Bölüm 24 = Mariana

831 84 40
                                    

Max aracın kapısını kapattığı gibi sinirle gaza basıp oradan uzaklaştı. Alex bu sefer onu gerçektende kızdırmıştı. Ona toplantıdan sonra istediği söylerdi zaten ama o ne yapmıştı, hem kendilerini zora sokmuş hemde kendisine hakaret etmişti. Hem neremi zamanında kime siktirttiğimin hesabını ona verecek değildim.

Max onunla arkadaş olmaya, ona ayak uydurmaya çalıştıkça Alex hırçınlaşıyor veya daha farklı bir şeye dönüşüyordu. Hem ona uzak hemde bir o kadar yakın gibiydi.

Birgün önce onu yanağından öpmüş ertesi günde götünü siktirmekten bahsediyordu. Siktiğimin salağı...

Onun kendisine bir adım geldiğini düşünürken tek bir hareketiyle iki adım geri gittiğini fark etmek onu kızdırıyordu. Alex'e hiç bir şey yapmamasına rağmen onun kendisine sergilediği tavırlara inanamıyordu ki bu hareketi bu sefer son noktaydı onun için.

Max Mariana'nın bulunduğu huzur evine doğru ilerlerken beyninde Alex'in kendisine "Senin sikicin Johas" dediği cümle yankılanıyordu. Bu nasıl bir üsluptu? Bu nasıl bir tavırdı...

Max diline gelen metalik tatla sinirden Vampir dişlerinin çıktığını fark etti. Eski ingiliz şatolarından dönüştürülen huzur evine vardığında aracı bulduğu ilk yere park etti.

Bir kaç defa derin enfes alıp dişlerinin geri yerine girmesini beklemeden aracından inip huzur evine girdi. Koridor boştu ama Max Mariana'nın odasının bulunduğu yeri bildiğinden tam o kata gitmek için merdivenlerden çıkacakken elinde tepsiyle hızla aşağıya inen genç bir hemşire ile karşılaştı.

Kız ona "Kime gelmiştiniz efendim?" diye sordu.

"Ben Metzger Blauer, Mariana Kocher'in resmi vasisiyim ve onu ziyarete gelmiştim."

Kız ona hemen karşılarındaki bahçeti işaret edip "Kendisi temiz hava almak için bahçeye çıktı efendim" dedi.

Max kıza teşekkür ederek yanından ayrılıp bahçeye gittiğinde gözleri ilk onu gördü. Burnuna dolan esrarengiz sihir kokusu bedenini huzurla doldurdu. Mariana'nın bu yanını çok seviyordu, bir cadı olmasına rağmen tek bir kötü büyü yapmamış ve ömrünü tamamen iyi niyetle geçirmişti. Bu güne kadar yaptığı tüm o masumane büyü ve sihirler hepsi bedeninde papatya bahçesini andıran bir kokuyla bezemiş ve onu sahiplenmişlerdi.

Max ona doğru bir kaç adım attığı an Mariana başını geriye yaslamış ve sürü halinde uçan kuşlara bakmayı bırakarak birden başını öne doğru indirip Max'in geldiği yöne çevirdi.

Max onun sarıya çalan açık kahve gözlerini gördüğü an "Mariana" diye mırıldandı.

Mariana yüzündeki onlarca kırışığa rağmen hala ilk günki gibi çok güzel göründü gözüne. Siyah tekerlekli sandalyesinde oturmasına rağmen elleri ona daha çabuk ulaşmak için hızla tekerleklere gitse de Max ışık hızında kadının yanına gidip boynuna sarıldı.

Mariana'nın boğazına kadar gelen hıçkırığı bastırdığını bildiğinden "Sakın ağlama, gözyaşlarını görmek için değil güler yüzünü görmeye geldim" diyerek onu peşinen uyardı.

Mariana kartlaşmış sesiyle "Söz veremem" dediğinde Max kollarını onun boynundan çekip belkide hayatını borçlu olduğu kadının önünde diz çökerek ona aşağıdan bakmaya başladı.

Onun buruşmuş ellerini avuçlarının içine alıp ince ve hassaslaşmış derisini baş parmağıyla okşarken "Seni her gördüğümde güzelliğine güzellik katmayı nasıl başarıyorsun acaba" diye sordu.

Mariana kikirdedi. "Ah Max seni kart zampara diyeceğim ama öyle biri olmadığını bildiğimden bu sıfatı bir başkasına saklayacağım."

Max kadına sadece "Seni özledim" diye bildi.

Git Gidebilirsen BxBWhere stories live. Discover now