Bölüm 37 = Komuta Bende

1.2K 77 47
                                    

İkili kapıdan içeri girdikleri an Alex Max'in yol boyunca aşırı düşünceli haline bakıp iç geçirdi.

"Bu kadar düşünecek ne var?" derken ardından kapıyı kapattı.

Max beyninde dönen düşünceleri ve ardından oluşan soruların hepsini ona sormak için yanıp tutuşsa da, Alex'in adım adım üstüne gelmesiyle hepsini şimdilik rafa geri kaldırdı.

Alex burnunu Max'inkine sürterek "Neden bu kadar çok düşünüyorsun herşeyi?" diye sordu tekrardan.

Max elinde olmadan gülümsedi. Alex'in kendisini bu denli iyi okuyabilmesi hoşuna gitmişti. Kokusunu içine çekip dudaklarını onun dudaklarına sürttü.

Alex'inkiler anında istekle açılınca Max "Düşüncelerimi sonrada tartışabiliriz, önce seninle vakit geçirmek istiyorum" diye mırıldanıp kendi dudaklarını Alex'inkilerle birleştirdi.

Dilleri birbirleri ile oynaşırken Alex'in elleri Max'in deri çeketine girdi. Çeketi omuzlarından aşağıya düşürdü. Bir insan neden bu havada deri çeket giyerdi ki...

Öpüşmeleri git gide alevlenirken ikili en yakın yatak odasına doğru adım adım ilerliyor ve üstündekileri de birer birer soyarak yerle buluşturuyordular.

Alex'in yönlendirmesiyle Max geri geri giderken sırtı sert bir şekilde kapıya çarpmasıyla inledi.

Alex Max'in inlemek için acılan dudaklarına "Pardon bebeğim benim hatam" diyerek arkasındaki kapının kulpunu çevirip açtı.

Odanın içinden yatağa doğru ilerlerlerken Alex'in eli, Max'in pantolonunun düğmesine gittiğinde Max az önceki düşüncelerinin tamamını unutmuştu bile.

Alex'in kendisine dokunduğu her yer alev alev yanıyordu adeta. Onunla her anı muammaydı ve bu onu daha çok arzulamasına neden oluyordu.

Alex hızla onun kemerini çözdükten sonra pantolonunun düğmesini de çözerek dudaklarını Max'ten ayırıp "Yat" diye emir verdi net bir şekilde.

Max kendisinden istenileni anında yerine getirerek yatağa oturdu ve Alex'in kendi pantolonunun düğmesi ile cebelleştiğini görüp ona yardım etmek için tam el atacaktı ki Alex düğmesini açıp pantolonunu hızla aşağıya indirip sadece baksırı ile kaldı.

Alex onun ellerinin hali hazırda kendisine doğru geldiğini görüp bu fırsatı değerlendirerek onu az önce ormanda kendisine yaptığı gibi bileklerinden tutup yatağa başının üstüne sert bir şekilde bastırdı.

Max kendisini birden yatakta yatarken bulmuştu ve Alex usulca onun üstüne çıktı.

Gözleri birbirleri ile buluştuğunda Alex Max'in kahvelerinde kaybolmak istedi. Burnunu onun kulağının hemen altındaki noktaya sokup sıktığı parfümle bedenindeki ölümün kokusunu içine çekti.

Max'in iki bileğini de tek eline alıp diğeri ile onun saçlarından başlayarak yanağına ardından da boynuna okşayarak indirdi.

Boynunun çevresini okşarken diliyle kulak memesinden çenesine doğru yalayarak ilerledi.

Parmakları Max'in boynunu kavradı. Max o kadar hızlı nefes alıp veriyordu ki Alex onun sırf böyle küçük şeylere bile verdiği aşırı tepkiye bayıldı.

Dudağı ile yanağının arasındaki çukura kendi dudaklarını değdirerek "Çok hızlı soluk alıp veriyorsun, seni bu kadar mı heyecanlandırıyorum Vampir" dedi şehvetle.

Max Alex'in bedeninden yayılan feronom kokusu ve şehvetin altında eziliyordu ama Max söylemeden kendisi bile ne kadar seri soluk aldığının farkında değildi.

Git Gidebilirsen BxBWhere stories live. Discover now