giden ve kalan

En başından başla
                                    

Peki tamam delo gibi aci ceksem de ona bni bırakma demeyeceğim. Yaninda yürüyüp kaderime baş kaldırmaya yemin ettiğim adam daha ilk dakikadan bnim elimi bırakmışti.

Delice sevmek kızgınlık ve nefret ayni aynda tum bedenime girmişti ve benim için. 

Sabah şafak Sökmeden gidecektim ve gideceğim yerde belliydi.  Teyzem aslı....


ALEX.....

''yeter deste kapat artık çeneni '' diye bağırdım. hala homurdanmaya devam ediyordu bu gittikçe canımı sıkmaya başlamıştı. biraz daha devam ederse suratının ortasına yumruğu yiyecekti. ve ben desteyi tanıyorsam o mükemmel yüzüne bir şey gelmesini hiç mi hiç istemezdi. 

''abi bak biraz mantıklı davran ya ne oldu sana böyle aşk aptallar içindir diyen sen değil miydin? ''

''evet bendim ama fikrimi değiştirdim'' dedim bıkkınla bu konuşma fazla uzun sürmüştü. bir an önce gidip sevgilimin kollarında ömrümün en rahat uykusuna dalmak istiyordum. 

''abi lütfen bak dinle''

''tamam deste sen haklısın onu usoya götüreceğim ama gelini olarak ya bizi kabul eder yada biz başımızın çaresine bakarız. okulum bitiyor nasıl olsa ezrada isterse okulunu bitirir isterse üniversiteye gider bende gittiğimiz yerde avukatlık yaparım'' 

''şaka mı bu şaka dimi abi. oldu olacak bir ege kasabasına yerleşin tam olsun artık''

''fena fikir değil ama önce ezraya sormalıyım sonuçta artık tek başıma değilim'' evet artık tek başıma değildim o vardı o kahverengi yeşil gözlerini görmekten bıkmayacağım her gece kollarımda cırılçıplak yatacak kavga ettiğimizde inatla çenesini dikleştirip o ukala ağzını büzecek eğer isterse karnı benim bebeğimle şişecek akşam üstü yaz günü serinliğinde bastonumla yanımda yürüyecek bereber yaşlanacağım bir kadın vardı. lan ben ne şanslı adamım böyle. 

''deste tek kelime daha etme siktir git dediğimi yap '' dedim ve hemen üzerimi değiştirip kadınımı kollarıma aldım. ama bir farklılık vardı onda kaskatıydı bedeni titriyordu üşüyor sandım ama sıcacıktı teni. bir kaç defa konuşmaya çalıştım ama sadece sessizce dursak dedi. yaşadıkları kolay değildi herşeyi tepetaklak olmuştu ve kendime bir söz daha verdim. ona o istediği huzuru verecektim ne pahasına olursa olsun onu bırakmayacaktım ve huzuru onun için gerekirse yoktan var edecektim. 

kollarımdaki kadına daha çok sarılıp daha çok sokuldum tenine ve muhteşem kokusuyla hayatımdaki en rahat uykunun kollarına bıraktım kendimi.

sabah olmasın isterdim ilk kez. ama her karanlığın bir aydınlığı vardır ya benim aydınlığım da kollarımdaydı demek isterdim ama yoktu. ona öğreteceğim ilk şey yataktan benden önce kalkmaması olacak. 

''serçem'' dedim lavabodaydı galiba ama ortalık fazla sessizdi. ellerimle onun tarafına dokunduğumda buz gibiydi. uyuyamamış mıydı ? nerdeysi bu kız. istemeyerekte olsa kendimi kalkmaya zorladım. saat sabahın yedisini gösteriyordu.çok yorucu günler geçirmişti neden bu kadar erken kalkmıştı ki biraz daha dinlenmeye ve uykuya ikimizinde ihtiyacı vardı. 

ayaklarımı sürüyerek büyük salona baktım. yoktu. hemen odaya geri dönüp lavabonun kapısını çaldım.

''serçem orda mısın?'' ses yok. panik. kızgınlık. sinir. tüm duygular birden bire bedenime hucum etti. kapıyı açtığımda lavabonun boş olduğunu gördüm. 

lanet olsun. gitmiş. 

tamam sakin ol alex. gidemez beni bırakma diyen kadın birden hiç bir sebep yokken ortadan kaybolmaz. balkon kesin hava almak için balkona çıktı dedim kendime ve hemen koşarak balkona çıktım. lanet olsun yok. yok işte. 

hayır. gidemez. beni zifiri karanlıkta bırakamaz. 

yatak odasına geri dönüp kıyafetlerimi giydim. ve o an yerinde olması gerekenin olmadığını fark ettim. çeketi ve ayakkabıları yoktu. 

tamam kötü düşünme alex belki aşağıya indi kahvaltı yapmak istedi yada yürüyüşe çıkmak derken kendime merdivenleri üçer beşer indim ve lobiye koştum. 

''ezra hanımı gördünüz mü?'' dedim lobideki kız bana ayran budalası gibi bakarken sinirimi ondan çıkarmama ramak kalmıştı. 

''sana soruyorum lan cevap versene'' diye bağırınca

''be.. ben görmedim yeni geldim mesaiye '' dediğinde arkaya geçip berrak diye seslendi. 

bir kaç dakika sonra bir kız karşıma dikildiğinde sinir kat sayım tavan yapmıştı zaman geçiyordu ve o benden daha çok uzaklaşıyordu. neden herkes konuşmak hareket etmek için bu yavaştı bu sabah. beni delirtmek için mi?

''dün gece ki bayan mı? evet sabah altı gibi çıkarken gördüm onu. ağlıyordu.

ağlıyordu mu? neden tanrım. 

koşarak odaya çıktım. ve eşyalarımı toparladım. ve otoparka inip çeketimin cebindeki araba anahtarını aldım. ama anahtarın yanında birde kağıt parçası geçti elime. 


beni bırakmayacağına söz vermiştin ama sen ilk tökezlemede elimi bırakacağını ispatladın. beni usoya götüremeyeceksin buna izin vermeyeceğim. gidiyorum seni deliler gibi severek gidiyorum. 

ezra.....


duymuş konuşmaları duymuş ve lanet olsun ki yanlış anlamış. 

serçe diye bağırdım boş otoparkta. bu ses hayatımın son sesiydi o gelene kadar bir daha konuşmayacaktım. ve o gelene onu bulana kadar asla ama asla durmayacaktım....





KATİLİM vol:1 and vol:2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin