''beş dil biliyorum serçe bunlardan biri de türkçe'' dedi. yakışıklı bir adamdı alexle yaşıt olmalıydı. beyaz gömleğinin kollarını yukarı kadar sıyırmıştı keskin çekik siyah gözleri dondurucu bir bakışla beni süzdü ve elini uzattı. kolundaki dövmeler fazla karışık gibiydi ve o karışıklık boynundan çenesine kadar uzanıyordu. 

parmaklarındaki dövmeler diğer dövmelerine nazaran daha anlaşılırdı ve dört parmağının üzerinde DEAD yanıyordu yani ölüm. ve ben karşımdaki ölüme elimi uzattım. 

elimi dudaklarına götürüp keskin siyah gözlerini benden ayırmadan parmak boğumlarıma nazik bir öpücük bıraktı. 

''demek alex'in uğruna katliam yaptığı hiç bir kadına dönüp bakmadığı yıllarca arkasından kahrolduğu serçe sensin. çok memnun oldum bende akai''

''demekki sende alex'in dostu sırdaşı onu yıllar önce bana ihanet etmesi için kırmızı ruja götüren adamsın. ben pek memnun olduğumu söyleyemeyeceğim'' 

''hadi ama yapma bu yıllar önceydi...bu arada nefes kesici görünüyorsun amaaa'' dedi ve başını yana eğip sırtımdaki dekolteye baktı

''elbise seçimin biraz cesurca ve bu cesurluk senin sonun olabilir. kurt serçeyi tek lokmada yemesin sonra'' gülmemek için zor tuttun kendimi sevimli bir adama benziyordu ve jopanlara göre fazla uzun boylu fazla yapılıydı. 

''bu hoş sohpetimize daha sonra devam edelim olur mu ? şimdi kocamı görmek istiyorum'' dediğimde elim kapı koluna gitti ama açamadım. kilitliydi. bir kaç defa çekiştirdim kapıyı ve o an

''akai seni orospu çocuğu aç lan şu siktiğim kapıyı'' diye bağırdı alex. 

işte o an dayanamayıp gülüşümü serbest bıraktım. ne biçim bir adamdı bu. alex'i odaya kilitlemişti. 

''sen... ne yaptığını sanıyorsun'' dedim gülüşümü bastırmak oldukça zordu. 

''adet böyle değil miydi? zeynel öyle dedi ama gelinle damat birbirini o ana kadar görmemesi gerekiyor muş '' dediğinde yakasından beyaz gömleğine sarkan papyonunu alıp elinde sallamaya başladı. 

tanrım alex bu adama nasıl katlanıyordu. 

''aç şu kapıyı onu görmek istiyorum''  dediğimde 

''serçem sen misin? ne yapıyorsun orda.... bak beni dinle akai'nin söylediği hiç bir şeye inanma sakın inanma '' bak sen akai neler biliyordu da alex birden tedirgin olmuştu. 

''kuyunu kendin kazdın kydoı serçe bunun peşini bırakmaz artık''

''aynen öyle. belkide düğünden önce akaiyle konuşmamda yarar var kararımı tekrar gözden geçirebilirim '' dediğimde akai gülmeye başladı tabi bende. yıllarca bu anı beklemiştim ve beni her ne olursa olsun kararımdan döndüremezdi. 

''o ağzını açacak olursan cesedine tükürürüm akai '' diye bağırdı alex kapıyı yumruklayarak

''aç lan şu kapıyı sülaleni sikeceğim akai yemin ederim '' diye bağırdı. akai çoktan bizi yalnız bırakmıştı kapıya yaklaştım

''seni özledim'' dediğimde rahatlayarak verdiği nefesi aramızdaki kapıya rağmen duyabilmiştim. 

''bende serçem bende.. az kaldı çok yakında karım olacaksın '' dediğinde elimi kapıya sürdüm tırnaklarımla parçalayabilirdim kapıyı 

''bana beni gördüğünde tepkini çok merak ediyorum'' dedim 

''açıkcası bende merak ediyorum'' dedi akai onun gittiğini sanıyordum ama o köşede ki duvara yaslanmış bizi dinliyordu. 

KATİLİM vol:1 and vol:2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin