karanlığın kadını

Start from the beginning
                                    

"Hani derin bir nefes alırsın da Ciğerlerin havayla dolar ya işte öyle derin....aliyorum ama öleceğimi bilsemde veremiyorum"

Ahhh tanrım bu adam. Bu adam benim. Sadece benim.

" seni ilk gördüğümde bana öyle bir baktın ki sanki delip geçtin beni öyle bir özlem vardı ki gözlerinde öyle bir tanidiklik ne oluyor ya dedim kndime yersiz saçma bir korku belirdi içimde birden ama sonra o korku yerini bilmediğim bir duyguya bıraktı. Kıskançlık. Sonra özlem geldi sonra bi baktım gözlerim seni arıyo her yerde. Gülüşünü kahverengi yeşil gözlerini utanmani kızmani saçma sapan konuşmani''

alllahım daha fazla aşık olabilir miyim bu adama derken hep daha fazla aşık buluyorum kendimi.

daha fazla özleyebilir miyim diyorum bakıyorum ki o yanımdayken bile özlüyorum.

''minnet duygusu çok ağır bir duygudur serçem beni anlaman gerek. her ne yapmış olursa olsun emine büyüttü seni baktı okuttu onunla geçen zamanlarına şahit oldum mutluydun inan bana şimdi olduğundan daha mutluydun sana hiç bir şey hissettirmeden huzurla büyüttü seni belkide bu yüzdendir huzur isteyin ''

haklı dedi iç sesim

haaa bi sen eksiktin gel gel sende gel gerizekalı.

ağzını topla valla yırtarım o ağzını

sanki bu mümkünmüş gibi konuşmayı kes ve sus ömrümle konuşuyorum.

''ezra... serçem''

hahaha yerim senin ömrünü

kapat çeneni diye bağırdığımda içimden bağırdığımı sanmıştım ama sessiz salonda sesim yankılanınca ve alex'in garip bakışlarını görünce ne diyeceğimi bilemedim.

''bazen bu hallerin beni korkutuyor''

''ben seni korkutuyorum öylemi '' dedim gülerek

''her zaman değil ama bazen kendi kendine konuşuyorsun ve öyle bir konuşuyorsun ki sanki yanında benim göremediğim biri var''

bak bak bak beni o bile fark etmiş ama senin kadar rahatsız değil benden serçe dedi iç sesim

onu duymazdan geldim.

''inan bana senin beni korkuttuğun kadar ben seni korkutamam'' dediğimde elindeki fincanı bırakıp gözlerini gözlerime sabitledi.

''seni korkuttuğumu bilmiyordum ''dedi lanet olsun onu kırmış mıydım ? acaba.

''söyle bana neyim korkutuyor seni anlat değişmeye çalışırım''

işte ben bu adama deli oluyordum. bana zarar gelmesin diye kendiyle çevresiyle dünyayla savaşır benim huzurm için herşeyi göze alır ve değişmeye çalışacak kadar bana değer verir.

''ben değişmeni istemiyorum ki seni olduğun gibi sevdim ve sevmeye de devam edeceğim. sadece bazen kokuyorum. o gün desteyi öldüreceğini sandım. sonra o bardaki iki adam ve sergienin boğazını kestiğin an '' dediğimde gülümsedi ne söyleyeceğini çok iyi biliyordum.

''onların hepsi seni korumak için ve benden gitmemen içindi'' dedi ve sustu. o susunca tekrar ağzını açınca neler söyleyeceğinide biliyordum.

''o kadınlar yani destenin söylediği kadınlar aslında bana'' off sıkılıyordu anlatmak isteyip anlatamadığı bir şey için kıvrandığını ilk kez görüyordum.

''zorlama kendini konuşmak zorunda değiliz''

''hayır zorundayız. o kadınlara birebir zarar vermek istemedim ama hepside bir amaç için yanıma yaklaştılar ilkinde on dokuz yaşındaydım usonun bana saklamam için verdiği belgeleri isteyen teriani koynuma birini yollamıştı gece uyandığımda onu kasamı kurcalarken yakaladım ve inanmayacaksın ama şanslı olmasam kadın beni öldürecek kadar iyi kunfu biliyordu. diğeri KGB (rus gizli servisi) bu kez uso için koynuma ajan soktu onunlada sert bi kavganın sonucunda onu bir hastanenin önüne atıp geçtim ama o sürtük televizyonlara konuştu. ''

ahhhh içimdeki rahatlamayı anlatamam üstümden kocaman dağlar kalkmıştı sanki.

''peki ya diğeri yani ölen'' dediğimde yüzünde garip gölgeler gördüm beni korkutan gölgeler

''o iyi kızdı güzeldi masumdu üniversite birinci sınıfta tanıştık beraber yaşamaya başladık ama kıskançlıkları paranoyaklıkları dengesiz hali beni bunalttı ayrılmak istedim kabul etmedi evi ona bıraktım çıkıp gittim sonra intihar etti diye yanında olmak istedim ama o silahı çekip beni öldürmeye çalıştı ama bana değil kendini vurdu''

ahhh tanrım kendini suçluyordu bu suçluluk duygusunu çok iyi bilirdim. yıllarca annemin evlenmemesinin suçunu kendime atıp durmuştum hep.

''işte hepsi bu evet şiddet bağımlısıyım ama bana dokunmayana dokunmak gibi huyum yoktur asabiyim evet ama bana yada sana yada ailem zarar vermek isteyenlerin üzerine ölüm olup yağarım''

ve o an nerden geldiğini bilmediğim bir şarkı yankılandı salonda.

''dans et benimle bu kadar uzaklık yeter'' dedi ve elini uzattı. hem dengesiz aynı anda kıskanç aynı derece aşık ve romantik olabilir miydi ? evet olabilirdi.

''bu şarkı'' dediğimde cebindeki telefonu çıkardı zeynel arıyor yazıyordu.

''bizim şarkımız olsun olur mu ?'' olmaz mı be olmaz mı ömrüm.



vurgunum Sana Bir Mahkum Gibi

Uykular Haram Bir Zehir Gibi

Aşığım Fakat Hasretin Deli Ezelden Beri

Bir Hadise Var Kimse Bilmiyor

Olmuyor Bende Deprem Olmuyor

Birbir Şey Beni Böyle Sarsmyor Bir Senin Gibi

Mühürledim Seni Kalbime

Kurşunlar işlemez ciğerime

Zincirledim Seni Kalbime

Anqahtarları Yok Denizlerde

Şeytan Diyor Ki Tövbeler Etmeli

Uğrunda Yüz Kere Bin Kere Ölmeli

Cehennemde Bile Zulmetsen De

Yok Bir Seni Sevmeli

Gözlerin Hoyrat ihanetler Gibi

Ellerin Soğuk Zamheriler Gibi

Kalbin Buz utmuş Son Nefes Gibi Soğuk Olsa Da

Bir Hadise Var Kimse Bilmiyor

Olmuyor Bende Deprem Olmuyor

Hiçbir Şey Beni Böyle Sarsmıyor Bir Senin Gibi


elini belime koyup beni kendine çektiğinde avazım çıktığı kadar bağırmak istedim. daha fazla aşık etme kendine yapma bunu demek istedim ama o benden önce davrandı.

''aşığım'' gözlerine bakamıyordum. ağlamak istiyordum. aptaldım işte bu güzel anda bile ağlayacak kadar aptaldım. ve aynı derecede şanslıydım.

''ölüyorum'' yapma bunu yapma işte. öyle bakma koklama saçlarımı

''cehennemle savaşmaya razıyım serçem. bir şeytanın karısı olur musun? aydınlık için savaşan tek iblis ben olacağım ama karanlığımın aydınlığı olur musun? bu karanlık adamın aydınlık karısı olur musun?''

''karanlığına alıştı gözlerim. artık aydınlık istemiyorum. sen karanlıksan bende karanlığım''

ve ben zifiri karanlıkta onunla yürümeye yemin ettim.....


KATİLİM vol:1 and vol:2Where stories live. Discover now