra'nın ameliyatı hala devam ediyor abim ne olur '' diye bağırdı zeynel. 

rüzgar sert esiyordu. ama biraz sonra huzura erecektim. onu yalnız bırakamazdım. beni bırakma demişti seni bırakmayacağım demiştim söz vermiştim. sözümü tutacaktım. 

''alex bey  '' diyen sesle arkamı döndüm. hastanenin 7 katındaki çatıdaydık ve benim tek adımlık sonum beni bekliyordu aşağıda. 

revanın yanındaki doktor ezranın doktoruydu. elimi onun elinden almaya çalışan doktoru. 

''ezra hanım iyi yoğun bakımda ama hala yaşıyor ve nefes alıyor'' 

''yalan'' söylüyordu beni burdan indirmek için söylüyorlardı kesin. 

''abi in aşağıya beraber görelim yengemi'' dedi zeynel ve pantolonumun paçalarını tuttu küçük bir çocuk gibi. yalan söylüyorlarsa nasılsa tekrar başarana kadar denerdim. 

çünkü o küçük kız benim için yaşam gibiydi. o giderse evren giderdi o giderse nefes almak için hiç bir nedenim kalmazdı. 

''bana gülüyor musun?'' dedim Zeynel'e çünkü ben intiharı düşünecek bir adam değil intiharı düşündürecek bir adamdım. aslında doğrusunu gerçek alex'i ben bile yeni tanıyordum. 

o kız hayatıma girdikten sonra herşeyi alt üst ettiğinde beni benden daha iyi tanıdığını gördüğümde attığım her adımı önceden bildiğinden nerde duracağını nerde susacağını bildiğinden o kahverengi yeşil karışımı gözlerini gözlerime sürdüğünden beridir değişiyor yenileniyor farklılaşıyordum ve ben bile yeni tanımaya başlıyordum bu alex'i. 

beyaz steril kıyafetleri giyip otomatik kapı açıldığında bembeyaz bir odaya girdim. tek yatak doluydu oda benim olanı taşıyordu üzerinde. 

korku filmlerindeki bir sahneyle karşı karşıyaydım. her yerde kablolar rengarenk ışıklı göstergeler inip kalkan borular sarmıştı benim narin serçemin vücudunu. 

gözlerinin altı mos mordu yanaklarına kadar. bu kadar acıyı kaldıramamıştı narin bedeni ve tepki veriyordu haliyle. 

yaklaşmaya korkuyordum ama kokusuna da ihtiyacım vardı. içimdeki rahatlamayı anlatamam tamam diyordum kendime tamam herşey düzelecek o kalkacak bu yataktan gözlerini ilk açtığında baş ucunda olacağım ilk yemeğini elimden yiyecek suyunu bir serçeye içirir gibi içireceğim ilk adımları beraber atacağız. 

tam on gün boyunca yanından iki dakika ayrılmadım. tam on gün boyunca o kıpırdadığı zaman güldüm o mırıldandığında rahat uyuyabildim ve on günün sonunda....

KATİLİM vol:1 and vol:2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin