Bölüm 23 = Meclis

829 77 63
                                    

Toplantıya girdiklerinde Max tüm gücünü içine çekmişti. Alex onun Vampirliğini iliklerine kadar hissettiği an tüğleri diken diken olup iyice huzursuzlandı. Zaten etrafının yaşlı Vampirlerle dolu olduğu yetmiyormuş gibi birde Max'i bu şekilde hissetmek onu iyiden iyiye geriyordu.

Toplantı ise beklediklerinden daha uzun ve daha sorgulayıcı geçiyordu. Kendisine verilen tüm sorulara düzgün cevaplar vermiş ama bakışlarını mecliste üçüncü sırada oturan Johas'ın üzerinden alamıyordu. Johas'ın aksine Alex'in yüzü sert ve memnuniyetsizdi ona bakarken.

Toplantının sonlarına doğru Alex iyiden iyiye gerildi. Tüm sorular tamamen Max'e yönlendirilmiş ve kendisine süs köpeği muamelesi yapıldığı hissine kapıldı.

Bacağını titretip iç çekmeye başladığı an Johas onun sıkıldığını fark edip boğazını temizleyerek "Alexander size şahsi bir şey sorabilirmiyim?" diye konuya girdiği.

Max Alex'in sergilediği değişik tavırlardan her an pot kırabileceğini düşündüğünden "Şahsi meseleler için fazla vaktimiz yok aslında" derken Alexde aynı anda "Sor" dedi sert bir şekilde.

Diğer Vampirler şaşkınlıkla Alex'in üslubuna bakakaldılar. Deminden beri kendilerine verilen tatminkar cevap ve saygılı duruşu Johas'ın önünde tamamen boşa gitmişti. Hepsinin birbirlerine karşı olan bakışlarını Alex görmemezlikten geldi. Johas'ın deminden beri ona bakıp sırıttığının bilincindeydi ve artık bu sinirlerine dokunmaya başlamıştı.

"Obsidiyen klanı köklü bir klandır. Bizler elbette sizlere yardım etmeyi çok isteriz ama sizler gerçektende biz Vampirlerin güçlerine ihtiyaç duyacak kadar muhtaçmısınız bizlere?"

Alex'in yüzündeki sertliğin yerini nefret dolu bir gülümseme aldı. Alex ağzını açmak üzere derin bir nefes almıştı ki Max tüm meclisin önünde Alex'in elini tutup Johas'a "Onlar teklifimizi defalarca reddettiler. Biz yani ben bu teklifi onlar için sunuyorum, onlar değil" dedi.

Max, Johas'ın Alex'i şuan küçük bir çocuk gibi kızdırmaya çalıştığının farkındaydı ve Alexde zaten hemen sinirlenen biri olduğu için tüm bu yolculuğun saçma bir didişme yüzünden boşa gitmesini istemiyordu.

"Fakat ben bu soruyu sana değil ona sordum."

"Seninle olan mazimizin hatrına dayanara..."

Alex Max'in cümlesini bölerek "Bizler kimseye muhtaç değiliz ama sizlerin neden bizim arkamızda kuyruk gibi sürekli dibimizde bittiğinizi söyleyebilirim istersen" dediğinde meclisteki Vampirler kendi aralarında Alex'in tavrı için söylenmeye başladılar.

Tek söylenmeyen kişi Johas'dı ki o da gülümsemesini yüzüne daha çok yayarak "Bunu duymayı çok isterim doğrusu" diye sordu ellerini birbirlerine kenetletip merakla onun cevabını beklerken.

"Korkuyorsunuz, biz kurtları bile bu şekilde parçalayan varlık ve yaratığın dönüp dolaşıp sizlerin ensesine dayanmasından deli gibi korkuyorsunuz. Bizleri korumanız filan bahane, sizler sadece kendinizi düşünüyorsunuz ve bili..." Derken Max Alex'in tuttuğu elini sertçe sıkmaya başlayınca Alex başını ona çevirip "Ne var yalan mı?" diye sordu elindeki kemiklerin acı içinde bükülmesini göz ardı etmeye çalışarak.

Max Alex'in bakışlarındaki keskinlik ve kararlılığa öylece bakakaldı. Onun elini ne kadar sıkarsa sıksın onun o mavi gözleri adeta sinirle dolup taşmış ve elinin sıkılıyor olmasına rağmen ondaki sinirin kendi bedenine yayıldığını hissetti. Elini sanki ateşte yakmış gibi hızla geri çekti.

Alex onun düşündüğünden daha güçlü bir betaydı. Ne kadar istemese de her türlü özelliği en uç noktalarında yaşayan ve en ufak bir rekabette kesinlikle Alfalığa yükselme olasılığı olan bir beta.

Git Gidebilirsen BxBWhere stories live. Discover now