Bölüm 12 = Düşman Topraklar

1K 82 41
                                    

Alex bahçede daha birkaç adım atmıştı ki ışık hızında önünde sarı saçlı orta boylarda bir kız gelip durdu. Saçları geliş hızından dolayı biraz dağılmış olsa da onları umursamadan Alex'in gözlerine merakla bakıyordu.

Alex sarı saçlarının altında parlayan yeşillere bakıp yutkundu. Daha kalkanları geçeli yirmi saniye bile olmamıştı oysaki ve daha şimdiden başka bir Vampirle burun buruna gelmişti.

Max "Bu Alex" dedi kıza ve kız ona sanki onu daha yeni fark ediyormuşçasına dönüp baktı.

Ardından tekrardan Alex'e bakıp sanki uzaylı görmüş gibi "Alex" diye tekrarladı. "Sen şu ölen kızın abisiydin değil mi?"

Alex karşısındaki kızın varlığı ile iliklerine kadar ürperdi. "Evet" derken onu ilk gördüğü an aldığı auranın aynısını tekrar aldı. "Sende geçen bana kardeşimi getiren Vampirsin."

Maria elini ona neşeyle uzatarak "Ben Maria" dedi.

Alex kızın yeşil gözlerinin içine bakarken elini ona uzatıyordu ki Maria "Eğer zihnimi kontrol etmeye çalışmayacaksan tokalaşabiliriz" diyerek birkaç milim geri çekip durdu.

Alex kıza bakıp "Bunu nereden biliyorsun?" diye sordu merakla.

"Geçen Alfan zihnimin en derin köşelerine kadar seyahat edip bana birkaç saniyeliğine uzun hayatımı sorgulattığı için bunu bir daha kaldıramam" diyerek kendisini açıkladı fakat yine de elini ona doğrultmadı.

"Benim böyle birşey yapabileceğim fikri nereden geldi aklına?"

Maria sevecenlilikle gülümseyip birkaç milim öne doğru eğildi ve "Aynı onun gibi beklenti ile bakıyorsun bana" dedi. "Eğer zihnime bulaşmayacaksan tokalaşabilirim seninle."

Alex kızı onaylayıp onaylamamakta kararsız kaldığı için Max'e baktı. Max onu onaylarcasına başını hafiften aşağıya eğip tekrardan yukarı kaldırınca Alex derin bir nefes alıp kızın kendisinden geri uzaklaştırdığı elini tutup tokalaştı.

Bunu yaparken zihni onu elegeçirmek için yanıp tutuşsa da kendi zihnini kızınkine kapatıp onunkini de kendininkisinden uzaklaştı.

Maria elini ondan geri çekerken "Teşekkür ederim Alex, ben size sütlü kahvenizi hazırlayayım" diyerek aynı hızda geldiği gibi geri gidince Alex bir anlık şaşkınlıkla Max'e dönüp "Sende onun kadar hızlı hareket edebiliyor musun?" diye sordu.

Max onun bakışlarındaki şaşkınlığa ve meraka gülümseden edemedi. Alex sanki ondan hiç öyle bir şey beklemiyormuş gibi değişik bir ifadeyle bakıyordu.

"Senden geçen gün ormanda nasıl kaçtım sanıyorsun" derken durduk yere neşelenmişti.

"Sen uzaklaşsan da kokun ardında kaldı ama" diye takıldı Alex ona.

Max "Parfüm kaliteliymiş en azından onu anlamış olduk" derken evin arka bahçesinden ön varendasına doğru yürüyordu ki Alex'in hemen yanındaki pencerenin perdesinin hareket ettiğini fark etti. Kimsenin ona birşey yapmayacağını biliyordu ama yinede az önce Maria'nın ona bilerek göz korkutmak amaçlı o şekilde hızlı hareket ettiğinin de farkındaydı.

Alex etrafına bakınırken "Ben bu kasabada doğdum ve burada büyüdüm ama daha önce hiç burayı görmemiştim" derken aslında araçla defalarca buranın üst sokağından geçmesine ve yüzlerce kez bu ormanın yakın çevresinde çocukken saklambaç oynayıp geceleri dolanmasına rağmen fark etmemesine şaşırdı.

"Burası Vampirlerin özel mülkü ve fark edilmemesi için büyülenmiş." dedi Max. "Büyü sana burayı hissettirmiyor ve burayı bilmediğin sürece yaklaşmamanı sağlıyor ama yinede istersen araziye girebiliyorsun tabikide. Biz gelince de benim kalkanları devreye sokup kendimizi daha çok koruma altına aldık."

Git Gidebilirsen BxBUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum