titrek ellerimi kapıya götürmeye korkuyordum ya duyduğum ses beni yanıltırsa diye korkuyordum. ama ne kaybederdim ki çok olsa hayal kırıklığı yaşardım o kadar. 

zorla elimi kapı koluna götürdüm ve 

allahım ne olur bana yardım et yalvarırım kapı açık olsun allahım. diye dua mı edip kapının kolunu çevirdim. ve menteşeden çekilen kapı önümde aralandı. 

teşekkür ederim allahım binlerce teşekkürler dedim ve geriye dönüp peçemi ve eşarbımı takıp kapıya yönledim. üzerimde siyah bir kazak ve eşofman vardı. arka kısmına bastığım spor ayakkabılarımı kapı aralığında aykalrıma geçirdim ve yavaşça dışarı çıktım. 

bu yaptığın aptallık yüzünden alex kafana sıkacak zeynel ama ben ve ana burda olmayacağız dedim kendime. kocaman avizelerin aydınlattığı koridor gözümde daha çok büyümüştü sanki

tamam ezra sakin ol bunu yapabilirsin. düşün sadece düşün. 

ana'nın ağlama sesi yakından gelmişti demekki bana yakın bir odada uyuyordu ama hangisinde. 

acele etsene yaa uyuşuk musun sen dedi cadı heyecanla tırnaklarını ağzına götürmüştü

buraya girerken girişte dört tane son model arabaları hatırladım eğer şanslıysam ana'yı alıp çıkarken birinin anahtarı üzerinde olurdu. olmasa da koşarak uzaklaşacaktım burdan. 

bakınma be acele et sinir ettin beni salak kadın diye çemkirdi cadı 

ilk kapıyı açtığımda boştu. tamam üç kapım kaldı acele et ezra dedim kendime

''serçe uyanmış'' diyen sesle olduğum yerde donup kaldım. lanet olsun binlerce kez lanet olsun daha üç adım atmamıştım ve koridorun ortasında yakalanmıştım. 

''ama peçesini takmayı unutmamış'' diyen ses alaycıydı ve sarhoş bunları anlayacak kadar iyi tanıyordum o sesin sahibini. 

arkamdaki kıkırtılar kocaman olup kulaklarımı istila ettiğinde cadı avazı çıktığı kadar bağırdı

orospu çocuğu.

arkamda ki kıkırtılar içimdeki safranı kusmam için mideme sert yumruklar indiriyordu. 

bakma onlara odana git ve kendini banyoya kilitle diye bağırdı cadı dişlerini gıcırtarak

içimdeki cadıyı çoğu zaman dinlerdim çünkü hep haklı çıkardı ama bu kez dinlemeyecektim onu arkamda olanlarla yüzleşecektim çünkü korkmuyordum. 

ayaklarımı yavaşça hareket ettirip arkamı döndüm.  ve alex'in siyah rugan parlak ben kaliteyim diye bağıran ayakkabısını gördüm. 

ve iki yanında da biri gri parlak biri pembe parlak bir çift ayak duruyordu. 

hayır bunu yapma ezra diye bağırdı cadı kapılarını kapatmış ve kilitlemişti. 

dinlemeyecektim onu bu kez hayır cadı dedim içimden. 

yavaşça gözlerimi kaldırdım. öldüm mü? hayır ölmedim hala yaşıyorum ne yazık ki. 

ikisi de sarışın olan kadınların ortasında duran adama baktım kollarını bir zamanlar bana dolayan adam şimdi başka kadınların omuzlarına atmıştı. 

ölmüş müydüm? nefes alamıyordum belki de ölmüştüm haberim yoktu. 

bunları daha öncede gördün ezra bırak hadi şunları hadi odana git durma burda

hayır kalmayı seçiyorum cadı dedim .

vücuduma saplanan cam kırkları etimi yarıp oluk oluk kan boşalmasına neden oluyordu. canım yanmıyordu. dağlanmıştım. kızgın demirler etime gömülüyor etrafa yanık etimin kokusunu yayıyordu dağlanmış damgalanmıştım. 

KATİLİM vol:1 and vol:2Where stories live. Discover now