Sosyetik Güzel - 1. Bölüm

46.9K 1K 165
                                    

- Lara Tüker Medya'da :)

* Başlarda fazlasıyla klişe gelebilir. Ama konu açılıyor merak etmeyin. Ben yazarken eğlendim umarım siz de eğlenirsiniz. *

Rüyamda gördüğüm adamı hatırlamaya çalıştım. Aramızda geçenler fazlasıyla gerçekçiydi. Ama hatırladığım tek şey erkek olduğuydu. Tıpkı dikenli bir tel gibi sert sakalları vardı gibi, düşünürken yüzümü kaşındırmıştı. Ne gözlerini ne saçlarını ne de ses tonunu... Bir adamda hatırlamam gereken hiçbir şeyi hatırlamıyordum. Belki biraz bağırırken ki sesinin gürlüğünü hatırlıyor olabilirim ama o da hala kulaklarımın çınlamasından olsa gerekti. Sabah uyandığımda akşam beyaz olan elbisemin yer yer çimen, yağ, vişne ve kahve lekesi içerisinde olduğumu gördüm. Bunlar ne ara benim üzerime dökülmüştü? Ağzımdaki soğan kokusu mayhoş bir tattaydı, suratımı ekşittim. Dün biri bana ne yedirmişti böyle? Avucuma doğru hohladım ve onu kokladığımda midem bulandı. Bu kokuyla tüm ev halkını bayıltabilirdim. Berbattı. Sabahları ağzım asla kokmazdı. Bu bir skandal olmalıydı. Kafamı tekrar yastığa koydum. Sanırım ben bu sabah ölmeyi unutmuştum, başım çatlıyordu.

Kapımın çalınması ve ardından gelen şen şakrak sesle bir hanımefendiye yakışmayacak şekilde sesler çıkarttım ama hanımefendiliğim mi kalmıştı?

"Günaydın Lara Hanım, Paşa Bey aşağıda sizi bekliyor bir de çok yakışıklı bir misafiri var. Unutmadan söyleyeyim anneniz ağzınızı çamaşır suyuyla yıkayıp inmenizi tavsiye ediyor."

"Çamaşır suyu mu?"

"O koku ve siyahlık anca geçermiş."

Sabah sabah enerjisiyle tüm odayı doldurması yetmezmiş gibi esprilerinin soğukluğuyla da odayı donduran Nevi'ye baktım. Kolumu kaldıracak halim yoktu. Sızlandım ve bir kolumu sağ taraftan sol tarafa attım. Kolumu kaldıracak halimin olduğunu görmek güzeldi.

"Lara Hanım son 14 dakikanız kaldı."

"14 mü, sen benimle dalga mı geçiyorsun Nevi!"

"Peki, efendim!" deyip kapıya doğru ilerleyen kadına baktım. Şaka mı yapıyordu?

"Nevi, sen benimle dalga mı geçiyorsun?"

"Ben yardım etmezsem oradan kalkamayacaksınız değil mi?" Nevi'nin yamuk ve ukala bir gülüşle eli belinde bana bakmasına gözlerimi devirdim. Beni tanıyordu ve yardım etmek için o sihirli kelimeleri söylememi bekliyordu. Zorlanarak sağ bacağımı havaya kaldırdım. Harika şimdi sıra sağ kolumda, yatak alanı dışında bir hava boşluğuna doğru çevirdim bacağımı, yapamayacağım, pes ediyorum, buraya kadar!

"Sana ihtiyacım var bebeğim, buraya gelir misin?"

Sırıtarak koşa koşa yanıma gelen kadına baktım. Bizimle kala kala mı delirmişti yoksa en başından mı böyleydi hatırlamıyorum ama bu kadını çok seviyordum. Ergenliğimin en ağır ve en isyankâr evrelerinde hayatıma girmişti. O zamanlar onu kızdırmak ve kaçırmak için o kadar şey yapmama rağmen kaçıp gitmemesine memnundum. Ben evin tek çocuğuydum bir zahmet biraz nazım, biraz şımarıklığım olacaktı. Biraz da mükemmel olunca insan ne yapsın, sıradan insanların anlayamayacağı bir insan oluyorsunuz. Nevi şu an benim için sıradan insan değildi gerçi, o mükemmel ötesi bir ablaydı artık.

"Çok güzel, hadi bana patini ver."

Gözlerimi devirsem de uzatmadım ve sol kolumu ona uzattım. Beni yattığım yerden söktü ve ayağa kaldırdı. Öpüşecekmiş gibi yakın mesafede durduğumuzda burnunu kapayarak benden uzaklaştı. "Öf!"

"Ben ne yedi akşam, pis bir şey mi yedim, bok mu yedim ya?"

"Bok mu, aaa çok ayıp Lara Hanım!"

Sosyetik GüzelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin