''bu kez öpücüğünden değil üşüdüğüm için titriyorum'' dediğinde hemen ona kazağını giydirdim.

''gidelim serçem sen nereye istersen gidelim yok olalım üçümüz'' dediğimde eliyle masadaki derginin kapağını gösterdi.

''akyaka'' deyip elime aldığım dergiye baktım. Nerde olduğunu bilmesem de resimlere bakılırsa cennet yer yüzüne inmişti

''tamam '' dedim ve onun tüm itirazlarına oflamalarına yürüyebilirim alex diye sızlanmalarına aldırmadan bize gülerek bakan hastaları umursamadan onu arabaya kadar kuçağımda taşıdım.

''abi reva herşeyi ayarladı. '' diye başladı zeynel bu adamın hızına zekasına ve herşeyi en ince ayrıntısına kadar düşünebilme kabiliyetine hayrandım kimbilir revayla neler düşünmüşlerdi.

''yengem göl kıyılarını seviyor diye revayı tulun'na gönderdim iya gölünün kısında bir ev tuttuk nüfusunuda düşünürsek fazla kalabalık bir kasaba değil zaten kalabalıkta görülme riskinizi göze alamadık. gölün etrafta birkaç ev var ama çoğu bu aylarda boş herşey en ince ayrıntısına kadar tedarik edildi erina yengemin bavullarını adrian verdi adrian da reva ulaştırdı. Telefonunu hep kapalı tut abi izlenme olasılığını göz ardı edemeyiz ben yada reva her hafta pazartesi günleri sizi ziyarete gelir ihtiyaçlarınızı getiririz gerekmedikçe konuşmamalıyız ayrıca ev konusunda endişelenme tam korunaklı bir ev kurşun geçirmez camlarla kaplı ayrıca acil çıkışlar için ormana açılan bir tünel var evin altında tünel ormana çıkıyor ve ormanın sonunda bir kulubenin var orda bir araba içinde para ve silah koyuldu acil bir durum olursa orayı kullanın''

''dersine iyi çalışmışsın zeynel'' dedi serçem ve yol boyu kollarımda uyudu.

Ve yine onu kollarımda yatağımıza taşıdım ve zeyneli yolcu ettim.

Tanrım kendimi tanıyamıyordum.

Dış dünyaya karşı bu kadar soğuk donuk ve acımazsızken birkaç saat önce iki tane adamı gözlerimi bile kırpmadan öldürmüş kafalarını vücudlarından ayırmış üstelik bunları yaparken delice zevk almışken şimdi uyuyan ve aldığı her nefeste rahatladığım bir kadın vardı ve ben nasıl oluyorda naif aşık korumacı kısknaç olabiliyordum şaşırıyordum.

Bunun adı aşk dostum. Diyen adamın sesi yankılandı içimde.

Bu evi sevecekti önünde kocaman bir göl ve etrafında çam ve kayın ağaçalarından bir orman vardı. Kış çiçeklerinin olduğu küçük ama şirin bir bahçesi olan bir evdi burası ne kadar geçici olursa olsun burayı sevekti emindim. Zeynelle konuşup onu turkiyeye gönderdim akyaka bir ev bulması için. Banka hesaplarıma kolaylıkla erişebilecek tek o vardı çünkü ona kendi kardeşimden daha çok güveniyordum.

Tanrım onu uyurken seyretmeye bayılıyorum. Öyle güzel ki. Ama daha fazla oyalanmamam gerek. onu uyurken bırakıp aşağıya indim galiba yapacağım en iyi yemek makarna olurdu. Suyu ocağa koyup aşadaki kazan dairesine indim ve kazanları son gaz çalıştırıp ısıttım. Ama romantik yemeğimiz için huzurla yiyeceğimiz ilk yemek için şömineyide yakmayı unutmadım.

Tanrım.... Bu aralar fazla yakınız dimi bende şaşırıyorum ilkkez seninle bu kadar çok konuşuyorum ve sana bir kez daha teşekkür ederim. Huzur bu muydu? Bilmiyordum nasıl bir his olduğunu ama böyle olmalıydı. Şaşıracaksın ama içimden şarkı söylemek geliyordu.

Tamam biliyorum fazla abarttım dimi:))

''hayır almayın hayır'' diye bağıran sesle koşarak yukarı çıktım ve o kısacık anda ona ulaşana kadar olan kısımda ölüm tekrar gelip kapımı çalmış gibi hisettim.

KATİLİM vol:1 and vol:2Where stories live. Discover now